9789750846304
614491
https://www.hesapli24.com/isin-asli-judit-ve-sonrasi
İşin Aslı, Judit ve Sonrası
13.75
Bir beyefendi, bir hanımefendi ve bir hizmetçi... Macaristan'ın
en büyük çağdaş yazarlarından Sándor Márai, sadakat ve
yalanı, gerçeği ve arzulananı, toplumsal ilişkilerdeki
dürüstlüğü ve tutukluğu, sevgiyi ve ayrılığı ustalıklı bir dille
anlatırken, ikinci büyük savaşa doğru yuvarlanan bir dünyada,
"yaşamak" ile "var olmak" arasındaki derin uçuruma
duyarlılıkla ve cesaretle eğiliyor. Orta Avrupa'nın burjuva dünyası sessizce çökerken
tutku, özlem ve gelip geçicilikle sarmalanmış bir
hikâyenin keskin köşelerinde yalnızlıkla sınanan iki
kadın ve bir adam: Gerçek aşk daima ölümcül
müdür?
Usta yazar Sándor Márai, aşkın ne kadar ağır olabileceğini son
derece büyük bir derinlikle anlatıyor; iki savaş arasındaki
toplumun ahlaki portresini, eşine az rastlanır bir duyarlılıkla
çiziyor. - Stern
Günün birinde uyandım, yatağımda doğrulup oturdum ve
gülümsedim. Artık en ufak bir acı çekmiyordum ve birden,
doğru insan diye bir şeyin olmadığını idrak ettim. Ne
yeryüzünde ne de cennette. Öyle biri, öyle tek bir kişi yok.
Sadece insanlar ve her insanın içinde bir tutam doğru insan
var ama kimsede, bizim diğerinden beklediğimiz ve
umduğumuz şey yok. Kusursuz insan diye bir şey yok ve o
mutluluk veren, harikulade tek adam aslında hiç var olmadı.
Sadece içlerinde ışık kadar moloz da olan insanlar...
Bir beyefendi, bir hanımefendi ve bir hizmetçi... Macaristan'ın
en büyük çağdaş yazarlarından Sándor Márai, sadakat ve
yalanı, gerçeği ve arzulananı, toplumsal ilişkilerdeki
dürüstlüğü ve tutukluğu, sevgiyi ve ayrılığı ustalıklı bir dille
anlatırken, ikinci büyük savaşa doğru yuvarlanan bir dünyada,
"yaşamak" ile "var olmak" arasındaki derin uçuruma
duyarlılıkla ve cesaretle eğiliyor. Orta Avrupa'nın burjuva dünyası sessizce çökerken
tutku, özlem ve gelip geçicilikle sarmalanmış bir
hikâyenin keskin köşelerinde yalnızlıkla sınanan iki
kadın ve bir adam: Gerçek aşk daima ölümcül
müdür?
Usta yazar Sándor Márai, aşkın ne kadar ağır olabileceğini son
derece büyük bir derinlikle anlatıyor; iki savaş arasındaki
toplumun ahlaki portresini, eşine az rastlanır bir duyarlılıkla
çiziyor. - Stern
Günün birinde uyandım, yatağımda doğrulup oturdum ve
gülümsedim. Artık en ufak bir acı çekmiyordum ve birden,
doğru insan diye bir şeyin olmadığını idrak ettim. Ne
yeryüzünde ne de cennette. Öyle biri, öyle tek bir kişi yok.
Sadece insanlar ve her insanın içinde bir tutam doğru insan
var ama kimsede, bizim diğerinden beklediğimiz ve
umduğumuz şey yok. Kusursuz insan diye bir şey yok ve o
mutluluk veren, harikulade tek adam aslında hiç var olmadı.
Sadece içlerinde ışık kadar moloz da olan insanlar...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.