9786256394117
763540
https://www.hesapli24.com/ibrahim-alaeddin-govsa-terbiye-psikolojisi-aileler-ve-ogretmeler-icin
İbrahim Alâeddin Gövsa Terbiye Psikolojisi;- Aileler ve Öğretmeler İçin-
12.17
“İnsan yavrusu birçok yetenekle donanımlı olarak doğuyor. Bu yetenekler
çocukta birer tohum halindedir. Annesi, babası, akrabası veya
öğretmenleri gibi farklı yaşlarında çocuğun etrafında yaşayan insanlar
gelenekleri, hareketleri ve sözleriyle nasıl tesirler yaparlarsa çocuğun
doğuşunda mevcut olan yetenekleri bu tesirlere göre gelişir.
Çocuk doğduğu günden itibaren etrafındaki insanların tesirlerine tâbi
olduğu için terbiye o andan itibaren başlıyor demektir. Esasında ilk günler
ve ilk haftalarda bile gıda almak, uyuyup uyanmak gibi alışkanlıkları,
annelerin verecekleri tesirlere göre yerleşir… Zaman geçtikçe çocuğun
bütün hareketleri ve ardı sıra konuşmayı öğrenmeye başlayınca fikirlere ve
hislere ait tüm özellikleri, etrafındaki insanların yaptıkları tesirlere göre
oluşur. Tutumlar, hareketler, söyleyişler, sözler, düşünceler, hisler,
benimsenen görüşler; annenin, babanın ve mürebbiler ile öğretmenlerin
tesirlerine bağlı olur.
Çocuklar üzerinde gerçekleştirdiğimiz bu tesirler bazen isteyerek, bilerek
ve düşünerek yapılmıştır. Bazen de bilmeksizin ve düşünmeksizin
meydana gelmiştir. Hatta terbiyeye tesir eden şeylerin büyük bir kısmı
büyüklerin düşüncesiz ve iradesiz olarak yaptıkları, tabii hareketlerden ve
söyledikleri sözlerden oluşur. Bunun içindir ki çocuğa tesir yapacak
durumda olan insanlar her türlü hareketleri ve sözleriyle gösterdikleri
örneğin ne kadar etkili olduğunun önemini anlayabilirlerse çocuk
karşısındaki bütün davranışlarında ve sözlerinde mümkün olduğu kadar
düşünceli ve ölçülü olmak zaruretini kabul ederler ve ona göre hareket
ederler. Başkalarını terbiye edecek kişilerin ilk iş olarak kendilerini terbiye
etmeleri lazım gelir. Öğretmenlerin kendi hareket ve huylarında her zaman
uyanık, her zaman dikkatli bulunmaları lüzumu bundandır…
İnsanlık tarihi boyunca çocuklardaki maddi ve manevi kabiliyetler
tecrübelerle bir dereceye kadar anlaşılmaya çalışılmış çocukluğa mahsus
niteliklerle kabiliyetler ve farklı yaşlarda beden ve ruhun uğradığı
değişiklikler incelenmiştir. İşte bu iki bilgi türünün birleşiminden terbiye
ilmi ve sanatı ortaya çıkmıştır.”
“İnsan yavrusu birçok yetenekle donanımlı olarak doğuyor. Bu yetenekler
çocukta birer tohum halindedir. Annesi, babası, akrabası veya
öğretmenleri gibi farklı yaşlarında çocuğun etrafında yaşayan insanlar
gelenekleri, hareketleri ve sözleriyle nasıl tesirler yaparlarsa çocuğun
doğuşunda mevcut olan yetenekleri bu tesirlere göre gelişir.
Çocuk doğduğu günden itibaren etrafındaki insanların tesirlerine tâbi
olduğu için terbiye o andan itibaren başlıyor demektir. Esasında ilk günler
ve ilk haftalarda bile gıda almak, uyuyup uyanmak gibi alışkanlıkları,
annelerin verecekleri tesirlere göre yerleşir… Zaman geçtikçe çocuğun
bütün hareketleri ve ardı sıra konuşmayı öğrenmeye başlayınca fikirlere ve
hislere ait tüm özellikleri, etrafındaki insanların yaptıkları tesirlere göre
oluşur. Tutumlar, hareketler, söyleyişler, sözler, düşünceler, hisler,
benimsenen görüşler; annenin, babanın ve mürebbiler ile öğretmenlerin
tesirlerine bağlı olur.
Çocuklar üzerinde gerçekleştirdiğimiz bu tesirler bazen isteyerek, bilerek
ve düşünerek yapılmıştır. Bazen de bilmeksizin ve düşünmeksizin
meydana gelmiştir. Hatta terbiyeye tesir eden şeylerin büyük bir kısmı
büyüklerin düşüncesiz ve iradesiz olarak yaptıkları, tabii hareketlerden ve
söyledikleri sözlerden oluşur. Bunun içindir ki çocuğa tesir yapacak
durumda olan insanlar her türlü hareketleri ve sözleriyle gösterdikleri
örneğin ne kadar etkili olduğunun önemini anlayabilirlerse çocuk
karşısındaki bütün davranışlarında ve sözlerinde mümkün olduğu kadar
düşünceli ve ölçülü olmak zaruretini kabul ederler ve ona göre hareket
ederler. Başkalarını terbiye edecek kişilerin ilk iş olarak kendilerini terbiye
etmeleri lazım gelir. Öğretmenlerin kendi hareket ve huylarında her zaman
uyanık, her zaman dikkatli bulunmaları lüzumu bundandır…
İnsanlık tarihi boyunca çocuklardaki maddi ve manevi kabiliyetler
tecrübelerle bir dereceye kadar anlaşılmaya çalışılmış çocukluğa mahsus
niteliklerle kabiliyetler ve farklı yaşlarda beden ve ruhun uğradığı
değişiklikler incelenmiştir. İşte bu iki bilgi türünün birleşiminden terbiye
ilmi ve sanatı ortaya çıkmıştır.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.