9789757268918
752915
https://www.hesapli24.com/ibn-i-kemale-gore-ehl-i-sunnet-dusuncesi
İbn - i Kemâl'e Göre Ehl - i Sünnet Düşüncesi
16.94
Osmanlı Tarihinde ciddi bir fikir ve tefekkür hayatının bulunmadığı yerli ve yabancı yazarlar tarafından sıkça dile getirilen bir meseledir. Bir çadır devleti olarak yola çıkan Osmanlı Devleti XV. ve XVI. asırlarda imparatorluk haline gelmiş ve ilmî, fikrî, askerî ve idârî sahalarda dünyanın en güçlü devleti olmuştur. Hiç şüphesiz ki, devletin bu hale gelmesinde, Osmanlı'nın ilme ve ilim adamlarına vermiş olduğu değer Osmanlı Devleti'ni asırlarca ayakta tutmuştur.
Söz konusu asırlarda İstanbul, bir ilim ve kültür şehri haline gelmiş, Doğudaki ilim adamları akın akın İstanbul'a göç etmişlerdi. Osmanlı Devleti'nin ilk yüz elli yılı İslam'ın ilk şahlanış yılları olan ilk üç asra benzemektedir. Bu yıllar içinde Osmanlı Devleti'nin de kendine has İmam-ı Gazali'leri, Serahsileri ve hatta Hasan-ı Basrileri yetiştirdiği kanaatindeyim.
Bir fıkıh uzmanının tesbitine göre Ebüssuud Efendi, eğer müçtehidler asrında gelseydi, belki müstakil bir mezhep sahibi olurdu.
Osmanlı Ulu çınarını ayakta tutan Somuncu Baba'lar, Dursun Fakihler, Şeyh Edebalılar, Zenbilli Ali Efendiler, Molla Fenârîler, Gelenbevîler de asla unutulmamalıdır.
Elinizdeki eser dönemin güçlü simalarından İbn-i Kemal'in ilim ve fikir hayatına ne denli katkıda bulunduğunu ortaya koymakta, onun şahsında, zamanındaki fikrî seviyenin ve sosyal durumun nasıl olduğunu anlatmaktadır.
Bu dönemde ilme ve ilim adamlarına verilen önemden dolayı, askeriyeden (seyfiyye) ayrılarak ilmiyeye intisap eden, ancak geç intisabına rağmen çok semereli bir hayat geçiren ve ilmiyenin her kademesinde vazife yapan İbn-i Kemal'i daha iyi anlayabilmek, Onun mücadelelerinin değer ve kıymetini daha iyi idrak edebilmek için onun yaşadığı ortamın çok iyi tahlil edilmesi gerekmektedir.
İbn-i Kemal, Osmanlı Kanunnâmelerini tedvîn eden bir kanunşinâsdır; Karaman ve Rumeli Eyaleti gibi mühim eyaletleri tahrir eyleyen muharrir yani il yazıcısıdır; kendisinden sonra gelen tarihçilere temel kaynak olan Osmanlı Tarihinin müellifi bir tarihçidir; yaklaşık 40 küsur Risaleleri ile Osmanlı düşünce tarihine yön veren bir kelâmcı ve mütefekkirdir.
Muhtârât adlı fetva mecmuasının da ispat ettiği üzere hem Yavuz Sultan Selim'in ve hem Kanuni Sultân Süleyman'ın güçlü bir Şeyhülislâmıdır; senelerce ilmiye teşkilatının başında fiilen görev yapmış Rumeli, Kazaskeri ve kısaca tam bir müfti's-sakaleyn yani cin ve insan müftüsüdür.
Bu eserde İbn-i Kemal'in yaşadığı asırdaki fikir ve düşünce akımlarını, medreselerin fikir ve düşünce hayatındaki etkinliğini, sosyal ve dinî durumu, ayrıca giriş bölümünde İbn‐i Kemal ile ilgili bugüne kadar tespit edebildiğimiz çalışmaları Üç bölüm altında bulacaksınız.
Birinci bölümünde, İbn-i Kemal'in hayatı, şahsiyeti, eserleri ve bilim hayatındaki yerini ve O'nun yetişmesinde emeği bulunan mümtaz hocaları ile kendi yetiştirdiği ve o döneme hatta günümüze ışık tutan değerli talebelerini bulacaksınız.
İkinci bölümde, İbn-i Kemal'in inanç ve amelî ekoller ile ilgili çalışmaları, zamanında mevcut bulunan ve devletin devam ve bekasını sarsan ekollerle olan mücadelesini ortaya konulmaktadır.
Üçüncü bölümde ise, İbn-i Kemal'in temel i'tikâdî ve felsefî konuları içeren, iman anlayışının yanında, Allah inancı, Kur'ân hakkındaki görüşleri, yeniden yaratılış (meâd) düşüncesi, kaza ve kader ile insan görüşünü ele alınmaktadır. Bu bölüme ilave olarak, Onun gününde tartışılmakta olan konulardaki görüşlerine de temas edilmektedir.
Bu konular genellikle XV. ve XVI. Asır Türkiye'sinde umumi efkârı meşgul eden, dinî ağırlıklı konulardan büyük öneme haiz olan tasavvuf ve benzeri konuları içine almaktadır.
Eserin hazırlanması sırasında İbn-i Kemal'in kendisine ait olan eserlerden Tevârih-i Âl-i Osman ve birkaç küçük risâlesi hariç genellikle Arapça olan eserlerinden ve genellikle el yazmalarından, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi içinde yer alan pek çok koleksiyondan, Fatih Millet Kütüphanesi, Nuru Osmaniye Kütüphanesi ve Bayezid Kütüphanesinden bulduğumuz kaynaklarından istifade edildi.
“İbn-i Kemâl'e Göre Ehl-i Sünnet Düşüncesi” adlı eserin birinci ve ikinci baskısı arasında Osmanlı Devleti'nin en ihtişamlı döneminde Müderrislik, Kadılık, Kazaskerlik ve Şeyhülislamlık yapmış olan büyük âlim ve mütefekkir İbn-i Kemal hakkında pek çok çalışmalar yapıldı.
Bu çalışmaları derli toplu bir vaziyette özellikle düşünce tarihimizi ilgilendiren hususlar eserin yeni baskısında yer aldı. Ayrıca Kur'an'ın Mucizeliği konusunda sarfenin mucize sayılıp sayılmayacağı konusunda mütalaalar yapılırken birinci baskıda yapılan bir yanlışlık bu baskıda değiştirildi.
Bunun dışında genel hatları ile çok değerli hocalarımızın tashih ettiği şekle zarar vermemek için çalışma olduğu gibi bırakıldı. Zira ana kaynaklardan yola çıkarak verdiğimiz bilgilerde şüphesiz bir değişiklik olmadı ve olamazdı da.
Osmanlı Tarihinde ciddi bir fikir ve tefekkür hayatının bulunmadığı yerli ve yabancı yazarlar tarafından sıkça dile getirilen bir meseledir. Bir çadır devleti olarak yola çıkan Osmanlı Devleti XV. ve XVI. asırlarda imparatorluk haline gelmiş ve ilmî, fikrî, askerî ve idârî sahalarda dünyanın en güçlü devleti olmuştur. Hiç şüphesiz ki, devletin bu hale gelmesinde, Osmanlı'nın ilme ve ilim adamlarına vermiş olduğu değer Osmanlı Devleti'ni asırlarca ayakta tutmuştur.
Söz konusu asırlarda İstanbul, bir ilim ve kültür şehri haline gelmiş, Doğudaki ilim adamları akın akın İstanbul'a göç etmişlerdi. Osmanlı Devleti'nin ilk yüz elli yılı İslam'ın ilk şahlanış yılları olan ilk üç asra benzemektedir. Bu yıllar içinde Osmanlı Devleti'nin de kendine has İmam-ı Gazali'leri, Serahsileri ve hatta Hasan-ı Basrileri yetiştirdiği kanaatindeyim.
Bir fıkıh uzmanının tesbitine göre Ebüssuud Efendi, eğer müçtehidler asrında gelseydi, belki müstakil bir mezhep sahibi olurdu.
Osmanlı Ulu çınarını ayakta tutan Somuncu Baba'lar, Dursun Fakihler, Şeyh Edebalılar, Zenbilli Ali Efendiler, Molla Fenârîler, Gelenbevîler de asla unutulmamalıdır.
Elinizdeki eser dönemin güçlü simalarından İbn-i Kemal'in ilim ve fikir hayatına ne denli katkıda bulunduğunu ortaya koymakta, onun şahsında, zamanındaki fikrî seviyenin ve sosyal durumun nasıl olduğunu anlatmaktadır.
Bu dönemde ilme ve ilim adamlarına verilen önemden dolayı, askeriyeden (seyfiyye) ayrılarak ilmiyeye intisap eden, ancak geç intisabına rağmen çok semereli bir hayat geçiren ve ilmiyenin her kademesinde vazife yapan İbn-i Kemal'i daha iyi anlayabilmek, Onun mücadelelerinin değer ve kıymetini daha iyi idrak edebilmek için onun yaşadığı ortamın çok iyi tahlil edilmesi gerekmektedir.
İbn-i Kemal, Osmanlı Kanunnâmelerini tedvîn eden bir kanunşinâsdır; Karaman ve Rumeli Eyaleti gibi mühim eyaletleri tahrir eyleyen muharrir yani il yazıcısıdır; kendisinden sonra gelen tarihçilere temel kaynak olan Osmanlı Tarihinin müellifi bir tarihçidir; yaklaşık 40 küsur Risaleleri ile Osmanlı düşünce tarihine yön veren bir kelâmcı ve mütefekkirdir.
Muhtârât adlı fetva mecmuasının da ispat ettiği üzere hem Yavuz Sultan Selim'in ve hem Kanuni Sultân Süleyman'ın güçlü bir Şeyhülislâmıdır; senelerce ilmiye teşkilatının başında fiilen görev yapmış Rumeli, Kazaskeri ve kısaca tam bir müfti's-sakaleyn yani cin ve insan müftüsüdür.
Bu eserde İbn-i Kemal'in yaşadığı asırdaki fikir ve düşünce akımlarını, medreselerin fikir ve düşünce hayatındaki etkinliğini, sosyal ve dinî durumu, ayrıca giriş bölümünde İbn‐i Kemal ile ilgili bugüne kadar tespit edebildiğimiz çalışmaları Üç bölüm altında bulacaksınız.
Birinci bölümünde, İbn-i Kemal'in hayatı, şahsiyeti, eserleri ve bilim hayatındaki yerini ve O'nun yetişmesinde emeği bulunan mümtaz hocaları ile kendi yetiştirdiği ve o döneme hatta günümüze ışık tutan değerli talebelerini bulacaksınız.
İkinci bölümde, İbn-i Kemal'in inanç ve amelî ekoller ile ilgili çalışmaları, zamanında mevcut bulunan ve devletin devam ve bekasını sarsan ekollerle olan mücadelesini ortaya konulmaktadır.
Üçüncü bölümde ise, İbn-i Kemal'in temel i'tikâdî ve felsefî konuları içeren, iman anlayışının yanında, Allah inancı, Kur'ân hakkındaki görüşleri, yeniden yaratılış (meâd) düşüncesi, kaza ve kader ile insan görüşünü ele alınmaktadır. Bu bölüme ilave olarak, Onun gününde tartışılmakta olan konulardaki görüşlerine de temas edilmektedir.
Bu konular genellikle XV. ve XVI. Asır Türkiye'sinde umumi efkârı meşgul eden, dinî ağırlıklı konulardan büyük öneme haiz olan tasavvuf ve benzeri konuları içine almaktadır.
Eserin hazırlanması sırasında İbn-i Kemal'in kendisine ait olan eserlerden Tevârih-i Âl-i Osman ve birkaç küçük risâlesi hariç genellikle Arapça olan eserlerinden ve genellikle el yazmalarından, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi içinde yer alan pek çok koleksiyondan, Fatih Millet Kütüphanesi, Nuru Osmaniye Kütüphanesi ve Bayezid Kütüphanesinden bulduğumuz kaynaklarından istifade edildi.
“İbn-i Kemâl'e Göre Ehl-i Sünnet Düşüncesi” adlı eserin birinci ve ikinci baskısı arasında Osmanlı Devleti'nin en ihtişamlı döneminde Müderrislik, Kadılık, Kazaskerlik ve Şeyhülislamlık yapmış olan büyük âlim ve mütefekkir İbn-i Kemal hakkında pek çok çalışmalar yapıldı.
Bu çalışmaları derli toplu bir vaziyette özellikle düşünce tarihimizi ilgilendiren hususlar eserin yeni baskısında yer aldı. Ayrıca Kur'an'ın Mucizeliği konusunda sarfenin mucize sayılıp sayılmayacağı konusunda mütalaalar yapılırken birinci baskıda yapılan bir yanlışlık bu baskıda değiştirildi.
Bunun dışında genel hatları ile çok değerli hocalarımızın tashih ettiği şekle zarar vermemek için çalışma olduğu gibi bırakıldı. Zira ana kaynaklardan yola çıkarak verdiğimiz bilgilerde şüphesiz bir değişiklik olmadı ve olamazdı da.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.