9786055793173
404533
https://www.hesapli24.com/kilimdeki-tomurcuk
Kilimdeki Tomurcuk
8.00
Minicik elleriyle kilim dokuyan küçük Safiye, artan ipleri biriktirerek babasına gül desenli küçük bir kilim/seccade dokumak ister. Gül desenini yasaklayan töreyi bir şekilde aşan Safiye, babasının güçlükle bulabildiği bir gülü su dolu bardağa koyar. Ona bakarak işleyecektir deseni; Ama gül solmadan kilimi bitirmek zorundadır. Safiyelerin bozkır evinde zorlu mücadelesi başlar. Gündüzler yetmez; yorgun gecelerde sürdürür işlemeyi. Gecenin sessizliğinde çakal sesleri ve vahşi hayvan korkuları eşlik eder. Beli ağrır, boynu tutulur. Ve gül solmaya başlar; bir yaprak düşer Ve böyle devam eder Kilimdeki Tomurcuk un hikâyesi.
Arka Kapak Yazısı :
Vakit gece yarısını geçmişti. Safiyenin, saatin kaç olduğundan haberi bile yoktu. Sadece vaktin geç olduğunu ve herkesin uyuduğunu biliyordu o kadar. Sadi bir saat öncesine kadar yanında oturuyordu. Ama şimdi oda dayanamamış, çadırın köşesine büzülüp uyumuştu. Dışarıdan çakal sesleri geliyordu.
Safiyenin gözleri yorgunluktan ve uykusuzluktan açılmaz hale gelmişti. O kadar çok eğilmişti ki sırt ağrısı aman vermez olmuştu. Elleri ise artık tutmuyordu; ama o, gülün kurumasından korkuyordu...
Minicik elleriyle kilim dokuyan küçük Safiye, artan ipleri biriktirerek babasına gül desenli küçük bir kilim/seccade dokumak ister. Gül desenini yasaklayan töreyi bir şekilde aşan Safiye, babasının güçlükle bulabildiği bir gülü su dolu bardağa koyar. Ona bakarak işleyecektir deseni; Ama gül solmadan kilimi bitirmek zorundadır. Safiyelerin bozkır evinde zorlu mücadelesi başlar. Gündüzler yetmez; yorgun gecelerde sürdürür işlemeyi. Gecenin sessizliğinde çakal sesleri ve vahşi hayvan korkuları eşlik eder. Beli ağrır, boynu tutulur. Ve gül solmaya başlar; bir yaprak düşer Ve böyle devam eder Kilimdeki Tomurcuk un hikâyesi.
Arka Kapak Yazısı :
Vakit gece yarısını geçmişti. Safiyenin, saatin kaç olduğundan haberi bile yoktu. Sadece vaktin geç olduğunu ve herkesin uyuduğunu biliyordu o kadar. Sadi bir saat öncesine kadar yanında oturuyordu. Ama şimdi oda dayanamamış, çadırın köşesine büzülüp uyumuştu. Dışarıdan çakal sesleri geliyordu.
Safiyenin gözleri yorgunluktan ve uykusuzluktan açılmaz hale gelmişti. O kadar çok eğilmişti ki sırt ağrısı aman vermez olmuştu. Elleri ise artık tutmuyordu; ama o, gülün kurumasından korkuyordu...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.