9789757197171
771178
https://www.hesapli24.com/mare-libervm-denizlerin-serbestisi
Mare Lıbervm Denizlerin Serbestisi
10.26
Mare Lıbervm Sıve De Ivre Qvod Batavıs Competıt Ad Indıcana Commercıa Dıssertatıo
Denizlerin Serbestisi Yahut Felemenklerin Hindistan'la Ticaret Hakkına İlişkin Layiha
Yazarlar
Timuçin Köprülü
Reşat Volkan Günel
Çeviri
Erkut Ziya Sivrikaya
ÖNSÖZ
Uluslararası deniz alanı olan açık denizin serbestliği ilkesi pozitif uluslararası hukukun yerleşmeye başladığı
dönemlerden beri kabul görmektedir. Uluslararası hukukun öncülerinin önemli bir kısmı XVII. yüzyıla kadar din
anlayışı ile uluslararası hukuk kurallarını yorumlayıp açıklarken, Hollanda asıllı kısaca Grotius adı ile anılan Huigh de
Groot insan aklı ve doğanın verileri üzerine kurulan laik diyebileceğimiz bir anlayışı getirmiştir. Uluslararası hukuka
genel düzeyde en önemli katkısını 1625'te yayınlanan De Iure Belli ac Pacis (Savaş ve Barış Hukuku) adlı yapıtıyla
veren Grotius'un uygulamada daha da ünlü olan yapıtı Mare Liberum (Serbest Deniz) olmuştur. Grotius'un 1605'te
tamamladığı De Iure Praedea (Ganimet Hukuku) adlı yapıtının bir kesimini oluşturan ve 1609'da yayınlanan Mare
Liberum (Serbest Deniz) adlı yapıtın eldeki çevirisi Hukuk Tarihçisi Erkut Ziya Sivrikaya tarafından dilimize
kazandırılmıştır.
Grotius De Iure Praedea'yı 1601'de Birleşik Doğu Hindistan Şirketi gemilerinin Santa Catarina adlı bir Portekiz
gemisine el koyması ve yüküyle birlikte savaş ganimeti olarak satması üzerine anılan şirketin 1604 yılında
Grotius'ten hukuksal görüş istemesi sonucu kaleme alınmıştır. O dönemde Birleşik İspanya ve Portekiz Krallığı Doğu
Hint adaları ile ticaretin kendi tekelinde olduğu iddiasında bulunmaktaydı. Grotius Mare Liberum bölümüyle kısaca
açık denizlerden bütün Devletlerin yararlanabileceğini ve Hollanda'nın bu bölgede ticaret yapmasını engellemeye
çalışan Portekiz gemisine el koymakta haklı olduğunu savunmuştur. Böylece açık denizlerin serbestliği ilkesi
Grotius'un bu yapıtı ile en kuvvetli savunmasına sahip olmuştur. Nitekim uluslararası hukukta açık denizlerin varlığı
ve serbestliği ilkesi bu savunma ile uygulamada tam bir açıklığa kavuşmuştur.
Erkut Ziya Sivrikaya'nın bu çevirisi, görüleceği üzere, Mare Liberum yapıtının dilini daha iyi yansıtabilmek için biraz eski dilde gerçekleştirilmiştir. Metin içerik olarak incelendiği zaman, Grotius açık denizlerin serbestliği ilkesine
girmeden önce, kıyaslama amacıyla batılı Devletlerin karalar üzerinde egemenlik kurma yollarını da
değerlendirmiştir. Grotius batılı Devletlerin Avrupa dışında ülke kazanımlarını değerlendirirken pozitif uluslararası
hukuktaki gelişmeleri ele almış ve son gelinen noktadaki hukuk anlayışını teyit etmiştir. Nitekim batılı Devletlerin
yeni ülkelere sahip olması önce terra nullius denilen sahipsiz ülkelere sahip çıkılması ile başlamıştır. Bu ülkelere
sahip olunması ilk bunların bulunması, yani keşif ile başlamış; fakat yalnızca keşfin egemenlik kurmaya yetmemesi
nedeniyle işgal ile tamamlanması gerekmiştir. Grotius bu gelişmelere aynen dikkat çekmektedir.
15 yüzyılda, tam olarak 04.05.1493 tarihinde, Papa VI. Alexandre Inter Coetera buyruğu ile yeni keşfedilen yani
sömürgeleştirilen ülkeleri İspanya ve Portekiz arasında paylaştırmıştır. Portekiz bu ülkeler üzerinde egemenliğini
ayrıca Papa'nın bu buyrultusuna dayandırmaktadır. Ancak Grotius Papa'nın yalnızca ruhani dünya üzerinde yetkili
olduğu ve yaşanan dünya üzerinde böyle bir karar vermesinin olanaklı olmadığını savunmuştur.
Denizlerin serbestliği ilkesine gelince, Grotius doğanın herkesin yararlanmasına açık olduğu genel ilkesinden
kalkarak Devletlerin yalnızca sahip oldukları kara ülkesinin kıyılarına bitişik deniz alanlarına sahip olabileceğini ve
geri kalan kesimlerin uluslararası sular olarak bütün Devletlere açık olacağını bildirmiştir. Nitekim Grotius'un bu
görüşlerinin de etkisiyle, 17 yüzyıldan başlayarak denizler özellikle Devletlerin karasuları ve uluslararası deniz
alanını oluşturan açık deniz biçiminde ayrılmıştır. Açık denizde de serbestlik ilkesi geçerli olmuştur. Evet, Erkut Ziya
Sivrikaya'nın dilimize kazandırdığı Mare Liberum böyle önemli bir yapıttır.
Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı
SUNUŞ
Bu tercümede Mare Liberum'un 1633 Elzevir edisyonu esas alınmıştır. Tercüme esnasında Ralph Van Deman
Magoffin tarafından çevrilen 1916 Oxford Press baskısından, Robert Feenstra tarafından çevrilen 2009 Brill
baskısından da faydalanılmıştır. Latince ve Türkçe metinler karşılıklı sayfalarda verilmiş olsa da bazı Latince
kavramlar Türkçesinin yanında tekrar belirtilmiştir. Eserde Latince ve Türkçe metinler karşılıklı sayfalarda
verilmektedir. Eserin orijinal dipnotları Latince sayfanın altında, tercümanın açıklamaları ve dipnotları Türkçe
sayfanın altında verilmiş, fakat orijinal dipnot numaraları hem Latince hem Türkçe sayfalarda aynen verilmiştir.
Köşeli parantez [ ] ve asteriks * ile yapılan açıklamalar tercümana aittir.
Mare Liberum 1609 yılında Felemenk hukukçu Hugo Grotius tarafından yazıldı. O yıllarda Türkler, Grotius ve
hemşerilerine Hollandalı yerine Felemenk derdi. Dört asır sonra nihayet Türkçeye kavuşan bu eserde Grotius'u biraz
da olsa kendi devrinin diliyle çevirmeye gayret ettim. Nitekim Hristiyan vicdanına seslenen Grotius "bene facere"
derken "iyi işler" değil de "salih ameller" demek istemiştir herhalde. Bazı isimleri Türkçeye yerleşmiş haliyle
belirttim. Örneğin CICERO, İtalyancada Çiçero, İngilizcede Sisero diye okunur fakat Latince C harfi ke sesi verdiğinden
"Kikero" diye okunması gerekirdi. Eserde adı geçen kişilerle ilgili kısa bilgiler Fihrist bölümünde bulunabilir.
Öncelikle Latince hocam Recep Duran'a teşekkürü bir borç bilirim, kitaplarını benimle cömertçe paylaşıp
sorularımı yanıtsız bırakmadı. Bülent Tahiroğlu hocam metni gözden geçirip hatalarımı düzeltti. Hüseyin Pazarcı
hocam beni kırmayıp önsöz hazırladı. Reşat Volkan Günel ve Timuçin Köprülü hocalarım da yazdıkları bölümlerle
Hugo Grotius'u daha iyi tanımamızı sağladılar. Metindeki tüm hatalar bana aittir. Yunanca pasajlarda hata yapmış
olma ihtimalim yüksektir. Savaş Yayınevine ve matbaa emekçilerine de benden selam olsun.
