9786259910253
799973
https://www.hesapli24.com/kisisel-veri-isleme-sartlarindan-acik-riza
Kişisel Veri İşleme Şartlarından Açık Rıza
11.60
Kişisel verilerin korunması hukuku dünya genelinde görece yeni ve sürekli gelişime açık bir
hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de de 2016 yılında kabul edilen 6698 sayılı
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile bu alanda bir düzenleme yapılmış ve kişisel verilerin
korunması hukukunun gelişmesinin önünü açmıştır. Ancak söz konusu hukuk dalının ülkemiz
için henüz çok yeni olmasından dolayı gerek teorik açıdan gerekse pratik açıdan henüz yeterli
gelişme sağlanamamıştır. Dolayısıyla özellikle bu alanda çalışan hukukçuların mevzuatın
amaca uygun bir şekilde yorumlanması, yeni hukuki görüşlerin oluşturulması ve uygulamanın
kolaylaştırılması konusunda çalışmalar yapması önem arz etmektedir. Bu çalışma da temelde
bu amaçlara hizmet etmesi için kaleme alınmıştır. Özellikle ülkemizde her geçen gün daha da
önem kazanan kişisel verilerin korunması hukukuna küçük de olsa bir katkı sağlayabilmiş
olursak kendimizi mutlu sayacağız.
Çalışmamızın esas konusunu ise kişisel verilerin korunması hukukunun en temel
kavramlarından birisi olan ve gerek teorik olarak gerekse pratik olarak üzerinde çokça
tartışma olan açık rıza kavramı oluşturmaktadır. Açık rıza pek çok veri koruma mevzuatında
temel bir veri işleme şartı olarak öngörülmüştür. Bu durum bir yandan kişilerin kendi verileri
üzerinde kontrolü sağlamaları ve kendi verilerinin geleceğini belirlemelerini sağlamaya
hizmet etmektedir.Açık rıza kavramı veri sorumluları için de önem arz etmektedir. Özellikle şirketlerin veri
işleme faaliyetlerini yürütürken, herhangi bir yaptırım ile karşılaşmamak adına, açık rıza
konusunda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir. Bu kapsamda çalışmamızda
bireylerin kişisel verilerini işleyen veri sorumlularının da açık rıza ile alakalı dikkat etmeleri
gereken hususlara yer vermeye çalıştık. Bu sayede Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun
Türkiye'deki uygulamasının mevzuatın öngördüğü amaçlara uygun bir şekilde ilerlemesini
sağlamaya katkıda bulunmaya gayret gösterdik. Bunu yaparken de hem bireylerin kişilik
haklarını hem de veri sorumlularının yükümlülüklerini göz önünde bulundurduk.
Kişisel verilerin korunması hukuku dünya genelinde görece yeni ve sürekli gelişime açık bir
hukuk dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de de 2016 yılında kabul edilen 6698 sayılı
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile bu alanda bir düzenleme yapılmış ve kişisel verilerin
korunması hukukunun gelişmesinin önünü açmıştır. Ancak söz konusu hukuk dalının ülkemiz
için henüz çok yeni olmasından dolayı gerek teorik açıdan gerekse pratik açıdan henüz yeterli
gelişme sağlanamamıştır. Dolayısıyla özellikle bu alanda çalışan hukukçuların mevzuatın
amaca uygun bir şekilde yorumlanması, yeni hukuki görüşlerin oluşturulması ve uygulamanın
kolaylaştırılması konusunda çalışmalar yapması önem arz etmektedir. Bu çalışma da temelde
bu amaçlara hizmet etmesi için kaleme alınmıştır. Özellikle ülkemizde her geçen gün daha da
önem kazanan kişisel verilerin korunması hukukuna küçük de olsa bir katkı sağlayabilmiş
olursak kendimizi mutlu sayacağız.
Çalışmamızın esas konusunu ise kişisel verilerin korunması hukukunun en temel
kavramlarından birisi olan ve gerek teorik olarak gerekse pratik olarak üzerinde çokça
tartışma olan açık rıza kavramı oluşturmaktadır. Açık rıza pek çok veri koruma mevzuatında
temel bir veri işleme şartı olarak öngörülmüştür. Bu durum bir yandan kişilerin kendi verileri
üzerinde kontrolü sağlamaları ve kendi verilerinin geleceğini belirlemelerini sağlamaya
hizmet etmektedir.Açık rıza kavramı veri sorumluları için de önem arz etmektedir. Özellikle şirketlerin veri
işleme faaliyetlerini yürütürken, herhangi bir yaptırım ile karşılaşmamak adına, açık rıza
konusunda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir. Bu kapsamda çalışmamızda
bireylerin kişisel verilerini işleyen veri sorumlularının da açık rıza ile alakalı dikkat etmeleri
gereken hususlara yer vermeye çalıştık. Bu sayede Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun
Türkiye'deki uygulamasının mevzuatın öngördüğü amaçlara uygun bir şekilde ilerlemesini
sağlamaya katkıda bulunmaya gayret gösterdik. Bunu yaparken de hem bireylerin kişilik
haklarını hem de veri sorumlularının yükümlülüklerini göz önünde bulundurduk.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.