9786257471541
734131
https://www.hesapli24.com/ittihad-i-islam-ve-avrupa
İttihâd-ı İslâm ve Avrupa
9.57
Uzaktaki sevgiliye özlemdir benimkisi. Garip bir sevda, mahzun bir aşk, elinden tutamadığım yüreğimdeki bir kuşun çırpınışıdır aslında. Aşk, umut etmektir, sevgi ümitlerine sımsıkı sarılmaktır. Özlem ateş gibi kor olur insanın içini yakar, kalbini sıkıştırır göğsünde, sürekli gözleri uzakları arar da durur sevdiğinin yolunu. Gelecek trenin dumanında tüter vuslat arayışı. Hep aramakla beklemekle geçer günleri insanın. Batan güneşin o hüzün kokan siluetinde yaşar özlemlerini. Aşk iki kişiliktir, ne o sensiz yapabiliyor ne de sen onsuz yaşayabiliyorsun.. Ben sensiz eksiğim, yarımım ey sevgili... Sendeki ben olmadan, bendeki sen olmadan bu aşk bu sevgi yaşamaz bizde çürüyüp gideriz birbirimizde. Tutamadım yüreğimden, esir etti beni kendine. Peşinden gittim sürükledi beni deli sevdalara. Kalbimin beşinci mevsimidir yaşıyorum içimde seni hala, dirildi gönlümde sevdan. Ey sevgili aşkın yeniden filizlendi yüreğimde. Haydi gel gönlüme dokun. Başka baharlara kalmasın sevdamız vuslatımız. Yaşayalım sonsuza kadar birbirimizi sevgimizi büyütelim yaşatalım kalbimizde.II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet döneminin önemli siyasetçi ve fikir adamlarından olan Azmzâde Refik Bey'in Arapça olarak kaleme aldığı, İttihâd-ı İslâm ve Avrupa adlı eser 1907'de Kahire'de basılmış ve İbrahim Halil tarafından Osmanlı Türkçesine çevrilerek 1909'da İstanbul'da yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından bir sene kadar önce yayımlanan İttihâd-ı İslâm ve Avrupa başlıklı eserin, o dönemlerde tartışılan siyasal sisteme karşı eleştiriler, Avrupa ile Doğu arasındaki ilişkiler ve ittihâd-ı İslâm tartışmalarını anlamada önemli bir yere sahip olduğu açıktır. Eserin tümüne göz atıldığında; Refik Bey'in Batı'nın hasta adam olarak gördüğü Osmanlı Devleti hakkındaki mütecaviz emellerine karşı, Devlet'in siyasi birlik ve beraberliğini yeniden yapılandıracak bir reçete sunma gayretinde olduğu görülmektedir. Yazar, öncelikle Avrupa gazetelerinde İslam birliği hakkında yapılan yanlış değerlendirmeler ve aleyhte oluşturulan kamuoyuna karşı doğruları dile getirmek için bu çalışmayı yaptığını açıklamaktadır. Sonrasında İslam tarihinde geçmişte yapılan doğru ve yanlışları örneklendirerek anlatmış, şimdiki zamanda yapılanları ve gelecekte yapılması gerekenleri ifade ettikten sonra hem Müslümanlara hem yerli gayrimüslimlere hem de Avrupalılara tavsiyelerde bulunmuştur. En son olarak meşrutî bir yönetimin sağlanabilmesi adına, Avrupalı siyasilerden destek arayışına girişmekten de çekinmemiştir.
Uzaktaki sevgiliye özlemdir benimkisi. Garip bir sevda, mahzun bir aşk, elinden tutamadığım yüreğimdeki bir kuşun çırpınışıdır aslında. Aşk, umut etmektir, sevgi ümitlerine sımsıkı sarılmaktır. Özlem ateş gibi kor olur insanın içini yakar, kalbini sıkıştırır göğsünde, sürekli gözleri uzakları arar da durur sevdiğinin yolunu. Gelecek trenin dumanında tüter vuslat arayışı. Hep aramakla beklemekle geçer günleri insanın. Batan güneşin o hüzün kokan siluetinde yaşar özlemlerini. Aşk iki kişiliktir, ne o sensiz yapabiliyor ne de sen onsuz yaşayabiliyorsun.. Ben sensiz eksiğim, yarımım ey sevgili... Sendeki ben olmadan, bendeki sen olmadan bu aşk bu sevgi yaşamaz bizde çürüyüp gideriz birbirimizde. Tutamadım yüreğimden, esir etti beni kendine. Peşinden gittim sürükledi beni deli sevdalara. Kalbimin beşinci mevsimidir yaşıyorum içimde seni hala, dirildi gönlümde sevdan. Ey sevgili aşkın yeniden filizlendi yüreğimde. Haydi gel gönlüme dokun. Başka baharlara kalmasın sevdamız vuslatımız. Yaşayalım sonsuza kadar birbirimizi sevgimizi büyütelim yaşatalım kalbimizde.II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet döneminin önemli siyasetçi ve fikir adamlarından olan Azmzâde Refik Bey'in Arapça olarak kaleme aldığı, İttihâd-ı İslâm ve Avrupa adlı eser 1907'de Kahire'de basılmış ve İbrahim Halil tarafından Osmanlı Türkçesine çevrilerek 1909'da İstanbul'da yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından bir sene kadar önce yayımlanan İttihâd-ı İslâm ve Avrupa başlıklı eserin, o dönemlerde tartışılan siyasal sisteme karşı eleştiriler, Avrupa ile Doğu arasındaki ilişkiler ve ittihâd-ı İslâm tartışmalarını anlamada önemli bir yere sahip olduğu açıktır. Eserin tümüne göz atıldığında; Refik Bey'in Batı'nın hasta adam olarak gördüğü Osmanlı Devleti hakkındaki mütecaviz emellerine karşı, Devlet'in siyasi birlik ve beraberliğini yeniden yapılandıracak bir reçete sunma gayretinde olduğu görülmektedir. Yazar, öncelikle Avrupa gazetelerinde İslam birliği hakkında yapılan yanlış değerlendirmeler ve aleyhte oluşturulan kamuoyuna karşı doğruları dile getirmek için bu çalışmayı yaptığını açıklamaktadır. Sonrasında İslam tarihinde geçmişte yapılan doğru ve yanlışları örneklendirerek anlatmış, şimdiki zamanda yapılanları ve gelecekte yapılması gerekenleri ifade ettikten sonra hem Müslümanlara hem yerli gayrimüslimlere hem de Avrupalılara tavsiyelerde bulunmuştur. En son olarak meşrutî bir yönetimin sağlanabilmesi adına, Avrupalı siyasilerden destek arayışına girişmekten de çekinmemiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.