Erkut Ziya Sivrikaya
Girne 2019
Mare Lıbervm Sıve De Ivre Qvod Batavıs Competıt Ad Indıcana Commercıa Dıssertatıo
Denizlerin Serbestisi Yahut Felemenklerin Hindistan'la Ticaret Hakkına İlişkin Layiha
Yazarlar
Timuçin Köprülü
Reşat Volkan Günel
Çeviri
Erkut Ziya Sivrikaya
ÖNSÖZ
Uluslararası deniz alanı olan açık denizin serbestliği ilkesi pozitif uluslararası hukukun yerleşmeye başladığı
dönemlerden beri kabul görmektedir. Uluslararası hukukun öncülerinin önemli bir kısmı XVII. yüzyıla kadar din
anlayışı ile uluslararası hukuk kurallarını yorumlayıp açıklarken, Hollanda asıllı kısaca Grotius adı ile anılan Huigh de
Groot insan aklı ve doğanın verileri üzerine kurulan laik diyebileceğimiz bir anlayışı getirmiştir. Uluslararası hukuka
genel düzeyde en önemli katkısını 1625'te yayınlanan De Iure Belli ac Pacis (Savaş ve Barış Hukuku) adlı yapıtıyla
veren Grotius'un uygulamada daha da ünlü olan yapıtı Mare Liberum (Serbest Deniz) olmuştur. Grotius'un 1605'te
tamamladığı De Iure Praedea (Ganimet Hukuku) adlı yapıtının bir kesimini oluşturan ve 1609'da yayınlanan Mare
Liberum (Serbest Deniz) adlı yapıtın eldeki çevirisi Hukuk Tarihçisi Erkut Ziya Sivrikaya tarafından dilimize
kazandırılmıştır.
Grotius De Iure Praedea'yı 1601'de Birleşik Doğu Hindistan Şirketi gemilerinin Santa Catarina adlı bir Portekiz
gemisine el koyması ve yüküyle birlikte savaş ganimeti olarak satması üzerine anılan şirketin 1604 yılında
Grotius'ten hukuksal görüş istemesi sonucu kaleme alınmıştır. O dönemde Birleşik İspanya ve Portekiz Krallığı Doğu
Hint adaları ile ticaretin kendi tekelinde olduğu iddiasında bulunmaktaydı. Grotius Mare Liberum bölümüyle kısaca
açık denizlerden bütün Devletlerin yararlanabileceğini ve Hollanda'nın bu bölgede ticaret yapmasını engellemeye
çalışan Portekiz gemisine el koymakta haklı olduğunu savunmuştur. Böylece açık denizlerin serbestliği ilkesi
Grotius'un bu yapıtı ile en kuvvetli savunmasına sahip olmuştur. Nitekim uluslararası hukukta açık denizlerin varlığı
ve serbestliği ilkesi bu savunma ile uygulamada tam bir açıklığa kavuşmuştur.
Erkut Ziya Sivrikaya'nın bu çevirisi, görüleceği üzere, Mare Liberum yapıtının dilini daha iyi yansıtabilmek için biraz eski dilde gerçekleştirilmiştir. Metin içerik olarak incelendiği zaman, Grotius açık denizlerin serbestliği ilkesine
girmeden önce, kıyaslama amacıyla batılı Devletlerin karalar üzerinde egemenlik kurma yollarını da
değerlendirmiştir. Grotius batılı Devletlerin Avrupa dışında ülke kazanımlarını değerlendirirken pozitif uluslararası
hukuktaki gelişmeleri ele almış ve son gelinen noktadaki hukuk anlayışını teyit etmiştir. Nitekim batılı Devletlerin
yeni ülkelere sahip olması önce terra nullius denilen sahipsiz ülkelere sahip çıkılması ile başlamıştır. Bu ülkelere
sahip olunması ilk bunların bulunması, yani keşif ile başlamış; fakat yalnızca keşfin egemenlik kurmaya yetmemesi
nedeniyle işgal ile tamamlanması gerekmiştir. Grotius bu gelişmelere aynen dikkat çekmektedir.
