9786258227819
789475
https://www.hesapli24.com/islam-ve-osmanli-hukukunda-zimmi-isyanlari
İslam ve Osmanlı Hukukunda Zimmi İsyanları
11.05
Klasik İslâm hukukunda cezalar "had”, "kısas” ve "ta‘zîr” olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Hangi suçların had veya kısas kapsamında yer aldığı hususunda hukukçular arasında belli bir anlayış birliği bulunmakla birlikte isyanın üçlü tasnifteki yerinin ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî hukukçuları isyan suçunu had kategorisinde değerlendirirken Hanefî hukukçuları ta‘zîr olarak yorumlamışlardır. Bu nedenle isyancılara verilecek cezaların türü ve miktarı devlet başkanının takdirine bırakılmıştır. Osmanlı Devleti Hanefî mezhebini benimsediği için isyan suçunu da bu anlayışa göre düzenlemiştir. Osmanlı'nın klasik döneminde çıkarılan ceza kanunları isyan suçu ve cezasıyla ilgili herhangi bir madde içermemekle birlikte Arnavutluk'ta çıkan zimmî isyanlarına dair Dîvân-ı Hümâyun'un gönderdiği ferman ve hükümlerden Hanefî fıkhı doğrultusunda hareket edildiği anlaşılmaktadır. Bu konuda Osmanlı'nın gerek kanun koyucularının gerek kanun uygulayıcılarının keyfîlikten uzak, hukuka ve şeriata uygun davrandıkları görülmektedir.
Klasik İslâm hukukunda cezalar "had”, "kısas” ve "ta‘zîr” olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Hangi suçların had veya kısas kapsamında yer aldığı hususunda hukukçular arasında belli bir anlayış birliği bulunmakla birlikte isyanın üçlü tasnifteki yerinin ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî hukukçuları isyan suçunu had kategorisinde değerlendirirken Hanefî hukukçuları ta‘zîr olarak yorumlamışlardır. Bu nedenle isyancılara verilecek cezaların türü ve miktarı devlet başkanının takdirine bırakılmıştır. Osmanlı Devleti Hanefî mezhebini benimsediği için isyan suçunu da bu anlayışa göre düzenlemiştir. Osmanlı'nın klasik döneminde çıkarılan ceza kanunları isyan suçu ve cezasıyla ilgili herhangi bir madde içermemekle birlikte Arnavutluk'ta çıkan zimmî isyanlarına dair Dîvân-ı Hümâyun'un gönderdiği ferman ve hükümlerden Hanefî fıkhı doğrultusunda hareket edildiği anlaşılmaktadır. Bu konuda Osmanlı'nın gerek kanun koyucularının gerek kanun uygulayıcılarının keyfîlikten uzak, hukuka ve şeriata uygun davrandıkları görülmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.