Mart

Stok Kodu:
9789750512087
Boyut:
130-200-0
Sayfa Sayısı:
133
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-07-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,55
9789750512087
424934
Mart
Mart
9.55
Banka tıklım tıkış. Sürttürüyorum kartı numaratör cihazına; 316. Sıradaki numara 264. 'E, hani bankanın kendi müşterisine özel bi kıyağı vardı? Öne alıyordu beni' demiyeceksin. Dememeyi öğrendin. Özel varsa, senden özeli de var. Siyah kartlısı, premier katlısı, elityum yatlısı, müşteri temsilcisinin kankası, güvenlik görevlisinin akrabası... Her daim önünde bir yirmi kişi olacak zaten. 316 eksi 264 = 52... Düş 52'den...30. Demek; 30 kişi de benim gibi özel olmayan, özel müşteri. Tamam. Oturup bekleriz hepimiz. İşimiz ne? Metropolde zaman, endişeli modernler, vesveseler, korkular, eski defterler, kıpır kıpır takıntılar. Dalakşehir, botoks, "Müezzinin sesi hicaz davudi mi?", "Eskiden buralar dutluk muydu?", peçeteye yazılamayan Mihriban, kırmızı akan dijital kat numaraları, gevezeler, mobilyacı Balzac, kaosu görünce kıkırdayan zekâlar, tek tesellisi pişmanlık olan mağluplar... Alper Atalan, açılmayan kapıları, marketleri, bankaları, patinaj yapan arabaları, hiç susmayan muhabbetçileri anlatıyor. Koşa koşa. Nefes nefese. "Son düzlükte" sağrısında güldür güldür bir mizahla edebiyat şehrengizine giriyor. Mart, uzuun bir Mart hikâyesi..
Banka tıklım tıkış. Sürttürüyorum kartı numaratör cihazına; 316. Sıradaki numara 264. 'E, hani bankanın kendi müşterisine özel bi kıyağı vardı? Öne alıyordu beni' demiyeceksin. Dememeyi öğrendin. Özel varsa, senden özeli de var. Siyah kartlısı, premier katlısı, elityum yatlısı, müşteri temsilcisinin kankası, güvenlik görevlisinin akrabası... Her daim önünde bir yirmi kişi olacak zaten. 316 eksi 264 = 52... Düş 52'den...30. Demek; 30 kişi de benim gibi özel olmayan, özel müşteri. Tamam. Oturup bekleriz hepimiz. İşimiz ne? Metropolde zaman, endişeli modernler, vesveseler, korkular, eski defterler, kıpır kıpır takıntılar. Dalakşehir, botoks, "Müezzinin sesi hicaz davudi mi?", "Eskiden buralar dutluk muydu?", peçeteye yazılamayan Mihriban, kırmızı akan dijital kat numaraları, gevezeler, mobilyacı Balzac, kaosu görünce kıkırdayan zekâlar, tek tesellisi pişmanlık olan mağluplar... Alper Atalan, açılmayan kapıları, marketleri, bankaları, patinaj yapan arabaları, hiç susmayan muhabbetçileri anlatıyor. Koşa koşa. Nefes nefese. "Son düzlükte" sağrısında güldür güldür bir mizahla edebiyat şehrengizine giriyor. Mart, uzuun bir Mart hikâyesi..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat