9786059080354
510480
https://www.hesapli24.com/kerbela-saadete-ermislerin-bahcesi-hadikatus-sueda-hadikatus-sueda
Kerbela - Saadete Ermişlerin Bahçesi (Hadikatü's-Sueda); (Hadikatü's-Süeda) (Hadikatü's-Süeda)
18.31
Fuzulî'nin 1547 yılında yazdığı Hadikatü's-Süeda (Saadete Ermişlerin Bahçesi) kitabının 1583-1591 yılları arasında yazılmış bir nüshasından günümüz Türkçesine sadeleştirilmiştir. Kitap, Fuzulî'nin tarih ve edebiyatı eşsiz bir ustalıkla işlediği bir Kerbela günlüğüdür. Kerbela hakkında zihinlerde oluşan sorulara hakkıyla cevap vermektedir.
***
"Gözyaşı yüklü zamanın kara kaleminin desteğiyle meydana gelen bu namlı nüsha ve kararsız şaşkının divitinin yardımıyla yazılan bu değerli kitap, Kerbela Sultanı Ali oğlu Hüseyin'in zafernâmesidir ki dert meydanında ciğer yakan elem ahı çekerek ve her an ıslak gözlerinden kanlar dökerek kalabalık belalar ordusu birliği ve sayısız musibet askerleri topluluğu ile Süphani (İlahî) lütufların memleketlerini ele geçirmiş ve ilahî şefkatlerin iklimlerini fethedip (Allah'a) yakınlık saltanatının tahtında kemâl derecesine ermiştir.
Gerçekten de Şehit Hüseyin'in şehadet olayını anmak ihlas ve inanç kemâlinin yenilenmesine sebep olmasından dolayı ibadetin aynıdır (özüdür) ve KerbelaMazlumu'nun musibet olayını tekrar etmek gaflet ehlinin uyanmasına neden olmasından dolayı saadetin kemâlidir.
Gerçi KerbelaOlayı'nın anısını beyan eden matem dili elem şimşeğinden bir can yakıcı kıvılcımdır ve şehitlerin hâllerini yazan acı arttırıcı kalem keder yayından kalbi yaralayan bir oktur ama o can yakıcı kıvılcım alevlendiğinde muhabbet erbabının sinesinden başka yanacak ocak bulmaz ve o kalp yaralayan ok uçtuğunda vefa ashabının kalbinden başka (bir şeyi) hedef almaz.
Hakikaten hangi fazilet, bütün meşhur İmamların ve ulu Seyyidlerin O'nun soyundan gelip Seyyidlik silsilesinin O'na bağlanmasından dahafazladır ve hangi mertebe, mateminin yenilenmesi vesilesiyle kıyamete kadar hak ile batılın hakikatinin ayırt edilmesinden daha yüksektir.
Konuşma meydanının serdarı şu tarz ile beyan alanına ibare ordusu çekmiş ve söz savaşı saflarının süsleyicisi şu renk ile dil kılıcı çekip gözbebeği kanı dökmüş:
Hiç şüphesiz Kerbela arsası, hak ile batılın (birbirinden) ayrılma meydanıdır ve kemâl elde etme yolu için menzil ve merhalelerin en şereflisidir."
Şiir:
Muharrem'dür gönül feryâda gel âh eyle efgân kıl,
Azâ tut başa topraklar saçupçâk-i gorîbân kıl,
Kılup kat'-i nazar mâh-i Muharrem ayş û işretden,
Demâdemçeşminimazlûmlar yâdıyla giryân kıl,
Urup gerdûne berk-i âh-i âteş-bârdanâteş,
Binâsın yık, anı devr-i muhalifdenpeşîmân kıl.
Anlamı:
Muharrem'dir gönül feryada gel âh eyle figanlar kıl,
Matem tut, başına topraklar saçıp yakanı pare pare kıl,
Yiyip içip eğlenmeyi bırakıp Muharrem ayında,
An be an gözünü mazlumların yâdıyla ağlar kıl,
Ateş yüklü ahın şimşeğinden feleğe sal ateş,
Yık binasını, muhalif dönüşünden onu pişman kıl.
Fuzulî'nin 1547 yılında yazdığı Hadikatü's-Süeda (Saadete Ermişlerin Bahçesi) kitabının 1583-1591 yılları arasında yazılmış bir nüshasından günümüz Türkçesine sadeleştirilmiştir. Kitap, Fuzulî'nin tarih ve edebiyatı eşsiz bir ustalıkla işlediği bir Kerbela günlüğüdür. Kerbela hakkında zihinlerde oluşan sorulara hakkıyla cevap vermektedir.
***
"Gözyaşı yüklü zamanın kara kaleminin desteğiyle meydana gelen bu namlı nüsha ve kararsız şaşkının divitinin yardımıyla yazılan bu değerli kitap, Kerbela Sultanı Ali oğlu Hüseyin'in zafernâmesidir ki dert meydanında ciğer yakan elem ahı çekerek ve her an ıslak gözlerinden kanlar dökerek kalabalık belalar ordusu birliği ve sayısız musibet askerleri topluluğu ile Süphani (İlahî) lütufların memleketlerini ele geçirmiş ve ilahî şefkatlerin iklimlerini fethedip (Allah'a) yakınlık saltanatının tahtında kemâl derecesine ermiştir.
Gerçekten de Şehit Hüseyin'in şehadet olayını anmak ihlas ve inanç kemâlinin yenilenmesine sebep olmasından dolayı ibadetin aynıdır (özüdür) ve KerbelaMazlumu'nun musibet olayını tekrar etmek gaflet ehlinin uyanmasına neden olmasından dolayı saadetin kemâlidir.
Gerçi KerbelaOlayı'nın anısını beyan eden matem dili elem şimşeğinden bir can yakıcı kıvılcımdır ve şehitlerin hâllerini yazan acı arttırıcı kalem keder yayından kalbi yaralayan bir oktur ama o can yakıcı kıvılcım alevlendiğinde muhabbet erbabının sinesinden başka yanacak ocak bulmaz ve o kalp yaralayan ok uçtuğunda vefa ashabının kalbinden başka (bir şeyi) hedef almaz.
Hakikaten hangi fazilet, bütün meşhur İmamların ve ulu Seyyidlerin O'nun soyundan gelip Seyyidlik silsilesinin O'na bağlanmasından dahafazladır ve hangi mertebe, mateminin yenilenmesi vesilesiyle kıyamete kadar hak ile batılın hakikatinin ayırt edilmesinden daha yüksektir.
Konuşma meydanının serdarı şu tarz ile beyan alanına ibare ordusu çekmiş ve söz savaşı saflarının süsleyicisi şu renk ile dil kılıcı çekip gözbebeği kanı dökmüş:
Hiç şüphesiz Kerbela arsası, hak ile batılın (birbirinden) ayrılma meydanıdır ve kemâl elde etme yolu için menzil ve merhalelerin en şereflisidir."
Şiir:
Muharrem'dür gönül feryâda gel âh eyle efgân kıl,
Azâ tut başa topraklar saçupçâk-i gorîbân kıl,
Kılup kat'-i nazar mâh-i Muharrem ayş û işretden,
Demâdemçeşminimazlûmlar yâdıyla giryân kıl,
Urup gerdûne berk-i âh-i âteş-bârdanâteş,
Binâsın yık, anı devr-i muhalifdenpeşîmân kıl.
Anlamı:
Muharrem'dir gönül feryada gel âh eyle figanlar kıl,
Matem tut, başına topraklar saçıp yakanı pare pare kıl,
Yiyip içip eğlenmeyi bırakıp Muharrem ayında,
An be an gözünü mazlumların yâdıyla ağlar kıl,
Ateş yüklü ahın şimşeğinden feleğe sal ateş,
Yık binasını, muhalif dönüşünden onu pişman kıl.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.