Kebikeç

Stok Kodu:
9789755096353
Boyut:
140-215-0
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,67
9789755096353
387003
Kebikeç
Kebikeç
9.67
...Kımıl kımıl kaynaşıp mırıl mırıl konuşan parlak kaygan derili kurtçuklar toprağın kara bağrından öbek öbek zuhur ederek Osmanlı Devletinin hayat çınarına doğru yavaş yavaş sokuldular ve soluklanmadan koca gövdeyi ağır ağır çıkarak yaprakların dallara tutunduğu can damarlarını kıtır kıtır yemeye başladılar. Bütün uzuvlarına inmeler inmiş gibi gözlerinden başkaca hiçbir yerini oynatamayan Muratın yüreği mengenede sıkışıyor, dünyası başına yıkılıyor ama yine de elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yere dökülen her bir yaprakla birlikte Osmanlı tebaasından biri can veriyor, üç yüz yıllık koca çınar için için kuruyordu. Tam o anda gaipten gelen ses fısıldamaya başladı: Üç büyük musibet Üç büyük musibet görüp de üç vakte kadar tebaanı hale yola koyamazsan dördüncü musibeti hiçbir Osmanlı göremeyecek Üç büyük musibeti bekle... Arka Kapaktan IV. Murat dönemini konu alan, masal ile gerçeğin iç içe geçtiği, olay örgüsü ve üslup yönünden okuru sayfalara adeta Kebikeçin büyüsü ile hapseden, yer yer güldüren, çokça düşündüren, betimlemeleri ile hayranlık uyandıran, keyifli, dopdolu bir ilk roman. Devrim Kodakcı, güncelliğini asla yitirmeyen bir konuyu, on yedinci asır Osmanlı yaşantısında, IV. Muratın baskıcı yönetimi ortamında ele almış; devleti kurtarma güdüsünün dışavurumu olan korku, evham ve zulmü, masalların hayal dünyasına ait olan kurgu ve anlatım zenginliği ile başarılı bir şekilde harmanlayarak okuru esir alan etkili bir roman ortaya koymuştur. İlmin ve bilginin değerini, oryantalist tuzaklara düşmeden, Anadolu söylenceleri ve motifleri ile okura aktarırken; roman kahramanı Kebikeçin kim olduğu veya daha doğru bir ifade ile, ne olduğu konusunda ipuçları vererek nihai kararı okurun kendisine bırakmıştır. Belki de roman sayfalarında yarı insan yarı cin olarak karşımıza çıkan Kebikeç*, eski bir Anadolu tanrısının ta kendisidir; kim bilir..
...Kımıl kımıl kaynaşıp mırıl mırıl konuşan parlak kaygan derili kurtçuklar toprağın kara bağrından öbek öbek zuhur ederek Osmanlı Devletinin hayat çınarına doğru yavaş yavaş sokuldular ve soluklanmadan koca gövdeyi ağır ağır çıkarak yaprakların dallara tutunduğu can damarlarını kıtır kıtır yemeye başladılar. Bütün uzuvlarına inmeler inmiş gibi gözlerinden başkaca hiçbir yerini oynatamayan Muratın yüreği mengenede sıkışıyor, dünyası başına yıkılıyor ama yine de elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yere dökülen her bir yaprakla birlikte Osmanlı tebaasından biri can veriyor, üç yüz yıllık koca çınar için için kuruyordu. Tam o anda gaipten gelen ses fısıldamaya başladı: Üç büyük musibet Üç büyük musibet görüp de üç vakte kadar tebaanı hale yola koyamazsan dördüncü musibeti hiçbir Osmanlı göremeyecek Üç büyük musibeti bekle... Arka Kapaktan IV. Murat dönemini konu alan, masal ile gerçeğin iç içe geçtiği, olay örgüsü ve üslup yönünden okuru sayfalara adeta Kebikeçin büyüsü ile hapseden, yer yer güldüren, çokça düşündüren, betimlemeleri ile hayranlık uyandıran, keyifli, dopdolu bir ilk roman. Devrim Kodakcı, güncelliğini asla yitirmeyen bir konuyu, on yedinci asır Osmanlı yaşantısında, IV. Muratın baskıcı yönetimi ortamında ele almış; devleti kurtarma güdüsünün dışavurumu olan korku, evham ve zulmü, masalların hayal dünyasına ait olan kurgu ve anlatım zenginliği ile başarılı bir şekilde harmanlayarak okuru esir alan etkili bir roman ortaya koymuştur. İlmin ve bilginin değerini, oryantalist tuzaklara düşmeden, Anadolu söylenceleri ve motifleri ile okura aktarırken; roman kahramanı Kebikeçin kim olduğu veya daha doğru bir ifade ile, ne olduğu konusunda ipuçları vererek nihai kararı okurun kendisine bırakmıştır. Belki de roman sayfalarında yarı insan yarı cin olarak karşımıza çıkan Kebikeç*, eski bir Anadolu tanrısının ta kendisidir; kim bilir..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat