İslam'da Şefaat Tevessül; Kabir Ziyareti ve Kabir Azabı _{Kabir Ziyareti ve Kabir Azabı}

Şefaat terim olarak, "Allah katında mertebesi yüce birinin, bir mümin kişinin bağışlanması veya yüce mertebelere ulaşması için Allah'a yakarmasıdır." Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akidesine göre şefaat haktır. Hâfızların, meleklerin, şehitlerin, evliyalar ve çocukların bu imtiyaza nail olacakları yani şefaatçi olacakları sahih rivâyetlerle sabittir. "Şefaat-i Ûzma" (büyük şefaat) izni Efendimiz (s.a.v.)'e verilmiştir. Tevessül; Allah'a yaklaşmak veya duaların kabulü için bir ibâdeti, âmeli veya takvasıyla tebarüz etmiş bir şahsı vesile kılmaktır. Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaate göre tevessül haktır ve caizdir. Kabirleri ziyaret etmek Peygamber efendimizin tavsiyesidir. Kabirleri ziyaret; adabına uygun yapıldığı sürece makbul ve hasen'dir. Kabir ziyaretlerinin, muazzeb olan ruhlara rahmet olarak ikram edilmesi için ta'zim ve niyetiyle yapılması gerekmektedir. Aynı şekilde Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akidesine göre kabir azabı da vardır ve haktır. Bu konu hakkında sâbit deliller mevcuttur. Eserde; ğayba dair ve birbirlerine müteallık olan bu dört mevzuyu, sahih kaynaklara müracaat ederek anlamaya ve anlatmaya gayret ettik. Ve minAllahit'tevfik.