İmam Serahsi'nin Usul Anlayışı ;Serahsi'nin Fıkıh Usulünün Temel Konularına Bakışı

Stok Kodu:
9786057226549
Boyut:
165-235-0
Sayfa Sayısı:
384
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-03-18
Kapak Türü:
Karton
Dili:
Türkçe
15,58
9786057226549
850237
İmam Serahsi'nin Usul Anlayışı ;Serahsi'nin Fıkıh Usulünün Temel Konularına Bakışı
İmam Serahsi'nin Usul Anlayışı ;Serahsi'nin Fıkıh Usulünün Temel Konularına Bakışı
15.58
Serahsî, Mâverâünnehir ve Doğu Türkistan'da hüküm süren bir Türk-İslâm hanedanı olan Karahanlılar döneminin (840-1212) âlimlerindendir. Hocası Halvânî'den (ö. 452/1060) sonra “şemsüleimme” unvanıyla tanınan ikinci kişidir. Özkent'te (Uzcend) yaklaşık on beş yıl hapiste kalmış ve burada kütüphanesinden mahrum olduğu için eserlerinin bir kısmını ezberden bir kısmını da talebelerinin kuyu başına getirdiği nüshaları dinleyerek imla ettirmiştir. Serahsî'nin ifadesiyle 479 yılı Şevval ayının sonunda (6 Şubat 1087) Özkent Kalesi'nde yazımına başlanan el-Usûl, kendisinin İmam Muhammed'in (ö. 189/805) eserlerine yaptığı şerhlerindeki hakikati anlamaya yardımcı olacak asılların iyice öğrenilmesini sağlamak amacıyla telif edilmiştir. Bu usulü kavrayanlar, fürû meseleleri açıklarken yanlışa düşmekten kendilerini koruyacak, sınırlı asıllarla sınırsız olayları çözüme kavuştururken güvenilir bir rehbere sahip olacaklardır. Bu eser, Serahsî'nin çağdaşı ve ders arkadaşı Ebü'l-Usr el-Pezdevî'nin (ö. 482/1089) el-Usûl'ü ile birlikte Hanefî fıkıh usulünün en muteber iki klasiğini oluşturur. Serahsî ve Pezdevî'nin usul eserleri, sonraki yüzyıllarda Hanefî mezhebinin hâkim olduğu devletlerin hukuk sistemleri üzerinde etkili olan orta dönem Buhara Hanefî hukuk mektebinin usul anlayışını yansıtır. Bu çalışmada el-Usûl adlı eserdeki temel konular ele alınmış, Serahsî'nin yaklaşımı sade bir dille incelenmiş ve genel bir bakış açısı ortaya konmuştur.
Serahsî, Mâverâünnehir ve Doğu Türkistan'da hüküm süren bir Türk-İslâm hanedanı olan Karahanlılar döneminin (840-1212) âlimlerindendir. Hocası Halvânî'den (ö. 452/1060) sonra “şemsüleimme” unvanıyla tanınan ikinci kişidir. Özkent'te (Uzcend) yaklaşık on beş yıl hapiste kalmış ve burada kütüphanesinden mahrum olduğu için eserlerinin bir kısmını ezberden bir kısmını da talebelerinin kuyu başına getirdiği nüshaları dinleyerek imla ettirmiştir. Serahsî'nin ifadesiyle 479 yılı Şevval ayının sonunda (6 Şubat 1087) Özkent Kalesi'nde yazımına başlanan el-Usûl, kendisinin İmam Muhammed'in (ö. 189/805) eserlerine yaptığı şerhlerindeki hakikati anlamaya yardımcı olacak asılların iyice öğrenilmesini sağlamak amacıyla telif edilmiştir. Bu usulü kavrayanlar, fürû meseleleri açıklarken yanlışa düşmekten kendilerini koruyacak, sınırlı asıllarla sınırsız olayları çözüme kavuştururken güvenilir bir rehbere sahip olacaklardır. Bu eser, Serahsî'nin çağdaşı ve ders arkadaşı Ebü'l-Usr el-Pezdevî'nin (ö. 482/1089) el-Usûl'ü ile birlikte Hanefî fıkıh usulünün en muteber iki klasiğini oluşturur. Serahsî ve Pezdevî'nin usul eserleri, sonraki yüzyıllarda Hanefî mezhebinin hâkim olduğu devletlerin hukuk sistemleri üzerinde etkili olan orta dönem Buhara Hanefî hukuk mektebinin usul anlayışını yansıtır. Bu çalışmada el-Usûl adlı eserdeki temel konular ele alınmış, Serahsî'nin yaklaşımı sade bir dille incelenmiş ve genel bir bakış açısı ortaya konmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat