9786059474252
515803
https://www.hesapli24.com/klasik-fars-ve-turk-edebiyatinda-sem-u-pervane-mesnevileri
Klâsik Fars ve Türk Edebiyatında Şem' ü Pervâne Mesnevileri
19.04
Klasik Fars ve Türk edebiyatında değişik konuların işlenmesinde çok kullanılan bir nazım şekli olan mesnevi ile pek çok eser
yazılmıştır. Bazı mesneviler okuyucıya bilgi vermek, onu eğitmek için, bazıları da okuyucunun kahramanlık duygularına hitap etmek
amacıyla kaleme alınmıştır. Mahallî unsurların ağır bastığı toplum hayatından kesitler veren mesnevilerin yazıldığı da bilinmektedir.
Bunların yanında okuyucunun edebî zevkine hitap eden ve sanat kaygısı ilk planda olan mesneviler de yazılmıştır. Bunların konusunu
aşk ve macera oluşturur.
Konusu aşk olan mesneviler, Fars ve Türk edebiyatında ortak olarak işlenerek, klasik bir mesnevi konusu oluşturmaları yönüyle
diğer mesneviler arasında ayrı bir yere sahiptir. Bunlardan biri de Şem' ü Pervâne Mesnevileri'dir. Şem' ü Pervâne'ler, Fars ve Türk
edebiyatında ortak işlenen türlerinden biridir. Bu türün konusu, Pervâne'nin Şem'e, Şem'in de Pervâne'ye duyduğu aşktır. Bu aşk,
genellikle beşerî özellikler göstermektedir. Bu mesnevilerde ideal ve ulvî bir aşkın nasıllığı dile getirilmiş, temiz bir aşkın
felsefesi/ifadesi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Şem' ile Pervâne'nin aşkı üç aşamadan geçerek mesnevilerde işlenmiştir. Bu aşk ilk önce, divanlarda gazel ve rübai başta olmak
üzere çeşitli nazım şekilleri içerisindeki beyitlerde dillendirilmiştir. Bu aşkın ikinci aşaması daha çok mesnevi nazım şekliyle yazılan
özgün eserler içerisinde Şem' ü Pervâne şiirleri olarak karşımıza çıkar. Pervâne'nin Şem'e olan aşkı ve Şem'inde bu aşka karşılık
vermesinin üçüncü aşaması da mesnevilerde yer almıştır.
Bugüne kadar Farsça ve Türkçe yazılmış 7 Şem' ü Pervâne Mesnevisi tesbit edilmiştir. Bunlardan 3 tanesi Farsça, 4 tanesi
Türkçe'dir. Şem' ü Pervâne Mesnevisi ilk defa Anadolu sahasında Fehmî tarafından Farsça yazılmış ve II. Bâyezid'e sunulmuştur. Bu
türün en güzel örneği Fars edebiyatında Ehlî-yi Şîrâzî tarafından kaleme alınmıştır. Farsça son Şem' ü Pervâne mesnevisi Niyâzî
tarafından yazılmıştır.
Zâtî, Lâm'î Çelebi, Mu'îdî ve Feyzi Çelebi de Şem' ü Pervâne Mesnevisi yazan Türk şairleridir. Türk edebiyatında yazılan Şem'
ü Pervâne'ler, daha çok Ehlî'nin eseriyle uygunluk arz eder. Fakat Türk şairleri, mesnevilerine kendi şahsiyetlerini vurma başarısını
göstermişlerdir. Türk edebiyatında ilk Şem' ü Pervâne Mesnevisi Zâtî tarafından yazılmıştır. Zâtî'nin mesnevisinin Farsça ve Türkçe yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri'yle isim benzerliği dışında ortak bir noktası yoktur. Zâtî, mesvevisinde bütünüyle farklı bir aşkı
anlatmıştır. Lâmi'î Çelebi de Şem' ile Pervâne'nin hikâyesini yazarken, onu yeniden yorumlamış, ona kendinden çok şey katma
başarısını göstermiştir. Ortak işlenen bir konuya duygu ve düşüncelerini katarak, Şem' ü Pervâne'ye adeta yeni bir hüviyet kazandırmış,
onu yeniden yazmış ve kendine mal etmiştir. Mu'îdî, hem Niyâzî'nin hem de Lâm'î'nin gölgesinde eserini kaleme almıştır. Türk
edebiyatında son mesnevi Feyzî Çelebi tarafından yazılmıştır. Feyzî'nin eseri Farsça ve Türkçe yazılan tek tasavvufi Şem' ü Pervâne
Mesnevisi'dir.
Farsça ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri isimli bu çalışma, üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, şem' ve pervâne
kelimeleri üzerinde durulmuş, bu iki unsurun kaynağı ve ilk yorumlanışı ele alınmış, şem' ve pervânenin yorumsal değişimi ve sembole
dönüşümü işlenmiştir. Bunları divanlarda yer alan Şem' ü Pervâne şiirleri ve imgesi takip etmiştir. Bu bölümde son olarak "âşık" ve
"maşuk" olarak Fars ve Türk şiirinde şem'in iki farklı yorumu, Şem' ve Pervâne'nin hal diliyle konuşmaları ile özgün eserler içerisinde
Şem' ü Pervâne şiirlerine yer verilmiştir.
İkinci bölümde, Şem' ü Pervâne Mesnevileri yer almıştır. Önce Fars edebiyatında sonra da Türk edebiyatında yazılan 7 mesnevi
ele alınmış, adı geçen mesnevilerde anlatılan konu irdelenmiş, bu mesnevilerde işlenen aşk üzerinde durulmuş, ardından da Türkçe ve
Farsça yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevilerin sebeb-i te'lifleri ortaya konulmuş, sonra da hem şekil hem de düzenleniş bakımından Farsça
ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri karşılaştırılmıştır. Burada önce Farsça yazılanlar ele alınmış, sonra da bunların kendi aralarında
bir karşılaştırılması yapılmıştır. Daha sonra aynı usul ile Türkçe yazılan mesneviler incelenmiştir. Bölümün sonunda da Farsça ve Türkçe
yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri hem şekil hem de düzenleniş bakımından mukayese edilmiştir.
Üçüncü bölümde, anlatmaya bağlı bir tür olarak Şem' ü Pervâne Mesnevileri'ne yer verilmiştir. Şem' ü Pervâneler, kurmaca metin
özellikleri taşıdığından dolayı bu bölümde, mesnevilerin yapı unsurları ele alınmış ve Farsça ve Türkçe mesnevilerde olay örgüsü, bakış
açısı, zaman, mekân ve şahıs kadrosu/kişiler dünyası roman tekniğine göre incelenmiştir. Bu çalışma sonuç ve kaynakçayla da
bitirilmiştir. Sonuçda bu çalışmada elde edilen bilgiler ortaya konulmuş ve bu bilgilerin ortaya konulmasında yararlanılan
kitaplar da kaynakçada gösterilmiştir.
Klasik Fars ve Türk edebiyatında değişik konuların işlenmesinde çok kullanılan bir nazım şekli olan mesnevi ile pek çok eser
yazılmıştır. Bazı mesneviler okuyucıya bilgi vermek, onu eğitmek için, bazıları da okuyucunun kahramanlık duygularına hitap etmek
amacıyla kaleme alınmıştır. Mahallî unsurların ağır bastığı toplum hayatından kesitler veren mesnevilerin yazıldığı da bilinmektedir.
Bunların yanında okuyucunun edebî zevkine hitap eden ve sanat kaygısı ilk planda olan mesneviler de yazılmıştır. Bunların konusunu
aşk ve macera oluşturur.
Konusu aşk olan mesneviler, Fars ve Türk edebiyatında ortak olarak işlenerek, klasik bir mesnevi konusu oluşturmaları yönüyle
diğer mesneviler arasında ayrı bir yere sahiptir. Bunlardan biri de Şem' ü Pervâne Mesnevileri'dir. Şem' ü Pervâne'ler, Fars ve Türk
edebiyatında ortak işlenen türlerinden biridir. Bu türün konusu, Pervâne'nin Şem'e, Şem'in de Pervâne'ye duyduğu aşktır. Bu aşk,
genellikle beşerî özellikler göstermektedir. Bu mesnevilerde ideal ve ulvî bir aşkın nasıllığı dile getirilmiş, temiz bir aşkın
felsefesi/ifadesi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Şem' ile Pervâne'nin aşkı üç aşamadan geçerek mesnevilerde işlenmiştir. Bu aşk ilk önce, divanlarda gazel ve rübai başta olmak
üzere çeşitli nazım şekilleri içerisindeki beyitlerde dillendirilmiştir. Bu aşkın ikinci aşaması daha çok mesnevi nazım şekliyle yazılan
özgün eserler içerisinde Şem' ü Pervâne şiirleri olarak karşımıza çıkar. Pervâne'nin Şem'e olan aşkı ve Şem'inde bu aşka karşılık
vermesinin üçüncü aşaması da mesnevilerde yer almıştır.
