9786257283557
807733
https://www.hesapli24.com/kelam-acisindan-inanc-ozgurlugu-ve-irtidat
Kelam Açısından İnanç Özgürlüğü ve İrtidat
8.99
Bu çalışmada, kelam açısından inanç özgürlüğü bağlamında irtidat problemi ele alınıp değerlendirilmiştir. İnanç özgürlüğü,
kişinin kendi iradesiyle istediği kutsala iman etmesi, istediği dini benimsemesi veya benimsememesidir. Bu özgürlük, serbest bir
şekilde inanmayı, inancını açıklamaya zorlanmamayı ve inancından dolayı kınanmamayı gerektirmektedir. İrtidat ise, klasik
fıkıh kitaplarının ukubat bahsinde ele alınan, inanç olarak Müslüman olmayı tercih eden bir kimsenin daha sonra belirli
sebeplerden dolayı, küfrünü açık bir şekilde ifade etmesi, ya da küfrü gerektirecek bir söz söylemesi veya bir davranışta
bulunmasıyla açığa çıkan bir suç, olarak tanımlanmaktadır.
Yine ek olarak, “dinde zorlama yoktur” ilkesi merkeze alınarak, inanç özgürlüğü bağlamında dinden dönen kimsenin akıbeti
konusunda uygulanan cezai işlemlerin meşruluğu irdelenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde bu problemin incelenmesinde ortaya
çıkan en temel sorunların başında konunun farklı boyutlarının göz ardı edilmesi gelmektedir. Bu konu daha çok fıkıh kapsamı
açısından incelenmiş, problemin metafiziksel yönleri ve teolojik boyutu eksik bırakılmıştır. Problemin bu açıdan incelenip
kelami bir hüviyet kazanması, meselenin daha iyi bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlayacağına ve ilgili soru işaretlerinin
ortadan kalkmasına imkân tanıyacağına inanıyoruz.
Bu çalışmada, kelam açısından inanç özgürlüğü bağlamında irtidat problemi ele alınıp değerlendirilmiştir. İnanç özgürlüğü,
kişinin kendi iradesiyle istediği kutsala iman etmesi, istediği dini benimsemesi veya benimsememesidir. Bu özgürlük, serbest bir
şekilde inanmayı, inancını açıklamaya zorlanmamayı ve inancından dolayı kınanmamayı gerektirmektedir. İrtidat ise, klasik
fıkıh kitaplarının ukubat bahsinde ele alınan, inanç olarak Müslüman olmayı tercih eden bir kimsenin daha sonra belirli
sebeplerden dolayı, küfrünü açık bir şekilde ifade etmesi, ya da küfrü gerektirecek bir söz söylemesi veya bir davranışta
bulunmasıyla açığa çıkan bir suç, olarak tanımlanmaktadır.
Yine ek olarak, “dinde zorlama yoktur” ilkesi merkeze alınarak, inanç özgürlüğü bağlamında dinden dönen kimsenin akıbeti
konusunda uygulanan cezai işlemlerin meşruluğu irdelenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde bu problemin incelenmesinde ortaya
çıkan en temel sorunların başında konunun farklı boyutlarının göz ardı edilmesi gelmektedir. Bu konu daha çok fıkıh kapsamı
açısından incelenmiş, problemin metafiziksel yönleri ve teolojik boyutu eksik bırakılmıştır. Problemin bu açıdan incelenip
kelami bir hüviyet kazanması, meselenin daha iyi bir şekilde anlaşılmasına katkı sağlayacağına ve ilgili soru işaretlerinin
ortadan kalkmasına imkân tanıyacağına inanıyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.