Karıma Mektuplar

Stok Kodu:
9786055249083
Boyut:
0-0-0
Basım Yeri:
istanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-07-10
Çeviren:
Gül Kutluğ
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,49
9786055249083
675140
Karıma Mektuplar
Karıma Mektuplar
9.49
Onu yeniden tanıtmaya gerek yok. O, Marquis de Sade, 1776 yılında özgürlüğünün son saatlerini sürmektedir hâlâ ve 35 yaşındadır. Mahpusluğun ne demek olduğunu kısa tutukluluğu ile tatmış olsa da, 1772 yılında patlayan yeni bir fuhuş olayını hiç ummadığı kadar pahalıya ödeyecektir. Öyle ki İtalya'ya kaçan markinin gıyabında idam kararı çıkartılır. 1775 yılında, küçük kızlar davası, mevcut hapis cezasına on üç yıl daha eklenmesine sebep olur. 13 Şubat 1777'de Paris'te tutuklanarak, Vincennes Şatosu'na götürülse de kralın özel izniyle hayatta kalmayı başarır; 1790da buradan çıkarken akıl hastalarının arasında geçireceği on üç yıllık esaretten henüz habersizdir. Gamsız, zevk düşkünü bu soylu gencin hayatı, sürgünlerle geçen bir yaşama dönüşür. Her şeyden elini eteğini çektiği bu uzun süreçte yazmaya başlayacak ve mektup yazmada ustalaşacaktır. Bu "özgürlük âşığı", artık, tek ve en sadık sırdaşı, karısı Renée-Pélagieye yolladığı mektuplarda, bu ustalığından örnekler sergiler. Mektupları aracılığıyla, karısına yalvardığı zamanlar olduğu kadar, ona hakaretler de yağdırır; tüm kötülüklerin kaynağı olarak gördüğü annesine karşı duyduğu nefreti dile getirir, ihtiyaçlarının karşılanmasını isterken kaprisler yapar; yaşadığı şaşkınlıkları, bitmez tükenmez öfkeyi, tutkuyla hep onunla paylaşır.
Onu yeniden tanıtmaya gerek yok. O, Marquis de Sade, 1776 yılında özgürlüğünün son saatlerini sürmektedir hâlâ ve 35 yaşındadır. Mahpusluğun ne demek olduğunu kısa tutukluluğu ile tatmış olsa da, 1772 yılında patlayan yeni bir fuhuş olayını hiç ummadığı kadar pahalıya ödeyecektir. Öyle ki İtalya'ya kaçan markinin gıyabında idam kararı çıkartılır. 1775 yılında, küçük kızlar davası, mevcut hapis cezasına on üç yıl daha eklenmesine sebep olur. 13 Şubat 1777'de Paris'te tutuklanarak, Vincennes Şatosu'na götürülse de kralın özel izniyle hayatta kalmayı başarır; 1790da buradan çıkarken akıl hastalarının arasında geçireceği on üç yıllık esaretten henüz habersizdir. Gamsız, zevk düşkünü bu soylu gencin hayatı, sürgünlerle geçen bir yaşama dönüşür. Her şeyden elini eteğini çektiği bu uzun süreçte yazmaya başlayacak ve mektup yazmada ustalaşacaktır. Bu "özgürlük âşığı", artık, tek ve en sadık sırdaşı, karısı Renée-Pélagieye yolladığı mektuplarda, bu ustalığından örnekler sergiler. Mektupları aracılığıyla, karısına yalvardığı zamanlar olduğu kadar, ona hakaretler de yağdırır; tüm kötülüklerin kaynağı olarak gördüğü annesine karşı duyduğu nefreti dile getirir, ihtiyaçlarının karşılanmasını isterken kaprisler yapar; yaşadığı şaşkınlıkları, bitmez tükenmez öfkeyi, tutkuyla hep onunla paylaşır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat