Kıbrıs'ta En Uygun Çözüm Nedir?

Stok Kodu:
9786054200832
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
222
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-03-29
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
8,00
9786054200832
388235
Kıbrıs'ta En Uygun Çözüm Nedir?
Kıbrıs'ta En Uygun Çözüm Nedir?
8.00
Bu kitapta Kıbrıs hakkında görüş ve düşünceler ortaya konulmakta, en iyi çarenin bağımsızlığa devam olduğu belirtilmektedir. Kitabı yayımlamaktaki amacımız, Türk kamu oyunu aydınlatmaktır. Kitaptaki bazı ibareler şöyledir: Türkiyenin durumu tarihte ender rastlanan bir haldir, hatta hapax legomenon (tek örnek)dur. Yani suçlu ve mağlup Rumların karşısında hem haklı ve hem galip olmak; fakat aynı zamanda kendi lehine bir barış yapamamak. Maalesef 36 sene sonraki vaziyet budur. (10. s.). Tek kelimeyle federatif bir Kıbrıs Akdenizin İsviçresi değil, İrlandası olacaktır. (12. s.). Türkiyenin Anamur mahalli ile Kıbrısın Koruçam burnu arasındaki mesafe 64 kilometre, Zafer burnundan Suriye sahili 96 kilometre, Mısırın Nil deltası ile Kıbrısın uzaklığı 400 kilometre, Yunanistan ana karası ile Kıbrıs arasındaki mesafe ise 770 kilometredir. (20. s.). Avrupa tarafından meseleye bakıldığında yukarıda Türkiye için söylediğimiz görüşlerin ters açıdan Avrupa için geçerli olduğu görülecektir. Yani 1699da başlayan ve 1774te büyük ivme kazanan Avrupanın ilerleyişi 1974te geriletilmiş, Türkiye ileri harekâta geçmiş, Hilal Haç üzerinde bir zafer kazanmıştır. İşte İngiliz savunma bakanının 1996nın son günlerinde söylediği Kıbrıs Avrupanın ayıbıdır sözü, meselenin Avrupa açısından önemini belirttiği için hayli manidardır. (23. s.). Şurasını iyi bilelim ki, diyalektik bir açıdan bakıldığında batılılık müspet yönüyle zamanı değerlendirme, çalışkanlık, iş ciddiyeti ve araştırıcılık demekse, menfi yönüyle de Makyavelcilik, sosyal Darwincilik, oportünizm ve çifte standart demektir. (59. s.). Kıbrısta iki ayrı millet, iki ayrı din, iki ayrı dil, iki ayrı alfabe, iki ayrı kültür, iki ayrı coğrafi ve iki ayrı iktisadi bölge vardır. (61. s.). Tek çare fiilen (de facto) mevcut olan iki ayrı devleti hukuki (de jure) hale getirmek, başka bir deyişle Kıbrıs Türklerinin öz kader (self determinasyon) hakkının dünya devletlerince tanınmasını sağlamaktır. İstendikten sonra bunun başarılacağına eminiz. (94. s.).
Bu kitapta Kıbrıs hakkında görüş ve düşünceler ortaya konulmakta, en iyi çarenin bağımsızlığa devam olduğu belirtilmektedir. Kitabı yayımlamaktaki amacımız, Türk kamu oyunu aydınlatmaktır. Kitaptaki bazı ibareler şöyledir: Türkiyenin durumu tarihte ender rastlanan bir haldir, hatta hapax legomenon (tek örnek)dur. Yani suçlu ve mağlup Rumların karşısında hem haklı ve hem galip olmak; fakat aynı zamanda kendi lehine bir barış yapamamak. Maalesef 36 sene sonraki vaziyet budur. (10. s.). Tek kelimeyle federatif bir Kıbrıs Akdenizin İsviçresi değil, İrlandası olacaktır. (12. s.). Türkiyenin Anamur mahalli ile Kıbrısın Koruçam burnu arasındaki mesafe 64 kilometre, Zafer burnundan Suriye sahili 96 kilometre, Mısırın Nil deltası ile Kıbrısın uzaklığı 400 kilometre, Yunanistan ana karası ile Kıbrıs arasındaki mesafe ise 770 kilometredir. (20. s.). Avrupa tarafından meseleye bakıldığında yukarıda Türkiye için söylediğimiz görüşlerin ters açıdan Avrupa için geçerli olduğu görülecektir. Yani 1699da başlayan ve 1774te büyük ivme kazanan Avrupanın ilerleyişi 1974te geriletilmiş, Türkiye ileri harekâta geçmiş, Hilal Haç üzerinde bir zafer kazanmıştır. İşte İngiliz savunma bakanının 1996nın son günlerinde söylediği Kıbrıs Avrupanın ayıbıdır sözü, meselenin Avrupa açısından önemini belirttiği için hayli manidardır. (23. s.). Şurasını iyi bilelim ki, diyalektik bir açıdan bakıldığında batılılık müspet yönüyle zamanı değerlendirme, çalışkanlık, iş ciddiyeti ve araştırıcılık demekse, menfi yönüyle de Makyavelcilik, sosyal Darwincilik, oportünizm ve çifte standart demektir. (59. s.). Kıbrısta iki ayrı millet, iki ayrı din, iki ayrı dil, iki ayrı alfabe, iki ayrı kültür, iki ayrı coğrafi ve iki ayrı iktisadi bölge vardır. (61. s.). Tek çare fiilen (de facto) mevcut olan iki ayrı devleti hukuki (de jure) hale getirmek, başka bir deyişle Kıbrıs Türklerinin öz kader (self determinasyon) hakkının dünya devletlerince tanınmasını sağlamaktır. İstendikten sonra bunun başarılacağına eminiz. (94. s.).
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat