9786258209037
762249
https://www.hesapli24.com/kamu-yonetiminde-denetim-ve-hesap-verilebilirlik
Kamu Yönetiminde Denetim ve Hesap Verilebilirlik
21.41
Kamu yönetimi alanında geçen yüzyılın sonlarında başlayan ve içinde bulunduğumuz döneme kadar etkileri devam eden gelişmeler, kamu sektörünün görev ve sorumluluklarında köklü bir dönüşüm yaşanmasına neden olurken, bu süreç bürokrasinin ve kamu yöneticilerinin görev ve yetkilerinde, beklentilerin aksine, bir azalmaya neden olmamıştır. Kamu yönetim sistemlerinin geçirdiği değişim, bir disiplin olarak kamu yönetiminin tüm alanlarında olduğu gibi denetim ve hesap verebilirlik biçimleri üzerinde de son derece etkili olmuştur.
Küreselleşmeyle birlikte ülkeler arasında artan etkileşim, devletin temel işlev ve rolleri üzerinde olduğu gibi kamu denetimi üzerinde de dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Denetim, kamusal işlem ve faaliyetlerin önceden belirlenmiş ilke ve prensiplere uygunluğunu ölçmeyi amaçlayan yalın bir faaliyet olmanın ötesine geçmiş, uluslararası alanda genel kabul görmüş prensipler çerçevesinde yürütülen, nesnel, bağımsız ve profesyonel bir disiplin haline gelmeye başlamıştır. Kamu denetiminin yaşadığı bu değişimde denetimle ilgili uluslararası standart oluşturma çabalarının etkisi büyüktür. Nitekim INTOSAI (Uluslararası Yüksek Denetim Kurumları Teşkilatı) tarafından geliştirilen denetim standartları, denetimde uluslararası bütünlüğün ve kalitenin sağlanmasında önemli bir temel teşkil etmeye başlamıştır. Şüphesiz, bu değişim sürecinde özel sektörde geçerli olan bağımsız denetim tekniklerinin kamu kesimine aktarılması, bir yandan kamu denetimine yeni bir kimlik ve vizyon kazandırırken aynı zamanda bir takım güçlükleri de beraberinde getirmiştir.
Çağdaş demokratik sistemlerde kamu denetiminin en önemli aktörü konumunda olan Yüksek Denetim Kurumları, genel olarak dayanağını anayasadan alan denetim ve inceleme yetkileriyle, kamu kaynaklarının hukuka uygunluğu ile etkinlik ve verimliliğini değerlendirerek, kamusal hesap verebilirliğin ve şeffaflığın gerçekleşmesinde kilit bir rol üstlenmektedir. Artan ve çeşitlenen görev ve sorumluluklarıyla yüksek denetim kurumları, artık salt idari ve/veya mali bir denetim yürüten kurumlar olmaktan çıkmıştır. Yüksek denetim, genişleyen ve zenginleşen anlamıyla, ekonomik ve sosyal hayatın farklı yönlerine bakan bir çerçeve kazanmış, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak ve vatandaşların hayatlarına değer katmak gibi çok daha geniş perspektifli roller üstlenmeye başlamıştır. Kamu denetim sistemlerinde yaşanan yeniden yapılanma ve dönüşüm süreçlerinin yansımaları 2000'li yılların başından itibaren Türk kamu yönetimi üzerinde de gözlemlenmeye başlamıştır.
Bu reform ve yeniden yapılanma çalışmalarıyla kamu sektöründe idari ve mali açıdan köklü bir değişim gerçekleştirilerek güçlü/etkin ancak aynı zamanda daha hesap verebilir bir yönetim anlayışı hayata geçirilmek istenmiştir. Bu yeni sistemde dış denetim görevini üstlenen Türk Sayıştayının genişleyen denetim alanı ve değişen denetim metodolojileriyle, kamu denetim sistemimizin ana aktörü konumuna geldiği açıktır. Sayıştaya verilen bu yeni rol ve sorumlulukların tam ve doğru şekilde anlaşılabilmesi için konunun hem teorik hem de uygulamaya ilişkin yönlerinin birlikte değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kamu denetiminin kuramsal boyutlarıyla birlikte uygulamaya ilişkin temel sorun alanlarına da odaklanan bu çalışma, gerek özgün ana teması gerekse makalelerde ele alınan tartışma konuları itibariyle, kamu yönetimi literatürümüzde ilk sayılabilecek bir içerikle okuyucularıyla buluşmaktadır. Editörlü bir yayın özelliği taşıyan bu çalışmayı farklı ve özgün kılan yönlerinden birisi, kamu denetimi alanında kıymetli çalışmalar ortaya koyan akademisyenlerin, Sayıştay denetçilerinin ve kamu bürokratlarının bilgi, birikim ve tecrübelerini ilk kez bir araya getirmiş olmasıdır. Her biri kendi alanlarında ilk sayılabilecek makalelerle bu eserin ortaya çıkmasına katkı sağlayan tüm yazarlarımıza, gösterdikleri özveri ve çaba için teşekkür ediyoruz. Özellikle, bölüm yazarlığı ile birlikte, yayıncılık alanındaki bilgi ve tecrübesiyle, çalışmanın basım sürecine büyük destek sağlayan Doç. Dr. Mehmet Alpertunga Avci hocamıza değerli katkılarından dolayı müteşekkiriz. Şüphesiz bu çalışmayı bir kitap olarak siz değerli okuyucularımıza ulaştıran Adalet Yayınlarına ve eserin basım sürecinde emeği geçen değerli yayınevi çalışanlarına teşekkürlerimizi sunmamız gerekiyor. Uzun ve gayretli bir çalışmanın ürünü olan bu kitabın özgün ve zengin içeriği ile kamu yönetimi alanında çalışan akademisyenlerimize, meslektaşlarımıza ve bu alana ilgi duyan tüm okuyuculara yararlı olmasını temenni ediyoruz.
Kamu yönetimi alanında geçen yüzyılın sonlarında başlayan ve içinde bulunduğumuz döneme kadar etkileri devam eden gelişmeler, kamu sektörünün görev ve sorumluluklarında köklü bir dönüşüm yaşanmasına neden olurken, bu süreç bürokrasinin ve kamu yöneticilerinin görev ve yetkilerinde, beklentilerin aksine, bir azalmaya neden olmamıştır. Kamu yönetim sistemlerinin geçirdiği değişim, bir disiplin olarak kamu yönetiminin tüm alanlarında olduğu gibi denetim ve hesap verebilirlik biçimleri üzerinde de son derece etkili olmuştur.
Küreselleşmeyle birlikte ülkeler arasında artan etkileşim, devletin temel işlev ve rolleri üzerinde olduğu gibi kamu denetimi üzerinde de dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Denetim, kamusal işlem ve faaliyetlerin önceden belirlenmiş ilke ve prensiplere uygunluğunu ölçmeyi amaçlayan yalın bir faaliyet olmanın ötesine geçmiş, uluslararası alanda genel kabul görmüş prensipler çerçevesinde yürütülen, nesnel, bağımsız ve profesyonel bir disiplin haline gelmeye başlamıştır. Kamu denetiminin yaşadığı bu değişimde denetimle ilgili uluslararası standart oluşturma çabalarının etkisi büyüktür. Nitekim INTOSAI (Uluslararası Yüksek Denetim Kurumları Teşkilatı) tarafından geliştirilen denetim standartları, denetimde uluslararası bütünlüğün ve kalitenin sağlanmasında önemli bir temel teşkil etmeye başlamıştır. Şüphesiz, bu değişim sürecinde özel sektörde geçerli olan bağımsız denetim tekniklerinin kamu kesimine aktarılması, bir yandan kamu denetimine yeni bir kimlik ve vizyon kazandırırken aynı zamanda bir takım güçlükleri de beraberinde getirmiştir.
Çağdaş demokratik sistemlerde kamu denetiminin en önemli aktörü konumunda olan Yüksek Denetim Kurumları, genel olarak dayanağını anayasadan alan denetim ve inceleme yetkileriyle, kamu kaynaklarının hukuka uygunluğu ile etkinlik ve verimliliğini değerlendirerek, kamusal hesap verebilirliğin ve şeffaflığın gerçekleşmesinde kilit bir rol üstlenmektedir. Artan ve çeşitlenen görev ve sorumluluklarıyla yüksek denetim kurumları, artık salt idari ve/veya mali bir denetim yürüten kurumlar olmaktan çıkmıştır. Yüksek denetim, genişleyen ve zenginleşen anlamıyla, ekonomik ve sosyal hayatın farklı yönlerine bakan bir çerçeve kazanmış, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak ve vatandaşların hayatlarına değer katmak gibi çok daha geniş perspektifli roller üstlenmeye başlamıştır. Kamu denetim sistemlerinde yaşanan yeniden yapılanma ve dönüşüm süreçlerinin yansımaları 2000'li yılların başından itibaren Türk kamu yönetimi üzerinde de gözlemlenmeye başlamıştır.
Bu reform ve yeniden yapılanma çalışmalarıyla kamu sektöründe idari ve mali açıdan köklü bir değişim gerçekleştirilerek güçlü/etkin ancak aynı zamanda daha hesap verebilir bir yönetim anlayışı hayata geçirilmek istenmiştir. Bu yeni sistemde dış denetim görevini üstlenen Türk Sayıştayının genişleyen denetim alanı ve değişen denetim metodolojileriyle, kamu denetim sistemimizin ana aktörü konumuna geldiği açıktır. Sayıştaya verilen bu yeni rol ve sorumlulukların tam ve doğru şekilde anlaşılabilmesi için konunun hem teorik hem de uygulamaya ilişkin yönlerinin birlikte değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kamu denetiminin kuramsal boyutlarıyla birlikte uygulamaya ilişkin temel sorun alanlarına da odaklanan bu çalışma, gerek özgün ana teması gerekse makalelerde ele alınan tartışma konuları itibariyle, kamu yönetimi literatürümüzde ilk sayılabilecek bir içerikle okuyucularıyla buluşmaktadır. Editörlü bir yayın özelliği taşıyan bu çalışmayı farklı ve özgün kılan yönlerinden birisi, kamu denetimi alanında kıymetli çalışmalar ortaya koyan akademisyenlerin, Sayıştay denetçilerinin ve kamu bürokratlarının bilgi, birikim ve tecrübelerini ilk kez bir araya getirmiş olmasıdır. Her biri kendi alanlarında ilk sayılabilecek makalelerle bu eserin ortaya çıkmasına katkı sağlayan tüm yazarlarımıza, gösterdikleri özveri ve çaba için teşekkür ediyoruz. Özellikle, bölüm yazarlığı ile birlikte, yayıncılık alanındaki bilgi ve tecrübesiyle, çalışmanın basım sürecine büyük destek sağlayan Doç. Dr. Mehmet Alpertunga Avci hocamıza değerli katkılarından dolayı müteşekkiriz. Şüphesiz bu çalışmayı bir kitap olarak siz değerli okuyucularımıza ulaştıran Adalet Yayınlarına ve eserin basım sürecinde emeği geçen değerli yayınevi çalışanlarına teşekkürlerimizi sunmamız gerekiyor. Uzun ve gayretli bir çalışmanın ürünü olan bu kitabın özgün ve zengin içeriği ile kamu yönetimi alanında çalışan akademisyenlerimize, meslektaşlarımıza ve bu alana ilgi duyan tüm okuyuculara yararlı olmasını temenni ediyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.