9786258056488
802799
https://www.hesapli24.com/magara-gunlukleri
Mağara Günlükleri
13.20
“Obruğun her tarafı aydınlanmış, gündüz gibiydi ve ben ipte nefes kesen bir manzarada çıkıyordum. Tek kelimeyle muhteşem bir manzaraydı! Olan oldu ve ben uludum. İçimden ulumak geldi. “Aaauuuuu!!!” Dolunayda 200 metreye 400 metre dev bir obruğun içinden çıkarken ben artık çığlık çığlığa zevkten dört köşe olmuş uluyordum.” İşte bu katıksız coşkudur. Hayal ederken, planlarken, yaşarken, anlatırken Ender'in tavan yapmış duygu durumu tam da budur: Coşku. Mağaralara, mağaracılığa öylesine büyük bir sevda, yaşam sevinci ve TUTKU ile bağlıdır ki bir mağaracı dostumuz ona tam yerinde, “duyguların coşkulu seli” adını takmıştır.
Nasıl olmasın? “Mağaracılık hayatımla hayat arkadaşlığımın başlayışı hemen hemen aynı zamana denk geldi diyebilirim. Böylece ‘Karanlık günlerim' başlamış oldu” diyerek karanlığa yani mağaralara olan sevdasını coşku ve tutkuyla “hayat arkadaşlığına” benzeten bir kişi Ender.
Düşünün bir kez, karpit lambasının titrek ışığı ya da kafa lambasının yol gösteren hüzmesi olmasa sonsuz ve mutlak karanlık olacak bir ortamı, soğukta tam bir bilinmeyene uzanan derin -çok derin- boşlukları, günlerce yıkanmadan taşların üstünde kurulan çadırlarda yatıp kalkmayı derinden ve sarsılarak özleyen ve bu tutkusunu paylaşmayı kah fotograf çekerek, kah yazılar yazarak, kah belgeseller hazırlayarak yani “üreterek” arkasında iz bırakan, yaşamın her kesiminden gelmiş ve mağaracılığa ilgi duymuş kişileri tüm coşkusuyla eğiterek ve üretmeye iterek kendisi gibi mağaralara gönülden bağlı mağaracılar yetişmesini dileyen bir adam: Ender. “Adı çıkmış dokuza, inmez sekize”, bu böyle biline.
“Hayatta (güzel ve pozitif) iz bırakanlara selam olsun!”
“Obruğun her tarafı aydınlanmış, gündüz gibiydi ve ben ipte nefes kesen bir manzarada çıkıyordum. Tek kelimeyle muhteşem bir manzaraydı! Olan oldu ve ben uludum. İçimden ulumak geldi. “Aaauuuuu!!!” Dolunayda 200 metreye 400 metre dev bir obruğun içinden çıkarken ben artık çığlık çığlığa zevkten dört köşe olmuş uluyordum.” İşte bu katıksız coşkudur. Hayal ederken, planlarken, yaşarken, anlatırken Ender'in tavan yapmış duygu durumu tam da budur: Coşku. Mağaralara, mağaracılığa öylesine büyük bir sevda, yaşam sevinci ve TUTKU ile bağlıdır ki bir mağaracı dostumuz ona tam yerinde, “duyguların coşkulu seli” adını takmıştır.
Nasıl olmasın? “Mağaracılık hayatımla hayat arkadaşlığımın başlayışı hemen hemen aynı zamana denk geldi diyebilirim. Böylece ‘Karanlık günlerim' başlamış oldu” diyerek karanlığa yani mağaralara olan sevdasını coşku ve tutkuyla “hayat arkadaşlığına” benzeten bir kişi Ender.
Düşünün bir kez, karpit lambasının titrek ışığı ya da kafa lambasının yol gösteren hüzmesi olmasa sonsuz ve mutlak karanlık olacak bir ortamı, soğukta tam bir bilinmeyene uzanan derin -çok derin- boşlukları, günlerce yıkanmadan taşların üstünde kurulan çadırlarda yatıp kalkmayı derinden ve sarsılarak özleyen ve bu tutkusunu paylaşmayı kah fotograf çekerek, kah yazılar yazarak, kah belgeseller hazırlayarak yani “üreterek” arkasında iz bırakan, yaşamın her kesiminden gelmiş ve mağaracılığa ilgi duymuş kişileri tüm coşkusuyla eğiterek ve üretmeye iterek kendisi gibi mağaralara gönülden bağlı mağaracılar yetişmesini dileyen bir adam: Ender. “Adı çıkmış dokuza, inmez sekize”, bu böyle biline.
“Hayatta (güzel ve pozitif) iz bırakanlara selam olsun!”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.