9786057410962
607487
https://www.hesapli24.com/mahallenin-yildizlari-serisi-5-kitap
Mahallenin Yıldızları Serisi (5 Kitap)
18.92
1. Arkadaşım Futbol
Ada'nın henüz kendisiyle oynayacak bir arkadaşı yoktu. Annesinin de dediği gibi, yeni taşındıkları mahallede zamanla elbette onun da birçok arkadaşı olacaktı fakat kendisi bu konuda oldukça sabırsız davranıyordu. Sabırsızlığının nedeni sadece yeni birileriyle tanışmak istemesi değildi. Ada aslında bir an önce, uzun zamandır hasret kaldığı ve çok sevdiği futbola kavuşmak istiyordu...
Ada pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mahallenin çocukları ellerindeki topla, aralarında şakalaşarak sokaktan geçti. Belli ki maç yapacaklardı. Ada'nın içinde uzun zamandır kor halinde duran futbol sevgisi güçlü bir nefes ile üflenmiş gibi bir anda tazelenerek alev alev yanmaya başladı...
Bu kitapta, Ada'nın sokakta yanmaya başlayan ve milli takıma yükselinceye kadar sönmeden devam eden futbol ateşiyle ısınacağız.
2. İkiye Bir
Hikâyemizin kahramanları olan ikiz kardeşler Tamer ve Caner, babalarının öğüdüne uygun olarak günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunları güç birliği yaparak aşma yoluna gidiyorlar. Ortak güçlerini arada bir basit işler için kullansalar ve bazen de yanlış planlamadan kaynaklı hayal kırıklıkları yaşasalar bile çoğu zaman birlikte hareket etmenin faydalarını da görüyorlar.
Bu konuda o kadar uyum içindeler ki, onların bir plan yaparak uygulaması için uzun uzun konuşmaya ihtiyaçları yok. Bir tek kelime veya bir bakışla ne yapacakları konusunda anlaşabiliyorlar. Farklı özellikleri olmasına rağmen hayattaki en büyük zevkleri ve ilerisi için ortak hayalleri olan futbol sayesinde de neredeyse bütün günleri bir arada geçiyor.
Bakalım bu ikili futbolcu olabilmek için çıktıkları bu yolda neler yaşayacaklar? Hangi zorluklarla karşılaşacaklar ve bu sorunların üstesinden nasıl gelecekler? Bakalım, planlı ve güç birliği içinde nereye kadar yükselecekler?
3. Dar Alandan. Çıkmak
Futbol, gol atmak ve gol yememek üzerine kurulu karşılıklı iki takımın oynadığı bir oyundur. Oyuna başlarken, takımlar arasında sadece sayısal yeterlilik aranır. Bunun dışında güç, kalite ve beceri bakımından her takım farklı imkânlara sahiptir. Bu konularda avantajlı olanlar, oyunda daha çok gol atmaya yönelik davranışlar ortaya koyarken, kendisini rakibine göre daha yetersiz görenler ise maçı kazanabilmek veya en azından maça ortak olabilmek için öncelikle rakiplerinin üstün taraflarını kullanmalarına engel olmaya çalışırlar. Bunu başarabilmeleri için de müsabaka boyunca rakiplerinden daha çok koşmaları, mücadele etmeleri ve onlara geniş alan bırakmamaları gerekir. Futbolun gerçek hayata en fazla benzeyen yanı budur. Birçok insanın hayatı da tıpkı futbolda olduğu gibi yaşamın dar alanlarından kurtularak daha geniş imkânlara kavuşmak için mücadele etmekle geçmiyor mu?
Bu kitap, hayatları dar alana sıkışmış bir ailenin, ilk erkek çocukları olan Uğur üzerinden etkisini fark ettikleri futbol sayesinde geniş alanlara çıkma umutlarının ve mücadelelerinin hikâyesidir.
4. Hayalim Futbol
Hiçbir insan bir futbol topunu karşısına alarak konuşur mu? Ali bunu yaptı. Önce kendisini hayallerine taşıyacak olan o topa bir isim verdi. Sonra saygı ve sevgi çerçevesinde davranarak onu hoşnut etti. Top da karşılık olarak Ali'yi bilgilendirdi ve eğitti.
Ali bu sayede bir futbol topuna nasıl yaklaşacağını, ne zaman ona karşı yumuşak davranacağını ve gerektiğinde nasıl sert bir şekilde müdahale edeceğini öğrendi. Böylece bu ikilinin uzun yıllar sürecek dostlukları da başlamış oldu.
Bu hikâyemizde, hayallerinin peşinden koşan temiz kalpli, koca yürekli bir çocuğun insan ilişkilerine, duygularına, mücadele azmine ve onun hayatına dokunan insanlara ve olaylara şahitlik edecek, yine onunla birlikte bazen hüzünlenecek bazen de gülümseyeceğiz.
5. Sokak Futbolu
Bu hikâyedeki çocukların hiç birisinin adı yok ama hepsinin hak edilmiş birer lakabı var. Kaptan, Cambaz, Çıtçıt ve Minik içlerinden bazıları... Onlar, sizin mahallenizdeki herhangi bir arkadaşınızın veya sizin karşılığınız olabilirler.
Hikâyemizde her mahalleden farklı bir karakter seçerek bir araya getirdik ve onlardan bir mahalle ve uyumlu bir takım kurduk. Bu çocuklar bir araya gelerek sadece bir mahallenin futbol takımı olsun da istemedik. Aynı zamanda onların bir takım ruhu oluşturarak farklı kültür ve yaşam biçimlerinden insanların bir arada nasıl yaşayacaklarına dair örnek olmalarını istedik.
Onlar, yaşlarından büyük işlere kalkıştılar. Kendi doğrularını savunmak için büyüklerin bile cesaret edemeyeceği imkânları ellerinin tersi ile iterek geri çevirdiler. Konforlu fakat güdümlü yaşamaktansa birçok şeyden yoksun ama mutlu olmayı tercih ettiler. Topları eskiydi, formaları ve spor ayakkabıları yoktu fakat maç yaparken kendilerini binlerce seyirci önünde, kocaman bir stadyumda ve yemyeşil zeminde birer futbol yıldızı gibi görüyorlardı. Mutluydular...
Ada'nın henüz kendisiyle oynayacak bir arkadaşı yoktu. Annesinin de dediği gibi, yeni taşındıkları mahallede zamanla elbette onun da birçok arkadaşı olacaktı fakat kendisi bu konuda oldukça sabırsız davranıyordu. Sabırsızlığının nedeni sadece yeni birileriyle tanışmak istemesi değildi. Ada aslında bir an önce, uzun zamandır hasret kaldığı ve çok sevdiği futbola kavuşmak istiyordu...
Ada pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mahallenin çocukları ellerindeki topla, aralarında şakalaşarak sokaktan geçti. Belli ki maç yapacaklardı. Ada'nın içinde uzun zamandır kor halinde duran futbol sevgisi güçlü bir nefes ile üflenmiş gibi bir anda tazelenerek alev alev yanmaya başladı...
Bu kitapta, Ada'nın sokakta yanmaya başlayan ve milli takıma yükselinceye kadar sönmeden devam eden futbol ateşiyle ısınacağız.
2. İkiye Bir
Hikâyemizin kahramanları olan ikiz kardeşler Tamer ve Caner, babalarının öğüdüne uygun olarak günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunları güç birliği yaparak aşma yoluna gidiyorlar. Ortak güçlerini arada bir basit işler için kullansalar ve bazen de yanlış planlamadan kaynaklı hayal kırıklıkları yaşasalar bile çoğu zaman birlikte hareket etmenin faydalarını da görüyorlar.
Bu konuda o kadar uyum içindeler ki, onların bir plan yaparak uygulaması için uzun uzun konuşmaya ihtiyaçları yok. Bir tek kelime veya bir bakışla ne yapacakları konusunda anlaşabiliyorlar. Farklı özellikleri olmasına rağmen hayattaki en büyük zevkleri ve ilerisi için ortak hayalleri olan futbol sayesinde de neredeyse bütün günleri bir arada geçiyor.
Bakalım bu ikili futbolcu olabilmek için çıktıkları bu yolda neler yaşayacaklar? Hangi zorluklarla karşılaşacaklar ve bu sorunların üstesinden nasıl gelecekler? Bakalım, planlı ve güç birliği içinde nereye kadar yükselecekler?
3. Dar Alandan. Çıkmak
Futbol, gol atmak ve gol yememek üzerine kurulu karşılıklı iki takımın oynadığı bir oyundur. Oyuna başlarken, takımlar arasında sadece sayısal yeterlilik aranır. Bunun dışında güç, kalite ve beceri bakımından her takım farklı imkânlara sahiptir. Bu konularda avantajlı olanlar, oyunda daha çok gol atmaya yönelik davranışlar ortaya koyarken, kendisini rakibine göre daha yetersiz görenler ise maçı kazanabilmek veya en azından maça ortak olabilmek için öncelikle rakiplerinin üstün taraflarını kullanmalarına engel olmaya çalışırlar. Bunu başarabilmeleri için de müsabaka boyunca rakiplerinden daha çok koşmaları, mücadele etmeleri ve onlara geniş alan bırakmamaları gerekir. Futbolun gerçek hayata en fazla benzeyen yanı budur. Birçok insanın hayatı da tıpkı futbolda olduğu gibi yaşamın dar alanlarından kurtularak daha geniş imkânlara kavuşmak için mücadele etmekle geçmiyor mu?
Bu kitap, hayatları dar alana sıkışmış bir ailenin, ilk erkek çocukları olan Uğur üzerinden etkisini fark ettikleri futbol sayesinde geniş alanlara çıkma umutlarının ve mücadelelerinin hikâyesidir.
4. Hayalim Futbol
Hiçbir insan bir futbol topunu karşısına alarak konuşur mu? Ali bunu yaptı. Önce kendisini hayallerine taşıyacak olan o topa bir isim verdi. Sonra saygı ve sevgi çerçevesinde davranarak onu hoşnut etti. Top da karşılık olarak Ali'yi bilgilendirdi ve eğitti.
Ali bu sayede bir futbol topuna nasıl yaklaşacağını, ne zaman ona karşı yumuşak davranacağını ve gerektiğinde nasıl sert bir şekilde müdahale edeceğini öğrendi. Böylece bu ikilinin uzun yıllar sürecek dostlukları da başlamış oldu.
Bu hikâyemizde, hayallerinin peşinden koşan temiz kalpli, koca yürekli bir çocuğun insan ilişkilerine, duygularına, mücadele azmine ve onun hayatına dokunan insanlara ve olaylara şahitlik edecek, yine onunla birlikte bazen hüzünlenecek bazen de gülümseyeceğiz.
5. Sokak Futbolu
Bu hikâyedeki çocukların hiç birisinin adı yok ama hepsinin hak edilmiş birer lakabı var. Kaptan, Cambaz, Çıtçıt ve Minik içlerinden bazıları... Onlar, sizin mahallenizdeki herhangi bir arkadaşınızın veya sizin karşılığınız olabilirler.
Hikâyemizde her mahalleden farklı bir karakter seçerek bir araya getirdik ve onlardan bir mahalle ve uyumlu bir takım kurduk. Bu çocuklar bir araya gelerek sadece bir mahallenin futbol takımı olsun da istemedik. Aynı zamanda onların bir takım ruhu oluşturarak farklı kültür ve yaşam biçimlerinden insanların bir arada nasıl yaşayacaklarına dair örnek olmalarını istedik.
Onlar, yaşlarından büyük işlere kalkıştılar. Kendi doğrularını savunmak için büyüklerin bile cesaret edemeyeceği imkânları ellerinin tersi ile iterek geri çevirdiler. Konforlu fakat güdümlü yaşamaktansa birçok şeyden yoksun ama mutlu olmayı tercih ettiler. Topları eskiydi, formaları ve spor ayakkabıları yoktu fakat maç yaparken kendilerini binlerce seyirci önünde, kocaman bir stadyumda ve yemyeşil zeminde birer futbol yıldızı gibi görüyorlardı. Mutluydular...
1. Arkadaşım Futbol
Ada'nın henüz kendisiyle oynayacak bir arkadaşı yoktu. Annesinin de dediği gibi, yeni taşındıkları mahallede zamanla elbette onun da birçok arkadaşı olacaktı fakat kendisi bu konuda oldukça sabırsız davranıyordu. Sabırsızlığının nedeni sadece yeni birileriyle tanışmak istemesi değildi. Ada aslında bir an önce, uzun zamandır hasret kaldığı ve çok sevdiği futbola kavuşmak istiyordu...
Ada pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mahallenin çocukları ellerindeki topla, aralarında şakalaşarak sokaktan geçti. Belli ki maç yapacaklardı. Ada'nın içinde uzun zamandır kor halinde duran futbol sevgisi güçlü bir nefes ile üflenmiş gibi bir anda tazelenerek alev alev yanmaya başladı...
Bu kitapta, Ada'nın sokakta yanmaya başlayan ve milli takıma yükselinceye kadar sönmeden devam eden futbol ateşiyle ısınacağız.
2. İkiye Bir
Hikâyemizin kahramanları olan ikiz kardeşler Tamer ve Caner, babalarının öğüdüne uygun olarak günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunları güç birliği yaparak aşma yoluna gidiyorlar. Ortak güçlerini arada bir basit işler için kullansalar ve bazen de yanlış planlamadan kaynaklı hayal kırıklıkları yaşasalar bile çoğu zaman birlikte hareket etmenin faydalarını da görüyorlar.
Bu konuda o kadar uyum içindeler ki, onların bir plan yaparak uygulaması için uzun uzun konuşmaya ihtiyaçları yok. Bir tek kelime veya bir bakışla ne yapacakları konusunda anlaşabiliyorlar. Farklı özellikleri olmasına rağmen hayattaki en büyük zevkleri ve ilerisi için ortak hayalleri olan futbol sayesinde de neredeyse bütün günleri bir arada geçiyor.
Bakalım bu ikili futbolcu olabilmek için çıktıkları bu yolda neler yaşayacaklar? Hangi zorluklarla karşılaşacaklar ve bu sorunların üstesinden nasıl gelecekler? Bakalım, planlı ve güç birliği içinde nereye kadar yükselecekler?
3. Dar Alandan. Çıkmak
Futbol, gol atmak ve gol yememek üzerine kurulu karşılıklı iki takımın oynadığı bir oyundur. Oyuna başlarken, takımlar arasında sadece sayısal yeterlilik aranır. Bunun dışında güç, kalite ve beceri bakımından her takım farklı imkânlara sahiptir. Bu konularda avantajlı olanlar, oyunda daha çok gol atmaya yönelik davranışlar ortaya koyarken, kendisini rakibine göre daha yetersiz görenler ise maçı kazanabilmek veya en azından maça ortak olabilmek için öncelikle rakiplerinin üstün taraflarını kullanmalarına engel olmaya çalışırlar. Bunu başarabilmeleri için de müsabaka boyunca rakiplerinden daha çok koşmaları, mücadele etmeleri ve onlara geniş alan bırakmamaları gerekir. Futbolun gerçek hayata en fazla benzeyen yanı budur. Birçok insanın hayatı da tıpkı futbolda olduğu gibi yaşamın dar alanlarından kurtularak daha geniş imkânlara kavuşmak için mücadele etmekle geçmiyor mu?
Bu kitap, hayatları dar alana sıkışmış bir ailenin, ilk erkek çocukları olan Uğur üzerinden etkisini fark ettikleri futbol sayesinde geniş alanlara çıkma umutlarının ve mücadelelerinin hikâyesidir.
4. Hayalim Futbol
Hiçbir insan bir futbol topunu karşısına alarak konuşur mu? Ali bunu yaptı. Önce kendisini hayallerine taşıyacak olan o topa bir isim verdi. Sonra saygı ve sevgi çerçevesinde davranarak onu hoşnut etti. Top da karşılık olarak Ali'yi bilgilendirdi ve eğitti.
Ali bu sayede bir futbol topuna nasıl yaklaşacağını, ne zaman ona karşı yumuşak davranacağını ve gerektiğinde nasıl sert bir şekilde müdahale edeceğini öğrendi. Böylece bu ikilinin uzun yıllar sürecek dostlukları da başlamış oldu.
Bu hikâyemizde, hayallerinin peşinden koşan temiz kalpli, koca yürekli bir çocuğun insan ilişkilerine, duygularına, mücadele azmine ve onun hayatına dokunan insanlara ve olaylara şahitlik edecek, yine onunla birlikte bazen hüzünlenecek bazen de gülümseyeceğiz.
5. Sokak Futbolu
Bu hikâyedeki çocukların hiç birisinin adı yok ama hepsinin hak edilmiş birer lakabı var. Kaptan, Cambaz, Çıtçıt ve Minik içlerinden bazıları... Onlar, sizin mahallenizdeki herhangi bir arkadaşınızın veya sizin karşılığınız olabilirler.
Hikâyemizde her mahalleden farklı bir karakter seçerek bir araya getirdik ve onlardan bir mahalle ve uyumlu bir takım kurduk. Bu çocuklar bir araya gelerek sadece bir mahallenin futbol takımı olsun da istemedik. Aynı zamanda onların bir takım ruhu oluşturarak farklı kültür ve yaşam biçimlerinden insanların bir arada nasıl yaşayacaklarına dair örnek olmalarını istedik.
Onlar, yaşlarından büyük işlere kalkıştılar. Kendi doğrularını savunmak için büyüklerin bile cesaret edemeyeceği imkânları ellerinin tersi ile iterek geri çevirdiler. Konforlu fakat güdümlü yaşamaktansa birçok şeyden yoksun ama mutlu olmayı tercih ettiler. Topları eskiydi, formaları ve spor ayakkabıları yoktu fakat maç yaparken kendilerini binlerce seyirci önünde, kocaman bir stadyumda ve yemyeşil zeminde birer futbol yıldızı gibi görüyorlardı. Mutluydular...
Ada'nın henüz kendisiyle oynayacak bir arkadaşı yoktu. Annesinin de dediği gibi, yeni taşındıkları mahallede zamanla elbette onun da birçok arkadaşı olacaktı fakat kendisi bu konuda oldukça sabırsız davranıyordu. Sabırsızlığının nedeni sadece yeni birileriyle tanışmak istemesi değildi. Ada aslında bir an önce, uzun zamandır hasret kaldığı ve çok sevdiği futbola kavuşmak istiyordu...
Ada pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mahallenin çocukları ellerindeki topla, aralarında şakalaşarak sokaktan geçti. Belli ki maç yapacaklardı. Ada'nın içinde uzun zamandır kor halinde duran futbol sevgisi güçlü bir nefes ile üflenmiş gibi bir anda tazelenerek alev alev yanmaya başladı...
Bu kitapta, Ada'nın sokakta yanmaya başlayan ve milli takıma yükselinceye kadar sönmeden devam eden futbol ateşiyle ısınacağız.
2. İkiye Bir
Hikâyemizin kahramanları olan ikiz kardeşler Tamer ve Caner, babalarının öğüdüne uygun olarak günlük hayatlarında karşılaştıkları sorunları güç birliği yaparak aşma yoluna gidiyorlar. Ortak güçlerini arada bir basit işler için kullansalar ve bazen de yanlış planlamadan kaynaklı hayal kırıklıkları yaşasalar bile çoğu zaman birlikte hareket etmenin faydalarını da görüyorlar.
Bu konuda o kadar uyum içindeler ki, onların bir plan yaparak uygulaması için uzun uzun konuşmaya ihtiyaçları yok. Bir tek kelime veya bir bakışla ne yapacakları konusunda anlaşabiliyorlar. Farklı özellikleri olmasına rağmen hayattaki en büyük zevkleri ve ilerisi için ortak hayalleri olan futbol sayesinde de neredeyse bütün günleri bir arada geçiyor.
Bakalım bu ikili futbolcu olabilmek için çıktıkları bu yolda neler yaşayacaklar? Hangi zorluklarla karşılaşacaklar ve bu sorunların üstesinden nasıl gelecekler? Bakalım, planlı ve güç birliği içinde nereye kadar yükselecekler?
3. Dar Alandan. Çıkmak
Futbol, gol atmak ve gol yememek üzerine kurulu karşılıklı iki takımın oynadığı bir oyundur. Oyuna başlarken, takımlar arasında sadece sayısal yeterlilik aranır. Bunun dışında güç, kalite ve beceri bakımından her takım farklı imkânlara sahiptir. Bu konularda avantajlı olanlar, oyunda daha çok gol atmaya yönelik davranışlar ortaya koyarken, kendisini rakibine göre daha yetersiz görenler ise maçı kazanabilmek veya en azından maça ortak olabilmek için öncelikle rakiplerinin üstün taraflarını kullanmalarına engel olmaya çalışırlar. Bunu başarabilmeleri için de müsabaka boyunca rakiplerinden daha çok koşmaları, mücadele etmeleri ve onlara geniş alan bırakmamaları gerekir. Futbolun gerçek hayata en fazla benzeyen yanı budur. Birçok insanın hayatı da tıpkı futbolda olduğu gibi yaşamın dar alanlarından kurtularak daha geniş imkânlara kavuşmak için mücadele etmekle geçmiyor mu?
Bu kitap, hayatları dar alana sıkışmış bir ailenin, ilk erkek çocukları olan Uğur üzerinden etkisini fark ettikleri futbol sayesinde geniş alanlara çıkma umutlarının ve mücadelelerinin hikâyesidir.
4. Hayalim Futbol
Hiçbir insan bir futbol topunu karşısına alarak konuşur mu? Ali bunu yaptı. Önce kendisini hayallerine taşıyacak olan o topa bir isim verdi. Sonra saygı ve sevgi çerçevesinde davranarak onu hoşnut etti. Top da karşılık olarak Ali'yi bilgilendirdi ve eğitti.
Ali bu sayede bir futbol topuna nasıl yaklaşacağını, ne zaman ona karşı yumuşak davranacağını ve gerektiğinde nasıl sert bir şekilde müdahale edeceğini öğrendi. Böylece bu ikilinin uzun yıllar sürecek dostlukları da başlamış oldu.
Bu hikâyemizde, hayallerinin peşinden koşan temiz kalpli, koca yürekli bir çocuğun insan ilişkilerine, duygularına, mücadele azmine ve onun hayatına dokunan insanlara ve olaylara şahitlik edecek, yine onunla birlikte bazen hüzünlenecek bazen de gülümseyeceğiz.
5. Sokak Futbolu
Bu hikâyedeki çocukların hiç birisinin adı yok ama hepsinin hak edilmiş birer lakabı var. Kaptan, Cambaz, Çıtçıt ve Minik içlerinden bazıları... Onlar, sizin mahallenizdeki herhangi bir arkadaşınızın veya sizin karşılığınız olabilirler.
Hikâyemizde her mahalleden farklı bir karakter seçerek bir araya getirdik ve onlardan bir mahalle ve uyumlu bir takım kurduk. Bu çocuklar bir araya gelerek sadece bir mahallenin futbol takımı olsun da istemedik. Aynı zamanda onların bir takım ruhu oluşturarak farklı kültür ve yaşam biçimlerinden insanların bir arada nasıl yaşayacaklarına dair örnek olmalarını istedik.
Onlar, yaşlarından büyük işlere kalkıştılar. Kendi doğrularını savunmak için büyüklerin bile cesaret edemeyeceği imkânları ellerinin tersi ile iterek geri çevirdiler. Konforlu fakat güdümlü yaşamaktansa birçok şeyden yoksun ama mutlu olmayı tercih ettiler. Topları eskiydi, formaları ve spor ayakkabıları yoktu fakat maç yaparken kendilerini binlerce seyirci önünde, kocaman bir stadyumda ve yemyeşil zeminde birer futbol yıldızı gibi görüyorlardı. Mutluydular...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.