9786059436205
486199
https://www.hesapli24.com/irk-lekesi
Irk Lekesi
10.48
Gündelik hayatta, siyasette ve hatta bilimde sıklıkla karşımıza çıkar, yanlış bilgiyi doğru sanmak ve yüzeysel bir bilgiden
hareketle "derin" ve ısrarcı genellemeler yapmak. Bir bilim olarak antropoloji de bu duruma maruz kalır ve bir zamanlar bazı
antropologların "ırk" paradigmasıyla kurduğu ilişki yüzünden "ırkbilim" olarak anılmaktan kurtulamaz. Çok fazla ön plana
çıkartılmasa da, aslında yine antropoloji içinde "ırk araştırmalarına" ve "ırkçılığa" karşı bilimsel duruşları ilk dönemlerden
itibaren gözlemlemek mümkündür. Ancak antropolojinin buna rağmen üstüne sinen "ırk lekesi"nden henüz kurtulduğu
söylenemez. Aynı bilgi karmaşasının Türkiye'de de olduğunu düşünürsek, konuyu Türkiye örneğinde incelemek, "ırkbilim"
algısının nereden kaynaklandığını bulmaya çalışmak ve paradigmanın tarihsel süreç içerisinde gösterdiği değişikliği takip
etmek önemlidir. Bu nedenle metinde, Türkiye antropolojisinin kurucu figürleri olan ve hepsi farklı antropoloji alanların-
da uzmanlaşmış bilim insanları: Şevket Aziz Kansu, Afet İnan, Seniha Tunakan, Muzaffer Süleyman Şenyürek ve Nermin
Erdentuğ'un yaklaşımları, yaptıkları çalışmalar ve dönem siyaseti ekseninde analiz edildi. Böylelikle "yerli" ve "milli" bir bi-
lim arzusunun "evrensel" ve "bilimsel" bilgi karşısında sönümlenmesini de görmek mümkün hale geldi. Bu yüzden kitap, bir
taraftan antropolojiye dair doğru olanı yüzeysellikten kurtarıp, derinleştirmeye ve ayrıntılandırmaya çalışırken, diğer taraftan
yanlış bilinip genelleştirileni de düzeltmenin peşindedir.
Gündelik hayatta, siyasette ve hatta bilimde sıklıkla karşımıza çıkar, yanlış bilgiyi doğru sanmak ve yüzeysel bir bilgiden
hareketle "derin" ve ısrarcı genellemeler yapmak. Bir bilim olarak antropoloji de bu duruma maruz kalır ve bir zamanlar bazı
antropologların "ırk" paradigmasıyla kurduğu ilişki yüzünden "ırkbilim" olarak anılmaktan kurtulamaz. Çok fazla ön plana
çıkartılmasa da, aslında yine antropoloji içinde "ırk araştırmalarına" ve "ırkçılığa" karşı bilimsel duruşları ilk dönemlerden
itibaren gözlemlemek mümkündür. Ancak antropolojinin buna rağmen üstüne sinen "ırk lekesi"nden henüz kurtulduğu
söylenemez. Aynı bilgi karmaşasının Türkiye'de de olduğunu düşünürsek, konuyu Türkiye örneğinde incelemek, "ırkbilim"
algısının nereden kaynaklandığını bulmaya çalışmak ve paradigmanın tarihsel süreç içerisinde gösterdiği değişikliği takip
etmek önemlidir. Bu nedenle metinde, Türkiye antropolojisinin kurucu figürleri olan ve hepsi farklı antropoloji alanların-
da uzmanlaşmış bilim insanları: Şevket Aziz Kansu, Afet İnan, Seniha Tunakan, Muzaffer Süleyman Şenyürek ve Nermin
Erdentuğ'un yaklaşımları, yaptıkları çalışmalar ve dönem siyaseti ekseninde analiz edildi. Böylelikle "yerli" ve "milli" bir bi-
lim arzusunun "evrensel" ve "bilimsel" bilgi karşısında sönümlenmesini de görmek mümkün hale geldi. Bu yüzden kitap, bir
taraftan antropolojiye dair doğru olanı yüzeysellikten kurtarıp, derinleştirmeye ve ayrıntılandırmaya çalışırken, diğer taraftan
yanlış bilinip genelleştirileni de düzeltmenin peşindedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.