Bugüne kadar Farsça ve Türkçe yazılmış 7 Şem' ü Pervâne Mesnevisi tesbit edilmiştir. Bunlardan 3 tanesi Farsça, 4 tanesi
Türkçe'dir. Şem' ü Pervâne Mesnevisi ilk defa Anadolu sahasında Fehmî tarafından Farsça yazılmış ve II. Bâyezid'e sunulmuştur. Bu
türün en güzel örneği Fars edebiyatında Ehlî-yi Şîrâzî tarafından kaleme alınmıştır. Farsça son Şem' ü Pervâne mesnevisi Niyâzî
tarafından yazılmıştır.
Zâtî, Lâm'î Çelebi, Mu'îdî ve Feyzi Çelebi de Şem' ü Pervâne Mesnevisi yazan Türk şairleridir. Türk edebiyatında yazılan Şem'
ü Pervâne'ler, daha çok Ehlî'nin eseriyle uygunluk arz eder. Fakat Türk şairleri, mesnevilerine kendi şahsiyetlerini vurma başarısını
göstermişlerdir. Türk edebiyatında ilk Şem' ü Pervâne Mesnevisi Zâtî tarafından yazılmıştır. Zâtî'nin mesnevisinin Farsça ve Türkçe yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri'yle isim benzerliği dışında ortak bir noktası yoktur. Zâtî, mesvevisinde bütünüyle farklı bir aşkı
anlatmıştır. Lâmi'î Çelebi de Şem' ile Pervâne'nin hikâyesini yazarken, onu yeniden yorumlamış, ona kendinden çok şey katma
başarısını göstermiştir. Ortak işlenen bir konuya duygu ve düşüncelerini katarak, Şem' ü Pervâne'ye adeta yeni bir hüviyet kazandırmış,
onu yeniden yazmış ve kendine mal etmiştir. Mu'îdî, hem Niyâzî'nin hem de Lâm'î'nin gölgesinde eserini kaleme almıştır. Türk
edebiyatında son mesnevi Feyzî Çelebi tarafından yazılmıştır. Feyzî'nin eseri Farsça ve Türkçe yazılan tek tasavvufi Şem' ü Pervâne
Mesnevisi'dir.
Farsça ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri isimli bu çalışma, üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, şem' ve pervâne
kelimeleri üzerinde durulmuş, bu iki unsurun kaynağı ve ilk yorumlanışı ele alınmış, şem' ve pervânenin yorumsal değişimi ve sembole
dönüşümü işlenmiştir. Bunları divanlarda yer alan Şem' ü Pervâne şiirleri ve imgesi takip etmiştir. Bu bölümde son olarak "âşık" ve
"maşuk" olarak Fars ve Türk şiirinde şem'in iki farklı yorumu, Şem' ve Pervâne'nin hal diliyle konuşmaları ile özgün eserler içerisinde
Şem' ü Pervâne şiirlerine yer verilmiştir.
İkinci bölümde, Şem' ü Pervâne Mesnevileri yer almıştır. Önce Fars edebiyatında sonra da Türk edebiyatında yazılan 7 mesnevi
ele alınmış, adı geçen mesnevilerde anlatılan konu irdelenmiş, bu mesnevilerde işlenen aşk üzerinde durulmuş, ardından da Türkçe ve
Farsça yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevilerin sebeb-i te'lifleri ortaya konulmuş, sonra da hem şekil hem de düzenleniş bakımından Farsça
ve Türkçe Şem' ü Pervâne Mesnevileri karşılaştırılmıştır. Burada önce Farsça yazılanlar ele alınmış, sonra da bunların kendi aralarında
bir karşılaştırılması yapılmıştır. Daha sonra aynı usul ile Türkçe yazılan mesneviler incelenmiştir. Bölümün sonunda da Farsça ve Türkçe
yazılan Şem' ü Pervâne Mesnevileri hem şekil hem de düzenleniş bakımından mukayese edilmiştir.
Üçüncü bölümde, anlatmaya bağlı bir tür olarak Şem' ü Pervâne Mesnevileri'ne yer verilmiştir. Şem' ü Pervâneler, kurmaca metin
özellikleri taşıdığından dolayı bu bölümde, mesnevilerin yapı unsurları ele alınmış ve Farsça ve Türkçe mesnevilerde olay örgüsü, bakış
açısı, zaman, mekân ve şahıs kadrosu/kişiler dünyası roman tekniğine göre incelenmiştir. Bu çalışma sonuç ve kaynakçayla da
bitirilmiştir. Sonuçda bu çalışmada elde edilen bilgiler ortaya konulmuş ve bu bilgilerin ortaya konulmasında yararlanılan
kitaplar da kaynakçada gösterilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.