9786256132283
833034
https://www.hesapli24.com/kur-an-da-toplumsal-sinanma
Kur’an’da Toplumsal Sınanma
14.93
İnsan hayatının mekânda tecessüm etmiş hali olarak medine/şehir, kendine özgü medeniyet tasavvurunu oluşturabilme yolunda kadim bilgi kaynaklarından devşirilen ve derin tefekkür aşamalarına tabi tutulan rafine bir zihniyete ihtiyaç duyar. Bu zihniyetin gerek insan tutum ve davranışlarında gerekse eşyaya ve olgulara sirayet etmiş müesses bir nizamda kendisini gösterebilmesi ancak sağlam bir iradeye ve müdrik bir şuura sahip insanla mümkün olur. Salt içgüdüsel davranışlarla yahut mekanik oluşumlarla kurulan şehirler de vardır; ancak bu teşekkülleri medeniyetin bir parçası saymak, kendi içinde müşterek gayelere sahip koloniler kuran hayvanlara da haksızlık olur. O halde şehrin ve şehirle özdeşleşen medeniyetin nîrengi noktasında insan vardır. Medeniliği belirleyen etken faktörler şehre hâkim olan ortak gayeler, inançlar, ahlâk ve zihniyet gibi insana özgü hasletlerdir. Medeniyetin başat unsurlarından insan ile şehir arasındaki ilişkinin Yaratan ve yaratılan arasındaki ilişkiyle de kopmaz bağları vardır. Diğer varlıklardan farklı olarak yeryüzünü medeniyetle buluşturma görevi yüklenen insan vazifesine sadakat konusunda elest bezminde Rabbiyle fıtrî bir sözleşmeye (mîsâk) imza atmıştır. Hak katında saygın kılınışının sebeb-i aslisi bu ‘mîsâk'ın tarafı olmasıdır. Söz, özünde çok güçlü bir iddiayı da içkindir. Bu iddia, bilkuvve var olan insanî meziyetlerin bireysel ve toplumsal anlamda bir sınanmayla bilfiil ortaya konulacağına dair adil bir imtihanda kulun başarı gösterecek olmasıdır. Sınanma zorunluluktur. Mekânı yeryüzü, muhatabı insan, zamanı ömür olan zorlu sınavın yegâne fâili ise Allah'tır.
İnsan hayatının mekânda tecessüm etmiş hali olarak medine/şehir, kendine özgü medeniyet tasavvurunu oluşturabilme yolunda kadim bilgi kaynaklarından devşirilen ve derin tefekkür aşamalarına tabi tutulan rafine bir zihniyete ihtiyaç duyar. Bu zihniyetin gerek insan tutum ve davranışlarında gerekse eşyaya ve olgulara sirayet etmiş müesses bir nizamda kendisini gösterebilmesi ancak sağlam bir iradeye ve müdrik bir şuura sahip insanla mümkün olur. Salt içgüdüsel davranışlarla yahut mekanik oluşumlarla kurulan şehirler de vardır; ancak bu teşekkülleri medeniyetin bir parçası saymak, kendi içinde müşterek gayelere sahip koloniler kuran hayvanlara da haksızlık olur. O halde şehrin ve şehirle özdeşleşen medeniyetin nîrengi noktasında insan vardır. Medeniliği belirleyen etken faktörler şehre hâkim olan ortak gayeler, inançlar, ahlâk ve zihniyet gibi insana özgü hasletlerdir. Medeniyetin başat unsurlarından insan ile şehir arasındaki ilişkinin Yaratan ve yaratılan arasındaki ilişkiyle de kopmaz bağları vardır. Diğer varlıklardan farklı olarak yeryüzünü medeniyetle buluşturma görevi yüklenen insan vazifesine sadakat konusunda elest bezminde Rabbiyle fıtrî bir sözleşmeye (mîsâk) imza atmıştır. Hak katında saygın kılınışının sebeb-i aslisi bu ‘mîsâk'ın tarafı olmasıdır. Söz, özünde çok güçlü bir iddiayı da içkindir. Bu iddia, bilkuvve var olan insanî meziyetlerin bireysel ve toplumsal anlamda bir sınanmayla bilfiil ortaya konulacağına dair adil bir imtihanda kulun başarı gösterecek olmasıdır. Sınanma zorunluluktur. Mekânı yeryüzü, muhatabı insan, zamanı ömür olan zorlu sınavın yegâne fâili ise Allah'tır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.