15 yüzyılda, tam olarak 04.05.1493 tarihinde, Papa VI. Alexandre Inter Coetera buyruğu ile yeni keşfedilen yani
sömürgeleştirilen ülkeleri İspanya ve Portekiz arasında paylaştırmıştır. Portekiz bu ülkeler üzerinde egemenliğini
ayrıca Papa'nın bu buyrultusuna dayandırmaktadır. Ancak Grotius Papa'nın yalnızca ruhani dünya üzerinde yetkili
olduğu ve yaşanan dünya üzerinde böyle bir karar vermesinin olanaklı olmadığını savunmuştur.
Denizlerin serbestliği ilkesine gelince, Grotius doğanın herkesin yararlanmasına açık olduğu genel ilkesinden
kalkarak Devletlerin yalnızca sahip oldukları kara ülkesinin kıyılarına bitişik deniz alanlarına sahip olabileceğini ve
geri kalan kesimlerin uluslararası sular olarak bütün Devletlere açık olacağını bildirmiştir. Nitekim Grotius'un bu
görüşlerinin de etkisiyle, 17 yüzyıldan başlayarak denizler özellikle Devletlerin karasuları ve uluslararası deniz
alanını oluşturan açık deniz biçiminde ayrılmıştır. Açık denizde de serbestlik ilkesi geçerli olmuştur. Evet, Erkut Ziya
Sivrikaya'nın dilimize kazandırdığı Mare Liberum böyle önemli bir yapıttır.
Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı
SUNUŞ
Bu tercümede Mare Liberum'un 1633 Elzevir edisyonu esas alınmıştır. Tercüme esnasında Ralph Van Deman
Magoffin tarafından çevrilen 1916 Oxford Press baskısından, Robert Feenstra tarafından çevrilen 2009 Brill
baskısından da faydalanılmıştır. Latince ve Türkçe metinler karşılıklı sayfalarda verilmiş olsa da bazı Latince
kavramlar Türkçesinin yanında tekrar belirtilmiştir. Eserde Latince ve Türkçe metinler karşılıklı sayfalarda
verilmektedir. Eserin orijinal dipnotları Latince sayfanın altında, tercümanın açıklamaları ve dipnotları Türkçe
sayfanın altında verilmiş, fakat orijinal dipnot numaraları hem Latince hem Türkçe sayfalarda aynen verilmiştir.
Köşeli parantez [ ] ve asteriks * ile yapılan açıklamalar tercümana aittir.
Mare Liberum 1609 yılında Felemenk hukukçu Hugo Grotius tarafından yazıldı. O yıllarda Türkler, Grotius ve
hemşerilerine Hollandalı yerine Felemenk derdi. Dört asır sonra nihayet Türkçeye kavuşan bu eserde Grotius'u biraz
da olsa kendi devrinin diliyle çevirmeye gayret ettim. Nitekim Hristiyan vicdanına seslenen Grotius "bene facere"
derken "iyi işler" değil de "salih ameller" demek istemiştir herhalde. Bazı isimleri Türkçeye yerleşmiş haliyle
belirttim. Örneğin CICERO, İtalyancada Çiçero, İngilizcede Sisero diye okunur fakat Latince C harfi ke sesi verdiğinden
"Kikero" diye okunması gerekirdi. Eserde adı geçen kişilerle ilgili kısa bilgiler Fihrist bölümünde bulunabilir.
Öncelikle Latince hocam Recep Duran'a teşekkürü bir borç bilirim, kitaplarını benimle cömertçe paylaşıp
sorularımı yanıtsız bırakmadı. Bülent Tahiroğlu hocam metni gözden geçirip hatalarımı düzeltti. Hüseyin Pazarcı
hocam beni kırmayıp önsöz hazırladı. Reşat Volkan Günel ve Timuçin Köprülü hocalarım da yazdıkları bölümlerle
Hugo Grotius'u daha iyi tanımamızı sağladılar. Metindeki tüm hatalar bana aittir. Yunanca pasajlarda hata yapmış
olma ihtimalim yüksektir. Savaş Yayınevine ve matbaa emekçilerine de benden selam olsun.
Erkut Ziya Sivrikaya
Girne 2019
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.