9786052994009
494851
https://www.hesapli24.com/kralice-ari
Kraliçe Arı
19.16
KİMSE DÜNYAYA GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERMEZ.
Kasaba halkı Finn'e pek çok şekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi değildi. Küçükken ona Uzaylı derlerdi. Şaşkın. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatlı Çocuk dediler. Yalnızgezer. Kardeş. Ahbap.
Fakat ona nasıl seslenirlerse seslensinler, şefkatli bir sesleniş olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanırlardı. İhtiyar Charlie'nin, tavuklarını torun çocuklarına yeğlediğini ve kimi zaman evde kalmalarına izin verdiğini (çocukların değil, tavukların) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabına dadanmaktan hoşlanan hayaleti bildikleri gibi. Arıcının çirkin kızı Priscilla'nın tüm arılarınkinden sivri bir iğnesi olduğunu bildikleri gibi. Kasabada insanların arkalarında sadece hikâyelerini bırakarak gittikleri, yok oldukları uçurumların bulunduğunu bildikleri gibi.
Fakat sonunda Finn'in acayip yüz ifadelerinin, dikkat dağınıklığının haklı bir nedeni olduğunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasının haklı bir nedeni olduğunu.
Ne var ki o zaman çok geç olmuş, en çok sevdikleri ve en az tanıdıkları kız gitmişti...
"Bakış açısının nasıl değişebileceğine dair bir öykü. Empati, farklılık ve sevdiğimiz insanları nasıl gördüğümüzle ilgili önemli sorular bilim, mitoloji, realizm ve sihrin rehberliğinde cevap buluyor."
The New York Times Book Review
Kraliçe arı hareketlerinden anlaşılır. Daha özgüvenli yürür, planı olan bir kadın gibi. Zor bir işi vardır; besleyeceği bebekler, ilham vereceği işçiler, idare edeceği bir koloni. Onsuz bir koloni hayatta kalamaz.
Bone Gap sakinleri kasabalarının takılıp düşecekleri ya da sonsuza dek kaybolabilecekleri uçurumlarla dolu olduğunu bilir. Bu yüzden birdenbire ortaya çıkan güzel Roza'nın yine birdenbire ortadan kaybolmasına kimse şaşırmaz. Hem zaten bu Finn ile Sean kardeşlerin ilk terk edilişi değildir. İnsanlara baksa da onları gerçekten göremeyen Finn, herkesin sevgisini kazanmış Roza'nın kendi isteğiyle gitmediğinden emindir. Yüzünü hatırlayamadığı tehlikeli bir adam tarafından kaçırılmıştır. Ama araştırmalar sonuç vermediği için kimse ona inanmaz. Hayat işte. Kimi suçlayabilirsiniz ki?
Finn, Roza ve kasaba halkının melankolik geçmişlerinin, korkutucu bugünlerinin ve belirsiz geleceklerinin anlatıldığı, Laura Ruby'nin aşk ve kayıp, sihir ve gizem, pişmanlık ve affetme üzerine kurulu öyküsü dünyanın gördüğü yüzümüzün aslında gerçek kimliğimizin küçücük bir parçası bile olmadığını ortaya koyuyor...
"Ruby'nin romanı tekrar tekrar okunmayı hak ediyor. Güçlü, güzel ve sıradışı bir eser."
School Library Journal
"Derin karakterleri, etkileyici dünyası ve hikâyenin merkezinde yer alan sırla
büyüleyici bir roman."
ALA Booklist
Kasaba halkı Finn'e pek çok şekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi değildi. Küçükken ona Uzaylı derlerdi. Şaşkın. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatlı Çocuk dediler. Yalnızgezer. Kardeş. Ahbap.
Fakat ona nasıl seslenirlerse seslensinler, şefkatli bir sesleniş olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanırlardı. İhtiyar Charlie'nin, tavuklarını torun çocuklarına yeğlediğini ve kimi zaman evde kalmalarına izin verdiğini (çocukların değil, tavukların) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabına dadanmaktan hoşlanan hayaleti bildikleri gibi. Arıcının çirkin kızı Priscilla'nın tüm arılarınkinden sivri bir iğnesi olduğunu bildikleri gibi. Kasabada insanların arkalarında sadece hikâyelerini bırakarak gittikleri, yok oldukları uçurumların bulunduğunu bildikleri gibi.
Fakat sonunda Finn'in acayip yüz ifadelerinin, dikkat dağınıklığının haklı bir nedeni olduğunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasının haklı bir nedeni olduğunu.
