Keçi Medeniyeti

Stok Kodu:
9789755399492
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-10-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,47
9789755399492
438775
Keçi Medeniyeti
Keçi Medeniyeti
9.47
"Pan öldü" der şair Ezra Pound, "Yüce Pan öldü. Ah! Egin basınızı, siz kızlar hepiniz, Ve ona çiçeklerden bir taç örün." Eski zaman efsanelerinin insan yüzlü, keçi ayaklı Pan'ı, ürkütücü kahkahasını ve neşeli flütünü alıp tarihin eski sayfalarına çekildi uzun zaman önce. Ama hikâye orada kalmadı. Keçi, sadece etinden, sütünden ve yününden yararlanılan bir hayvan değildi. Diger hayvanlardan daha önce evcillestirilen keçi sayesinde, insanlar medeniyetin merdivenlerini hızla çıkabilmiştir. Keçiden önce, insanlar, besin bulmak için avlanmak, dolayısıyla uzun süre av aramak ve hemen hemen bütün zamanını gıda bulmak için harcamak zorundaydı. Keçinin evcillestirilmesiyle birlikte topragın islenmesinin de ögrenilmesi, insanın kendine daha fazla zaman ayırmasını sağlamıştır. Daha fazla zaman daha ayrıntıcı düsünmek, tarımsal ugrasları daha akılcı kılmak ve son asamada da yasamın degisik alanlarında yeniliklerin gelistirilmesi için gereken zemini saglamak demekti. Keçinin evcillestirilmesi ve bitkilerin yetistirilmeye baslanmasıyla birlikte insanlar artık dag tepe dolasarak besin arama isini geride bırakıp, tarımla ilgili bilgilerini baska topluluklara aktarmıs ve bu süreç tarım devrimini baslatmıstır. Keçiyi öyle benimsemistir ki onun sayesinde gelistirdigi ve zaman ayırdıgı sanatsal faaliyetlerinde keçi figürünü islemis, onu belirli duyguların ve fikirlerin simgesi olarak kullanmıstır. Hatta bazı medeniyetler keçiye dinsel ve tanrısal bir anlam yüklemistir. Cemal Ün, neolitik dönemden günümüze uzanan doğa kültürü temelinde ele aldığı Keçi Medeniyeti'ni, tarımdan mitolojiye, edebiyattan sinemaya doğru genişleyen bir perspektifle inceliyor. Eski zamanın yeni zaman içinde varlığını sürdürdüğünü bilenler, bu kitabın sayfaları arasında şu sesi duyacaktır: "Pan ölmedi, Yüce Pan ölmedi."
"Pan öldü" der şair Ezra Pound, "Yüce Pan öldü. Ah! Egin basınızı, siz kızlar hepiniz, Ve ona çiçeklerden bir taç örün." Eski zaman efsanelerinin insan yüzlü, keçi ayaklı Pan'ı, ürkütücü kahkahasını ve neşeli flütünü alıp tarihin eski sayfalarına çekildi uzun zaman önce. Ama hikâye orada kalmadı. Keçi, sadece etinden, sütünden ve yününden yararlanılan bir hayvan değildi. Diger hayvanlardan daha önce evcillestirilen keçi sayesinde, insanlar medeniyetin merdivenlerini hızla çıkabilmiştir. Keçiden önce, insanlar, besin bulmak için avlanmak, dolayısıyla uzun süre av aramak ve hemen hemen bütün zamanını gıda bulmak için harcamak zorundaydı. Keçinin evcillestirilmesiyle birlikte topragın islenmesinin de ögrenilmesi, insanın kendine daha fazla zaman ayırmasını sağlamıştır. Daha fazla zaman daha ayrıntıcı düsünmek, tarımsal ugrasları daha akılcı kılmak ve son asamada da yasamın degisik alanlarında yeniliklerin gelistirilmesi için gereken zemini saglamak demekti. Keçinin evcillestirilmesi ve bitkilerin yetistirilmeye baslanmasıyla birlikte insanlar artık dag tepe dolasarak besin arama isini geride bırakıp, tarımla ilgili bilgilerini baska topluluklara aktarmıs ve bu süreç tarım devrimini baslatmıstır. Keçiyi öyle benimsemistir ki onun sayesinde gelistirdigi ve zaman ayırdıgı sanatsal faaliyetlerinde keçi figürünü islemis, onu belirli duyguların ve fikirlerin simgesi olarak kullanmıstır. Hatta bazı medeniyetler keçiye dinsel ve tanrısal bir anlam yüklemistir. Cemal Ün, neolitik dönemden günümüze uzanan doğa kültürü temelinde ele aldığı Keçi Medeniyeti'ni, tarımdan mitolojiye, edebiyattan sinemaya doğru genişleyen bir perspektifle inceliyor. Eski zamanın yeni zaman içinde varlığını sürdürdüğünü bilenler, bu kitabın sayfaları arasında şu sesi duyacaktır: "Pan ölmedi, Yüce Pan ölmedi."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat