9786052641736
793110
https://www.hesapli24.com/idari-yargi-kararlari-kapsaminda-deprem-nedeniyle-idarenin-kusur-sorumlulugu
İdari Yargı Kararları Kapsamında Deprem Nedeniyle İdarenin Kusur Sorumluluğu
14.59
Dünya var olduğundan beri yeryüzündeki fay hareketleri nedeniyle deprem doğal afeti meydana gelmektedir. Eski zamanlarda depremin ne zaman ve nerede olacağını bilemeyen toplumlar, doğal afet neticesinde çok zarara uğramışlardır. Ancak ilerleyen, gelişen teknoloji, bilim sayesinde depremin hangi bölgelerde ne sıklıkla olabileceği tam olarak belirlenemese dahi yüksek oranda tahmin edilmeye başlanmıştır. Günümüz toplumlarında pek çok yetkiyi bünyesinde barındıran idarenin depremler hakkında da bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu konu yaşam ve mülkiyet hakları ile doğrudan ilgilidir. Bu çerçevede, kişilerin yaşam ve mülkiyet haklarını göz önünde tutması ve depremlerin hangi gölgelerde yıkıcı etkiye sahip olacağını bilmesi gereken idare, bu durum için gerekli önlemleri almak zorundadır. Üzerine düşen bu yükümlülükleri yerine getirmeyen idarenin, idare hukuku açısından sorumlu kabul edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Anayasa gereğince eylem ve işlemlerinden sorumlu olduğu kabul edilen idarenin, yapmakla yükümlü olduğu eylemleri yapmamasından sorumlu tutulması ve meydana gelen zararları tazmin etmesi gerekmektedir. İdare hukukunda önemli bir başlık olan idarenin sorumluluğu kavramı idarenin fiili ve meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağı ile de ilgilenmektedir. Danıştay'ın da bu konuyla alakalı pek çok kararı bulunmaktadır. Kararlar incelendiğinde deprem gerçekleşmeden önce idarenin üzerine düşen eylemleri yerine getirmediği ve zarara sebebiyet verdiği hallerde tazminata hükmedilmiş; diğer durumda ise mücbir sebebe ya da illiyet bağı yoksunluğuna karar verilmiştir. Çalışmada Türkiye'deki önemli depremlere, ilgili mevzuata, yetkili kamu kurumlarına, idarenin sorumluluğuna ve bu konuyla alakalı açılmış davalar ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
Dünya var olduğundan beri yeryüzündeki fay hareketleri nedeniyle deprem doğal afeti meydana gelmektedir. Eski zamanlarda depremin ne zaman ve nerede olacağını bilemeyen toplumlar, doğal afet neticesinde çok zarara uğramışlardır. Ancak ilerleyen, gelişen teknoloji, bilim sayesinde depremin hangi bölgelerde ne sıklıkla olabileceği tam olarak belirlenemese dahi yüksek oranda tahmin edilmeye başlanmıştır. Günümüz toplumlarında pek çok yetkiyi bünyesinde barındıran idarenin depremler hakkında da bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu konu yaşam ve mülkiyet hakları ile doğrudan ilgilidir. Bu çerçevede, kişilerin yaşam ve mülkiyet haklarını göz önünde tutması ve depremlerin hangi gölgelerde yıkıcı etkiye sahip olacağını bilmesi gereken idare, bu durum için gerekli önlemleri almak zorundadır. Üzerine düşen bu yükümlülükleri yerine getirmeyen idarenin, idare hukuku açısından sorumlu kabul edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Anayasa gereğince eylem ve işlemlerinden sorumlu olduğu kabul edilen idarenin, yapmakla yükümlü olduğu eylemleri yapmamasından sorumlu tutulması ve meydana gelen zararları tazmin etmesi gerekmektedir. İdare hukukunda önemli bir başlık olan idarenin sorumluluğu kavramı idarenin fiili ve meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağı ile de ilgilenmektedir. Danıştay'ın da bu konuyla alakalı pek çok kararı bulunmaktadır. Kararlar incelendiğinde deprem gerçekleşmeden önce idarenin üzerine düşen eylemleri yerine getirmediği ve zarara sebebiyet verdiği hallerde tazminata hükmedilmiş; diğer durumda ise mücbir sebebe ya da illiyet bağı yoksunluğuna karar verilmiştir. Çalışmada Türkiye'deki önemli depremlere, ilgili mevzuata, yetkili kamu kurumlarına, idarenin sorumluluğuna ve bu konuyla alakalı açılmış davalar ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.