Ne var ki o zaman çok geç olmuş, en çok sevdikleri ve en az tanıdıkları kız gitmişti...
"Bakış açısının nasıl değişebileceğine dair bir öykü. Empati, farklılık ve sevdiğimiz insanları nasıl gördüğümüzle ilgili önemli sorular bilim, mitoloji, realizm ve sihrin rehberliğinde cevap buluyor."
The New York Times Book Review
Kraliçe arı hareketlerinden anlaşılır. Daha özgüvenli yürür, planı olan bir kadın gibi. Zor bir işi vardır; besleyeceği bebekler, ilham vereceği işçiler, idare edeceği bir koloni. Onsuz bir koloni hayatta kalamaz.
Bone Gap sakinleri kasabalarının takılıp düşecekleri ya da sonsuza dek kaybolabilecekleri uçurumlarla dolu olduğunu bilir. Bu yüzden birdenbire ortaya çıkan güzel Roza'nın yine birdenbire ortadan kaybolmasına kimse şaşırmaz. Hem zaten bu Finn ile Sean kardeşlerin ilk terk edilişi değildir. İnsanlara baksa da onları gerçekten göremeyen Finn, herkesin sevgisini kazanmış Roza'nın kendi isteğiyle gitmediğinden emindir. Yüzünü hatırlayamadığı tehlikeli bir adam tarafından kaçırılmıştır. Ama araştırmalar sonuç vermediği için kimse ona inanmaz. Hayat işte. Kimi suçlayabilirsiniz ki?
Finn, Roza ve kasaba halkının melankolik geçmişlerinin, korkutucu bugünlerinin ve belirsiz geleceklerinin anlatıldığı, Laura Ruby'nin aşk ve kayıp, sihir ve gizem, pişmanlık ve affetme üzerine kurulu öyküsü dünyanın gördüğü yüzümüzün aslında gerçek kimliğimizin küçücük bir parçası bile olmadığını ortaya koyuyor...
"Ruby'nin romanı tekrar tekrar okunmayı hak ediyor. Güçlü, güzel ve sıradışı bir eser."
School Library Journal
"Derin karakterleri, etkileyici dünyası ve hikâyenin merkezinde yer alan sırla
büyüleyici bir roman."
ALA Booklist
KİMSE DÜNYAYA GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERMEZ.
Kasaba halkı Finn'e pek çok şekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi değildi. Küçükken ona Uzaylı derlerdi. Şaşkın. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatlı Çocuk dediler. Yalnızgezer. Kardeş. Ahbap.
Fakat ona nasıl seslenirlerse seslensinler, şefkatli bir sesleniş olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanırlardı. İhtiyar Charlie'nin, tavuklarını torun çocuklarına yeğlediğini ve kimi zaman evde kalmalarına izin verdiğini (çocukların değil, tavukların) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabına dadanmaktan hoşlanan hayaleti bildikleri gibi. Arıcının çirkin kızı Priscilla'nın tüm arılarınkinden sivri bir iğnesi olduğunu bildikleri gibi. Kasabada insanların arkalarında sadece hikâyelerini bırakarak gittikleri, yok oldukları uçurumların bulunduğunu bildikleri gibi.
Fakat sonunda Finn'in acayip yüz ifadelerinin, dikkat dağınıklığının haklı bir nedeni olduğunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasının haklı bir nedeni olduğunu.
Ne var ki o zaman çok geç olmuş, en çok sevdikleri ve en az tanıdıkları kız gitmişti...
"Bakış açısının nasıl değişebileceğine dair bir öykü. Empati, farklılık ve sevdiğimiz insanları nasıl gördüğümüzle ilgili önemli sorular bilim, mitoloji, realizm ve sihrin rehberliğinde cevap buluyor."
The New York Times Book Review
Kraliçe arı hareketlerinden anlaşılır. Daha özgüvenli yürür, planı olan bir kadın gibi. Zor bir işi vardır; besleyeceği bebekler, ilham vereceği işçiler, idare edeceği bir koloni. Onsuz bir koloni hayatta kalamaz.
Bone Gap sakinleri kasabalarının takılıp düşecekleri ya da sonsuza dek kaybolabilecekleri uçurumlarla dolu olduğunu bilir. Bu yüzden birdenbire ortaya çıkan güzel Roza'nın yine birdenbire ortadan kaybolmasına kimse şaşırmaz. Hem zaten bu Finn ile Sean kardeşlerin ilk terk edilişi değildir. İnsanlara baksa da onları gerçekten göremeyen Finn, herkesin sevgisini kazanmış Roza'nın kendi isteğiyle gitmediğinden emindir. Yüzünü hatırlayamadığı tehlikeli bir adam tarafından kaçırılmıştır. Ama araştırmalar sonuç vermediği için kimse ona inanmaz. Hayat işte. Kimi suçlayabilirsiniz ki?
Finn, Roza ve kasaba halkının melankolik geçmişlerinin, korkutucu bugünlerinin ve belirsiz geleceklerinin anlatıldığı, Laura Ruby'nin aşk ve kayıp, sihir ve gizem, pişmanlık ve affetme üzerine kurulu öyküsü dünyanın gördüğü yüzümüzün aslında gerçek kimliğimizin küçücük bir parçası bile olmadığını ortaya koyuyor...
"Ruby'nin romanı tekrar tekrar okunmayı hak ediyor. Güçlü, güzel ve sıradışı bir eser."
School Library Journal
"Derin karakterleri, etkileyici dünyası ve hikâyenin merkezinde yer alan sırla
büyüleyici bir roman."
ALA Booklist
Kasaba halkı Finn'e pek çok şekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi değildi. Küçükken ona Uzaylı derlerdi. Şaşkın. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatlı Çocuk dediler. Yalnızgezer. Kardeş. Ahbap.
Fakat ona nasıl seslenirlerse seslensinler, şefkatli bir sesleniş olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanırlardı. İhtiyar Charlie'nin, tavuklarını torun çocuklarına yeğlediğini ve kimi zaman evde kalmalarına izin verdiğini (çocukların değil, tavukların) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabına dadanmaktan hoşlanan hayaleti bildikleri gibi. Arıcının çirkin kızı Priscilla'nın tüm arılarınkinden sivri bir iğnesi olduğunu bildikleri gibi. Kasabada insanların arkalarında sadece hikâyelerini bırakarak gittikleri, yok oldukları uçurumların bulunduğunu bildikleri gibi.
Fakat sonunda Finn'in acayip yüz ifadelerinin, dikkat dağınıklığının haklı bir nedeni olduğunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasının haklı bir nedeni olduğunu.
Ne var ki o zaman çok geç olmuş, en çok sevdikleri ve en az tanıdıkları kız gitmişti...
"Bakış açısının nasıl değişebileceğine dair bir öykü. Empati, farklılık ve sevdiğimiz insanları nasıl gördüğümüzle ilgili önemli sorular bilim, mitoloji, realizm ve sihrin rehberliğinde cevap buluyor."
The New York Times Book Review
Kraliçe arı hareketlerinden anlaşılır. Daha özgüvenli yürür, planı olan bir kadın gibi. Zor bir işi vardır; besleyeceği bebekler, ilham vereceği işçiler, idare edeceği bir koloni. Onsuz bir koloni hayatta kalamaz.
Bone Gap sakinleri kasabalarının takılıp düşecekleri ya da sonsuza dek kaybolabilecekleri uçurumlarla dolu olduğunu bilir. Bu yüzden birdenbire ortaya çıkan güzel Roza'nın yine birdenbire ortadan kaybolmasına kimse şaşırmaz. Hem zaten bu Finn ile Sean kardeşlerin ilk terk edilişi değildir. İnsanlara baksa da onları gerçekten göremeyen Finn, herkesin sevgisini kazanmış Roza'nın kendi isteğiyle gitmediğinden emindir. Yüzünü hatırlayamadığı tehlikeli bir adam tarafından kaçırılmıştır. Ama araştırmalar sonuç vermediği için kimse ona inanmaz. Hayat işte. Kimi suçlayabilirsiniz ki?
Finn, Roza ve kasaba halkının melankolik geçmişlerinin, korkutucu bugünlerinin ve belirsiz geleceklerinin anlatıldığı, Laura Ruby'nin aşk ve kayıp, sihir ve gizem, pişmanlık ve affetme üzerine kurulu öyküsü dünyanın gördüğü yüzümüzün aslında gerçek kimliğimizin küçücük bir parçası bile olmadığını ortaya koyuyor...
"Ruby'nin romanı tekrar tekrar okunmayı hak ediyor. Güçlü, güzel ve sıradışı bir eser."
School Library Journal
"Derin karakterleri, etkileyici dünyası ve hikâyenin merkezinde yer alan sırla
büyüleyici bir roman."
ALA Booklist
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.