Josimika 2; Sevgi - Bilge -Eş Sevgi - Bilge -Eş

Stok Kodu:
9786054454945
Boyut:
130-190-0
Sayfa Sayısı:
522
Basım Yeri:
Adana
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-12-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
13,64
9786054454945
429063
Josimika 2; Sevgi - Bilge -Eş
Josimika 2; Sevgi - Bilge -Eş Sevgi - Bilge -Eş
13.64
Geçmiş veya gelecek yoktur, sadece yaşanılan an vardır. Ve yaşanılan andan ibaret olan bir hayat kabında dalgalanmaktan başka çaremiz gözükmemektedir Katrilyonlarca yıl geçmiştir bugünlere ulaşabilmek için, nice değişimler yaşanmıştır Şu günkü görünüme kavuşabilmek için; ama hepsi anlamsızdır yaşanmadıktan sonra!.. Uçsuz bucaksız, soğuk ve belirsiz bir sonsuzluk abidesi uzay boşluğu içerisinde asılı bir nokta kadar küçük gezegenimizden bakınca, bilinmezliğimiz de bir o kadar ortaya çıkar. Kim, kim içindir? Ne, ne içindir? Burası neresidir, niye yaşıyoruz, ölüme kaç kaldı?.. sorarız kendi kendimize veya bir başkasına, cevabını bir türlü alamayız; korkutulmuş, sindirilmiş zihinler kapatılmıştır her aranana, alışılagelmiş yaşamlarda kalınması istenir. Büyüklerin, ataların, oluşturulmuş geleneklerin peşinden götürülerek şekillendiriliriz, her neslin şekillendirildiği gibi... Gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız, kokladığımız, dokunduğumuz kadarıyla düşünür, ötesini ne görür, ne biliriz. Zihinde biriktirdiğimiz kadarıyla değerlendiririz toprağı, ağacı, meyveyi, havayı, bulutu ve ötesini Toprak topraktır; kimyasal yapısını bilemeyen, göremeyen için sadece üzerine basılan kara parçasıdır, sahibi değilsek de anlamsız ve değersizdir. Çiftçi için ise hayatının devamıdır, alın terinin işlendiği mekandır. Onunla var olur; eşeler, kazar, sulandırır, sebzeler, meyveler eker üzerine, bir ekip bin alır kimi zamanlarda. Parayı sırtından kazanır; anası, babası, atası, canı, ciğeridir sahip olabildiği kadarı Başkaları hor görse de yaşamını, ona bağlılığını, çapalayışını, yabancı otlardan ayıklayışını kendisi gibi düşünen, hisseden kimselerle var olur; karısı, çocuğu, akrabaları ve komşuları hep aynı kafadandır, kendi kendilerince kurdukları bu yaşam tarzı üzerinde yürürler başka ortamlara, başka yaşayışlara bakmadan Ayakkabıcı içinse bıçağı, derisi, ökçesi vardır değerli olan, onlarla hayatını kazanır bir ömür boyunca Demirci için örsüdür, demiri, ateşi, suyu ve çekicidir en gerekli, en değerli olan Marangoz içinse ağacı, planyası, hızarı, rendesi, zımparası Arıcı için değerli olan arısı, kovanı... Tüccar içinse, hepsi değerlidir satabildikten sonra İşte ayrı ayrı şekillenmiş, ayrı ayrı yaşanmış ayrı ayrı değerlenmiş parçalar bütünüdür insanlık! Yüzü aşkın dini inanış, binleri aşkın kültürel farklılık birbirinden uzak, birbirinden ayrık, birbirinden habersiz yaşamak ister aynı yuvarlak üzerinde. Hepsi insandır, hepsinin ufak tefek farklı görüntüsü olsa da, aynı temel üzerinde var olmuşlardır bilinmeyen bir tarihte...
Geçmiş veya gelecek yoktur, sadece yaşanılan an vardır. Ve yaşanılan andan ibaret olan bir hayat kabında dalgalanmaktan başka çaremiz gözükmemektedir Katrilyonlarca yıl geçmiştir bugünlere ulaşabilmek için, nice değişimler yaşanmıştır Şu günkü görünüme kavuşabilmek için; ama hepsi anlamsızdır yaşanmadıktan sonra!.. Uçsuz bucaksız, soğuk ve belirsiz bir sonsuzluk abidesi uzay boşluğu içerisinde asılı bir nokta kadar küçük gezegenimizden bakınca, bilinmezliğimiz de bir o kadar ortaya çıkar. Kim, kim içindir? Ne, ne içindir? Burası neresidir, niye yaşıyoruz, ölüme kaç kaldı?.. sorarız kendi kendimize veya bir başkasına, cevabını bir türlü alamayız; korkutulmuş, sindirilmiş zihinler kapatılmıştır her aranana, alışılagelmiş yaşamlarda kalınması istenir. Büyüklerin, ataların, oluşturulmuş geleneklerin peşinden götürülerek şekillendiriliriz, her neslin şekillendirildiği gibi... Gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız, kokladığımız, dokunduğumuz kadarıyla düşünür, ötesini ne görür, ne biliriz. Zihinde biriktirdiğimiz kadarıyla değerlendiririz toprağı, ağacı, meyveyi, havayı, bulutu ve ötesini Toprak topraktır; kimyasal yapısını bilemeyen, göremeyen için sadece üzerine basılan kara parçasıdır, sahibi değilsek de anlamsız ve değersizdir. Çiftçi için ise hayatının devamıdır, alın terinin işlendiği mekandır. Onunla var olur; eşeler, kazar, sulandırır, sebzeler, meyveler eker üzerine, bir ekip bin alır kimi zamanlarda. Parayı sırtından kazanır; anası, babası, atası, canı, ciğeridir sahip olabildiği kadarı Başkaları hor görse de yaşamını, ona bağlılığını, çapalayışını, yabancı otlardan ayıklayışını kendisi gibi düşünen, hisseden kimselerle var olur; karısı, çocuğu, akrabaları ve komşuları hep aynı kafadandır, kendi kendilerince kurdukları bu yaşam tarzı üzerinde yürürler başka ortamlara, başka yaşayışlara bakmadan Ayakkabıcı içinse bıçağı, derisi, ökçesi vardır değerli olan, onlarla hayatını kazanır bir ömür boyunca Demirci için örsüdür, demiri, ateşi, suyu ve çekicidir en gerekli, en değerli olan Marangoz içinse ağacı, planyası, hızarı, rendesi, zımparası Arıcı için değerli olan arısı, kovanı... Tüccar içinse, hepsi değerlidir satabildikten sonra İşte ayrı ayrı şekillenmiş, ayrı ayrı yaşanmış ayrı ayrı değerlenmiş parçalar bütünüdür insanlık! Yüzü aşkın dini inanış, binleri aşkın kültürel farklılık birbirinden uzak, birbirinden ayrık, birbirinden habersiz yaşamak ister aynı yuvarlak üzerinde. Hepsi insandır, hepsinin ufak tefek farklı görüntüsü olsa da, aynı temel üzerinde var olmuşlardır bilinmeyen bir tarihte...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat