9786253761240
850601

https://www.hesapli24.com/kastamonu-arastirmalari-arac-ve-kirsali-tarih-arkeoloji-ve-sanat-tarihi-yazilari
Kastamonu Araştırmaları: Araç Ve Kırsalı;Tarih, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yazıları
20.67
Kastamonu'nun güneybatı sınırını oluşturan Araç, Helenistik Dönem'den itibaren bölge tarihini aydınlatan zengin maddi birikime sahiptir. Özellikle Paphlagonia sınırları içinde bulunduğu Antik Dönem'de Roma'nın yerleşim birimleri arasında yer aldığı, buluntulardan anlaşıldığı gibi Bizans (Doğu Roma) Dönemi'nde ise önem kazandığı, tarihî topoğrafyanın nüvesini oluşturan Araç Kalesi'nin incelenmesi ile tespit edilmektedir.
İlçenin Türk devri safhasında ise önce Çobanoğulları (1211-1309), ardından Candaroğulları (1309-1461) beyliklerine ait kentin başkent hüviyetini kazanması ile yeni bir mimari/kültürel dokunun oluşumu gerçekleşmiştir. Fiziki yapının Türk hâkimiyetindeki gelişimi, Osmanlı evresinde de sürdürülürken egemen gücün siyasi süreçte yakaladığı önemine binaen bugünkü ilçe ve köy yerleşimlerinde dahi nitelikli eserler meydana getirilmiştir. Dinsel/kamusal eserlerin yanı sıra, inşa edilen kimi konut türlerinin gösterişli cephe kuruluşları ve kütle yapısının abidevi ölçülerinin dışında, tasarımda benimsemiş olduğu üslup özelliklerinin Osmanlı başkenti İstanbul'un son dönem mimari tarzına öykünmesi dikkat çekicidir. Bununla birlikte yerel estetik kavramın varlığı ya da tespiti açısından bakıldığında, kırsaldaki mimari gelişmelerin bölgenin yapı sanatına sunduğu katkıları da yadsınamaz.
Kastamonu'nun güneybatı sınırını oluşturan Araç, Helenistik Dönem'den itibaren bölge tarihini aydınlatan zengin maddi birikime sahiptir. Özellikle Paphlagonia sınırları içinde bulunduğu Antik Dönem'de Roma'nın yerleşim birimleri arasında yer aldığı, buluntulardan anlaşıldığı gibi Bizans (Doğu Roma) Dönemi'nde ise önem kazandığı, tarihî topoğrafyanın nüvesini oluşturan Araç Kalesi'nin incelenmesi ile tespit edilmektedir.
İlçenin Türk devri safhasında ise önce Çobanoğulları (1211-1309), ardından Candaroğulları (1309-1461) beyliklerine ait kentin başkent hüviyetini kazanması ile yeni bir mimari/kültürel dokunun oluşumu gerçekleşmiştir. Fiziki yapının Türk hâkimiyetindeki gelişimi, Osmanlı evresinde de sürdürülürken egemen gücün siyasi süreçte yakaladığı önemine binaen bugünkü ilçe ve köy yerleşimlerinde dahi nitelikli eserler meydana getirilmiştir. Dinsel/kamusal eserlerin yanı sıra, inşa edilen kimi konut türlerinin gösterişli cephe kuruluşları ve kütle yapısının abidevi ölçülerinin dışında, tasarımda benimsemiş olduğu üslup özelliklerinin Osmanlı başkenti İstanbul'un son dönem mimari tarzına öykünmesi dikkat çekicidir. Bununla birlikte yerel estetik kavramın varlığı ya da tespiti açısından bakıldığında, kırsaldaki mimari gelişmelerin bölgenin yapı sanatına sunduğu katkıları da yadsınamaz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.