9786258038439
733500
https://www.hesapli24.com/karsilastirmali-icra-ve-iflas-kanunu-6
Karşılaştırmalı İcra ve İflas Kanunu
12.86
Bu kitabın Temmuz 2021'de yayımlanan on birinci basısından sonra İcra ve İflas Kanunumuzda 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun* ile toplam otuz üç kanun maddesini etkileyen kapsamlı bir değişiklik yapıldı. Bu sebeple on birinci basının üzerinden kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yeni bir bası hazırlama ihtiyacı doğmuştur. 7343 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununun m.1, m.4, m.13, m.36, m.87, m.88, m.97/a, m.106, m.110, m.111, m.114, m.115, m.118, m.124, m.126, m.127, m.128/a, m.129, m.130, m.134, m.135, m.142/a, m.242 ve m.244 hükümlerinde değişiklik yapılmış; Kanuna m.3/a, m.111/a, m.111/b ve geçici m.18 eklenmiştir. Kanunun m.25, m.25/a, m.25/b, m.133 ve m.341 hükümleri ise yürürlükten kaldırılmıştır. Genel gerekçeye bakıldığında kanun değişikliğinin başlıca iki amacının bulunduğu görülmektedir. Bunlardan ilki bilişim teknolojilerinin cebri icrada daha fazla kullanılması ile daha etkin bir cebri icra hizmetinin sağlanmasına ilişkindir. Bu kapsamda, hacizli malların daha kısa sürede, daha az masrafla ve daha yüksek satış bedeli ile paraya çevrilmesi hedeflenmiştir. İkinci olarak, kanun değişikliğinin çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbirlerin çocuğun menfaatleri üstün tutularak daha etkin bir şekilde yerine getirilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Bu değişikliklere ek olarak, kanunun geneline yayılmış şekilde çeşitli hükümlerde değişiklikler yapan toplam dokuz değişiklik daha bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla icra dairelerinin teşkilatlanması (m.1, m.3/a, m.4, m.13), icranın geri bırakılması (m.36), mahcuz mala istihkak davasında malın muhafaza altına alınması (m.97/a), “taksitle ödeme” (m.111), hacizli taşınmazın paraya çevrilmesi sonrasında devredilmesi halinde tahliye talebi (m.135), takip alacaklısına “teminat karşılığı ödeme” yapılması için sunulacak teminat mektubu (m.142/a) hakkındaki değişikliklerdir. Bu değişikliklere biraz daha yakından bakacak olursak, haciz ve paraya çevirme usulüne ilişkin ilişkin olmak üzere, 7343 sayılı Kanun ile sicile kayıtlı olan ve olmayan malların kıymet takdirlerinin nasıl yapılacağı (m.87); kanun değişikliği ile açık artırmanın tüm aşamalarının elektronik ortamda yapılması usulü kabul edilmesi sebebiyle hacizli malın getirileceği bir satış mahalli olmayacağı için sicile kayıtlı taşınırlar hariç hacizli taşınırın muhafaza altına alınıp ihale alıcısına teslime hazır hale getirilmeden paraya çevrilemeyeceği (m.88); taşınır ve taşınmazlar bakımından satış isteme süresinin yeknesaklaştırılması, alacaklı yanında borçlunun da satışı talep edebileceği ve “haczedilen malların satışının hızlı bir şekilde yapılabilmesi için” satış talebi ile birlikte kıymet takdiri ve satış giderlerinin peşin olarak yatırılması gerektiği, sicile kayıtlı motorlu araçların kıymet takdiri, muhafaza ve satış giderleri yatırılmazsa satış talebinin vaki olmamış sayılacağı, bu giderlerinin Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarife ile belirleneceği (m.106); borçlunun talebi üzerine icra müdürü tarafından borçluya “kıymet takdiri yaptırarak” hacizli malın rızaen satışı için yetki verilebileceği ve buna ilişkin usul (111/a); taşınırtaşınmaz ayrımı yapılmaksızın (bkz. m.126, m.129) paraya çevirme aşamasında hem sanal ortamda hem fiziki ortamda pey sürme usulü terkedilerek, “mahcuz malın en az giderle ve en yüksek bedelle satılması için çok sayıda kişinin teklif verebilmesi, teklif verenlerin hukukunun korunması, elektronik satış işlemlerinin gerçekleştirileceği sistemin sağlıklı bir şekilde işleyişinin ve güvenliğinin sağlanması, hak kayıplarının önlenmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla” hacizli malın UYAP sistemine entegre Elektronik Satış Portalında paraya çevirme işlemlerinin yapılması (m.111/b); arttırmaya hazırlık ve arttırma işlemlerinin nasıl yapılacağı (m.114, m.115); ihale alıcısının en yüksek teklifi verip de süresi içinde ihale bedelini yatırmaması halinde, alınan teminatın iade edilmeyip öncelikle satış masraflarından düşülmek üzere alacaklarına mahsuben hak sahiplerine ödeneceği (m.114/6, bent 9; m.115/3); “haksız ve kötüniyetli ihalenin feshi taleplerini engellemek için” satışı isteyen alacaklı, borçlu ve resmi sicilde kayıtlı ilgililer dışında ihalenin feshini talep edenlerin ihale bedeli üzerinden nispi harç (bkz. Harçlar Kanunu (1) sayılı Tarife (A)(III)(1)'e eklenen g bendi) ve ihale bedelinin %5i kadar teminat yatırması zorunluluğu (m.134) hakkında olanlar özellikle önem taşımaktadır. Kanun değişikliği ile muhafaza, kıymet takdiri ve paraya çevirme bakımından öngörülen tarife ve yönetmeliklerin ne zaman çıkarılacağı, benimsenin yeni paraya çevirme sisteminin kademeli olarak nasıl yürürlüğe konulacağı konuları ise geçici m.18 ile düzenleme altına alınmıştır. İflas takibinde paraya çevirme usulüne ilişkin m.242 ve m.244'te yapılan değişiklikler ile yeni sisteme iflas takibi bakımından da uyum sağlanmıştır. 7343 sayılı Kanun ile çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması hakkındaki İİK m.25, m.25/a, m.25/b, m.341 ilga edilmiş; konu 03.07.2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nda düzenlenmiştir. Değişiklik uyarınca, çocukla kişisel ilişki kurulması ve çocuk teslimine ilişkin ilam ve tedbirlerin, rızaen icra edilmemesi durumunda, icrası hak sahibinin başvurusu üzerine Adalet Bakanlığınca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince, müdürlük tarafından görevlendirilen psikolog, pedagog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci ve rehber öğretmen gibi uzmanlar, uzmanın bulunmadığı yerlerde ise öğretmen marifetiyle yerine getirilecektir (m.41/A, m.41/B, m.41/C). 7343 sayılı Kanun m.42 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin işlemler, müdürlükçe belirlenen teslim mekânlarında gerçekleştirilecektir (m.41/D). Yine, 7343 sayılı Kanun m.43 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin müdürlükçe yapılan işlem ve verilen kararlara karşı, öğrenme veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde, işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer aile mahkemesine şikâyette bulunulabileceği ve verilen karara karşı kanunda belirlenen bir başka mahkemeye itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararın ise kesin olacağı düzenlenmiştir (m.41/E). 7343 sayılı Kanun m.44 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine muhalefet halinde ise şikâyet üzerine aile mahkemesince kanunda belirlenen hadlere göre disiplin hapsine karar verileceği düzenlemesi eklenmiştir (m.41/F). 7343 sayılı Kanun m.46 ile yapılan değişiklikle Kanuna eklenen 41/H maddesi uyarınca çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin yapılacak işlemler, tüm harçlardan istisnadır ve işlemlerin yürütülmesi için yapılacak tüm masraflar, avukatlık ücreti hariç Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin çıkarılması ve sürecin nasıl ilerleyeceği ise bir geçici madde ile hüküm altına alınmıştır (7343 sayılı Kanun m.48 ile eklenen geçici m.2). Çocuk Koruma Kanunundaki bu değişiklerle uyum sağlanması için 7343 sayılı Kanun ile 22/11/2007 tarihli ve 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön Ve Kapsamına Dair Kanunda da gerekli değişiklikler yapılmıştır. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması hakkındaki hükümlerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere 7343 sayılı Kanun m.37 ve m.38 ile Türk Medeni Kanunu m.182'de ve m.324'te değişiklik yapılarak mahkemenin, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velâyetin değiştirilebileceğini ihtar edeceği ve buna rağmen kararın gerekleri yerine getirilmezse velayetin değiştirebileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu bu değişiklikler yanında yapılan önemli bir değişiklik, “kanun yolu mahkemelerinde oluşan ilave iş yükünü, zaman ve emek kaybını önlemek ve uygulamada yaşanan sorunları gidermek için”, kanun yolu incelemesi sırasında icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK m.36'da yapılan değişikliktir. Bölge adliye mahkemeleri faaliyete başladıktan sonra İİK m.36'nın değişiklikten önceki halinin uygulanması bakımından ilmi ve kazai içtihatlarda çeşitli görüş ayrılıkları ve uygulama farklılıkları ortaya çıkmıştı. Özellikle bölge adliye mahkemesi tarafından verilen icranın geri bırakılması kararının etkisinin hangi tarihe kadar devam edeceği ve bölge adliye mahkemesinin başvuruyu esastan reddetmesi halinde teminatın alacaklıya ödenip ödenmeyeceği, borçlunun temyize başvuruda bulunmasının beklenip beklenmeyeceği; bölge adliye mahkemesi tarafından başvurunun haklı görülmesi ya da Yargıtay'ın kararı bozması halinde teminatın borçluya iadesi kararının kim tarafından verileceği konuları başlıca tartışılan meseleler idi. 7343 sayılı Kanun m.5 ile İİK m.36'da yapılan değişiklikle, kanun yolu aşamasından icranın geri bırakılması kararı verme yetkisi, “icranın geri bırakılması kararının, istinaf ve temyiz aşamaları bakımından ayrı ayrı alınması usulü muhafaza” edilerek, kanun yolu mahkemelerinden alınmış ve icra mahkemesine verilmiş; Yargıtay tarafından kararın bozulması halinde teminatın iadesine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemenin karar vermesi yönünde değişiklik yapılmıştır. Değişiklik ile bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddi halinde bir ayrıma gidilerek bölge adliye mahkemesinin başvurunun esastan reddi kararının kesin olması halinde alacaklının istemi üzerine başkaca işleme gerek kalmaksızın teminata konu olan paranın alacaklıya ödenmesi ve mal veya hakkın paraya çevrilmesi; karara karşı temyiz kanun yolunun açık olması halinde ise temyiz yoluna başvurma süresinin dolmasına kadar icranın geri bırakılması kararının etkisi devam etmesi hüküm altına alınmıştır. Bir diğer önemli değişiklik, borçlu ile üçüncü şahısların birlikte ellerinde bulundurdukları mahcuz mala ilişkin istihkak davası sırasında üçüncü kişinin yedieminliği kabul etmesi halinde dava konusunun ona bırakılacağı ancak İİK m.97/1 uyarınca takibin devamına karar verilirse ilgili dava konusunun muhafaza altına alınabileceğine ilişkin 7343 sayılı Kanun m.8 ile İİK m.97/a'da yapılan değişikliktir. Öte yandan, 7343 sayılı Kanun m.11 ile İİK m.111'de değişiklik yapılarak borcun taksitle ödenmesi için yapacakları sözleşme nedeniyle icra dairesinde düzenlenecek tutanak veya kâğıt, damga vergisinden istisna edilmiştir. 7343 sayılı Kanun m.28 ile İİK m.135'te yapılan değişiklikle ise mahcuz taşınmaza ilişkin paraya çevirme işleminden sonra taşınmazın ihale alıcısı tarafından üçüncü kişiye devri halinde, üçüncü kişinin de tahliye talep edebileceği düzenlenmiştir. 7343 sayılı Kanun m.29 ile İİK m.142/a'da yapılan değişiklikle paraların paylaştırılması aşamasında “teminat karşılığı ödemenin” sıra cetvelinin düzenlenmesi üzerine talep edilebileceği ve sunulacak kesin teminat mektubunun süresiz olmasına ilişkin hüküm bir diğer önemli değişiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Son olarak 7343 sayılı Kanun m.56 ile Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun m.8/4'te haciz talebinin yapılması için ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl olarak öngörülen süre beş yıl olarak yeniden düzenlenmiştir. 7343 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununda ve diğer mevzuatta yapılan değişikliklerin, özellikle Çocuk Koruma Kanununa eklenen yeni hükümlerin yararlı olacağı kanaati ve ümidindeyiz. Son basıdan bu yana geçen kısa sürede İsviçre İcra ve İflas Kanununda bir değişiklik olmamıştır.
Bu kitabın Temmuz 2021'de yayımlanan on birinci basısından sonra İcra ve İflas Kanunumuzda 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun* ile toplam otuz üç kanun maddesini etkileyen kapsamlı bir değişiklik yapıldı. Bu sebeple on birinci basının üzerinden kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yeni bir bası hazırlama ihtiyacı doğmuştur. 7343 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununun m.1, m.4, m.13, m.36, m.87, m.88, m.97/a, m.106, m.110, m.111, m.114, m.115, m.118, m.124, m.126, m.127, m.128/a, m.129, m.130, m.134, m.135, m.142/a, m.242 ve m.244 hükümlerinde değişiklik yapılmış; Kanuna m.3/a, m.111/a, m.111/b ve geçici m.18 eklenmiştir. Kanunun m.25, m.25/a, m.25/b, m.133 ve m.341 hükümleri ise yürürlükten kaldırılmıştır. Genel gerekçeye bakıldığında kanun değişikliğinin başlıca iki amacının bulunduğu görülmektedir. Bunlardan ilki bilişim teknolojilerinin cebri icrada daha fazla kullanılması ile daha etkin bir cebri icra hizmetinin sağlanmasına ilişkindir. Bu kapsamda, hacizli malların daha kısa sürede, daha az masrafla ve daha yüksek satış bedeli ile paraya çevrilmesi hedeflenmiştir. İkinci olarak, kanun değişikliğinin çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbirlerin çocuğun menfaatleri üstün tutularak daha etkin bir şekilde yerine getirilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Bu değişikliklere ek olarak, kanunun geneline yayılmış şekilde çeşitli hükümlerde değişiklikler yapan toplam dokuz değişiklik daha bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla icra dairelerinin teşkilatlanması (m.1, m.3/a, m.4, m.13), icranın geri bırakılması (m.36), mahcuz mala istihkak davasında malın muhafaza altına alınması (m.97/a), “taksitle ödeme” (m.111), hacizli taşınmazın paraya çevrilmesi sonrasında devredilmesi halinde tahliye talebi (m.135), takip alacaklısına “teminat karşılığı ödeme” yapılması için sunulacak teminat mektubu (m.142/a) hakkındaki değişikliklerdir. Bu değişikliklere biraz daha yakından bakacak olursak, haciz ve paraya çevirme usulüne ilişkin ilişkin olmak üzere, 7343 sayılı Kanun ile sicile kayıtlı olan ve olmayan malların kıymet takdirlerinin nasıl yapılacağı (m.87); kanun değişikliği ile açık artırmanın tüm aşamalarının elektronik ortamda yapılması usulü kabul edilmesi sebebiyle hacizli malın getirileceği bir satış mahalli olmayacağı için sicile kayıtlı taşınırlar hariç hacizli taşınırın muhafaza altına alınıp ihale alıcısına teslime hazır hale getirilmeden paraya çevrilemeyeceği (m.88); taşınır ve taşınmazlar bakımından satış isteme süresinin yeknesaklaştırılması, alacaklı yanında borçlunun da satışı talep edebileceği ve “haczedilen malların satışının hızlı bir şekilde yapılabilmesi için” satış talebi ile birlikte kıymet takdiri ve satış giderlerinin peşin olarak yatırılması gerektiği, sicile kayıtlı motorlu araçların kıymet takdiri, muhafaza ve satış giderleri yatırılmazsa satış talebinin vaki olmamış sayılacağı, bu giderlerinin Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarife ile belirleneceği (m.106); borçlunun talebi üzerine icra müdürü tarafından borçluya “kıymet takdiri yaptırarak” hacizli malın rızaen satışı için yetki verilebileceği ve buna ilişkin usul (111/a); taşınırtaşınmaz ayrımı yapılmaksızın (bkz. m.126, m.129) paraya çevirme aşamasında hem sanal ortamda hem fiziki ortamda pey sürme usulü terkedilerek, “mahcuz malın en az giderle ve en yüksek bedelle satılması için çok sayıda kişinin teklif verebilmesi, teklif verenlerin hukukunun korunması, elektronik satış işlemlerinin gerçekleştirileceği sistemin sağlıklı bir şekilde işleyişinin ve güvenliğinin sağlanması, hak kayıplarının önlenmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla” hacizli malın UYAP sistemine entegre Elektronik Satış Portalında paraya çevirme işlemlerinin yapılması (m.111/b); arttırmaya hazırlık ve arttırma işlemlerinin nasıl yapılacağı (m.114, m.115); ihale alıcısının en yüksek teklifi verip de süresi içinde ihale bedelini yatırmaması halinde, alınan teminatın iade edilmeyip öncelikle satış masraflarından düşülmek üzere alacaklarına mahsuben hak sahiplerine ödeneceği (m.114/6, bent 9; m.115/3); “haksız ve kötüniyetli ihalenin feshi taleplerini engellemek için” satışı isteyen alacaklı, borçlu ve resmi sicilde kayıtlı ilgililer dışında ihalenin feshini talep edenlerin ihale bedeli üzerinden nispi harç (bkz. Harçlar Kanunu (1) sayılı Tarife (A)(III)(1)'e eklenen g bendi) ve ihale bedelinin %5i kadar teminat yatırması zorunluluğu (m.134) hakkında olanlar özellikle önem taşımaktadır. Kanun değişikliği ile muhafaza, kıymet takdiri ve paraya çevirme bakımından öngörülen tarife ve yönetmeliklerin ne zaman çıkarılacağı, benimsenin yeni paraya çevirme sisteminin kademeli olarak nasıl yürürlüğe konulacağı konuları ise geçici m.18 ile düzenleme altına alınmıştır. İflas takibinde paraya çevirme usulüne ilişkin m.242 ve m.244'te yapılan değişiklikler ile yeni sisteme iflas takibi bakımından da uyum sağlanmıştır. 7343 sayılı Kanun ile çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması hakkındaki İİK m.25, m.25/a, m.25/b, m.341 ilga edilmiş; konu 03.07.2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nda düzenlenmiştir. Değişiklik uyarınca, çocukla kişisel ilişki kurulması ve çocuk teslimine ilişkin ilam ve tedbirlerin, rızaen icra edilmemesi durumunda, icrası hak sahibinin başvurusu üzerine Adalet Bakanlığınca kurulan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince, müdürlük tarafından görevlendirilen psikolog, pedagog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci ve rehber öğretmen gibi uzmanlar, uzmanın bulunmadığı yerlerde ise öğretmen marifetiyle yerine getirilecektir (m.41/A, m.41/B, m.41/C). 7343 sayılı Kanun m.42 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin işlemler, müdürlükçe belirlenen teslim mekânlarında gerçekleştirilecektir (m.41/D). Yine, 7343 sayılı Kanun m.43 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin müdürlükçe yapılan işlem ve verilen kararlara karşı, öğrenme veya tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde, işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer aile mahkemesine şikâyette bulunulabileceği ve verilen karara karşı kanunda belirlenen bir başka mahkemeye itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararın ise kesin olacağı düzenlenmiştir (m.41/E). 7343 sayılı Kanun m.44 ile yapılan değişiklikle çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine muhalefet halinde ise şikâyet üzerine aile mahkemesince kanunda belirlenen hadlere göre disiplin hapsine karar verileceği düzenlemesi eklenmiştir (m.41/F). 7343 sayılı Kanun m.46 ile yapılan değişiklikle Kanuna eklenen 41/H maddesi uyarınca çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin yapılacak işlemler, tüm harçlardan istisnadır ve işlemlerin yürütülmesi için yapılacak tüm masraflar, avukatlık ücreti hariç Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin çıkarılması ve sürecin nasıl ilerleyeceği ise bir geçici madde ile hüküm altına alınmıştır (7343 sayılı Kanun m.48 ile eklenen geçici m.2). Çocuk Koruma Kanunundaki bu değişiklerle uyum sağlanması için 7343 sayılı Kanun ile 22/11/2007 tarihli ve 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön Ve Kapsamına Dair Kanunda da gerekli değişiklikler yapılmıştır. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması hakkındaki hükümlerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere 7343 sayılı Kanun m.37 ve m.38 ile Türk Medeni Kanunu m.182'de ve m.324'te değişiklik yapılarak mahkemenin, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velâyetin değiştirilebileceğini ihtar edeceği ve buna rağmen kararın gerekleri yerine getirilmezse velayetin değiştirebileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu bu değişiklikler yanında yapılan önemli bir değişiklik, “kanun yolu mahkemelerinde oluşan ilave iş yükünü, zaman ve emek kaybını önlemek ve uygulamada yaşanan sorunları gidermek için”, kanun yolu incelemesi sırasında icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK m.36'da yapılan değişikliktir. Bölge adliye mahkemeleri faaliyete başladıktan sonra İİK m.36'nın değişiklikten önceki halinin uygulanması bakımından ilmi ve kazai içtihatlarda çeşitli görüş ayrılıkları ve uygulama farklılıkları ortaya çıkmıştı. Özellikle bölge adliye mahkemesi tarafından verilen icranın geri bırakılması kararının etkisinin hangi tarihe kadar devam edeceği ve bölge adliye mahkemesinin başvuruyu esastan reddetmesi halinde teminatın alacaklıya ödenip ödenmeyeceği, borçlunun temyize başvuruda bulunmasının beklenip beklenmeyeceği; bölge adliye mahkemesi tarafından başvurunun haklı görülmesi ya da Yargıtay'ın kararı bozması halinde teminatın borçluya iadesi kararının kim tarafından verileceği konuları başlıca tartışılan meseleler idi. 7343 sayılı Kanun m.5 ile İİK m.36'da yapılan değişiklikle, kanun yolu aşamasından icranın geri bırakılması kararı verme yetkisi, “icranın geri bırakılması kararının, istinaf ve temyiz aşamaları bakımından ayrı ayrı alınması usulü muhafaza” edilerek, kanun yolu mahkemelerinden alınmış ve icra mahkemesine verilmiş; Yargıtay tarafından kararın bozulması halinde teminatın iadesine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemenin karar vermesi yönünde değişiklik yapılmıştır. Değişiklik ile bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddi halinde bir ayrıma gidilerek bölge adliye mahkemesinin başvurunun esastan reddi kararının kesin olması halinde alacaklının istemi üzerine başkaca işleme gerek kalmaksızın teminata konu olan paranın alacaklıya ödenmesi ve mal veya hakkın paraya çevrilmesi; karara karşı temyiz kanun yolunun açık olması halinde ise temyiz yoluna başvurma süresinin dolmasına kadar icranın geri bırakılması kararının etkisi devam etmesi hüküm altına alınmıştır. Bir diğer önemli değişiklik, borçlu ile üçüncü şahısların birlikte ellerinde bulundurdukları mahcuz mala ilişkin istihkak davası sırasında üçüncü kişinin yedieminliği kabul etmesi halinde dava konusunun ona bırakılacağı ancak İİK m.97/1 uyarınca takibin devamına karar verilirse ilgili dava konusunun muhafaza altına alınabileceğine ilişkin 7343 sayılı Kanun m.8 ile İİK m.97/a'da yapılan değişikliktir. Öte yandan, 7343 sayılı Kanun m.11 ile İİK m.111'de değişiklik yapılarak borcun taksitle ödenmesi için yapacakları sözleşme nedeniyle icra dairesinde düzenlenecek tutanak veya kâğıt, damga vergisinden istisna edilmiştir. 7343 sayılı Kanun m.28 ile İİK m.135'te yapılan değişiklikle ise mahcuz taşınmaza ilişkin paraya çevirme işleminden sonra taşınmazın ihale alıcısı tarafından üçüncü kişiye devri halinde, üçüncü kişinin de tahliye talep edebileceği düzenlenmiştir. 7343 sayılı Kanun m.29 ile İİK m.142/a'da yapılan değişiklikle paraların paylaştırılması aşamasında “teminat karşılığı ödemenin” sıra cetvelinin düzenlenmesi üzerine talep edilebileceği ve sunulacak kesin teminat mektubunun süresiz olmasına ilişkin hüküm bir diğer önemli değişiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Son olarak 7343 sayılı Kanun m.56 ile Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun m.8/4'te haciz talebinin yapılması için ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl olarak öngörülen süre beş yıl olarak yeniden düzenlenmiştir. 7343 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununda ve diğer mevzuatta yapılan değişikliklerin, özellikle Çocuk Koruma Kanununa eklenen yeni hükümlerin yararlı olacağı kanaati ve ümidindeyiz. Son basıdan bu yana geçen kısa sürede İsviçre İcra ve İflas Kanununda bir değişiklik olmamıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.