Mavi Tuna ;Sofya'da Bir Ataşemiliter

Stok Kodu:
9786057421081
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-07-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
10,99
9786057421081
806463
Mavi Tuna ;Sofya'da Bir Ataşemiliter
Mavi Tuna ;Sofya'da Bir Ataşemiliter
10.99
Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamında, yalnızca süslü bir kelime ve iki üç saat giydiği bir yeniçeri kostümü içinde çektirdiği fotoğrafı ile geçiştirilen önemli bir dönem de Sofya'daki ataşemiliter “askeri elçi” olarak görev yaptığı günlerdir. Nedense Mustafa Kemal'in yaşamının bu on altı aylık bölümü, askeri rüştiye yıllarından tanıdığı, düşünce ve eylem birliği içinde olduğu arkadaşı ve dostu Ali Fethi ile yakınlığı ve bir yaşadığı aşk serüveni, resmi tarihçiler tarafından ayrıntılı bir biçimde anlatılmamaktadır. Mustafa Kemal, iş başındaki icraatlarına karşı çıktığı İttihat ve Terakki Partisi hükümeti tarafından, daha açıkçası ordu içindeki amansız rakibi Enver Paşa tarafından Sofya'ya, görev için mi yoksa sürgüne mi gönderildi? Mustafa Kemal'in İstanbul'dan uzaklaştırılmasını kimler istedi? Genç binbaşının Sofya'daki yaşamı dikkatle incelendiğinde bu Balkan başkentinde üstlendiği istihbarat toplama görevini başarıyla gerçekleştirdiği görülür. Öte yandan, sarı saçlı, uçuk mavi gözlü genç Türk subayı, Sofya sosyetesini kendisine hayran bıraktı. Sofya'da ondan daha yakışıklı bir başka yabancının olmadığına inanıldı, şehir merkezindeki yabancılar kulübünün de gözbebeği oldu. Bu kulüpte, bir genç kız tanıdı. Adı, Dimitrina'ydı. Yakınları kendisine kısaca Miti diyorlardı. İlk görüşte aşk denir ya işte öyle oldu. Fonda orkestra Mavi Tuna valsi çalıyordu. Bir gül kadar nazik bu genç kızı, hayatı kınına sığmayan bir keskin kılıç gibi yaşayan adam tutkuyla sevdi. Kızın babası Bulgar Çarı'nın has adamlarından, savaş kahramanı general, aynı zamanda savunma bakanlığı da yapan bir politikacıydı. Bu birliktelik için, nedense “olmaz” dedi Dünya bir yandan da adım adım bir büyük savaşa gidiyordu. İstanbul'daki hükümet aciz durumdaydı. Sonunda savaş patladı. Mustafa Kemal valizini topladı, İstanbul'a döndü. İttihatçılara “işte geldim” dedi. Uhdesine adı var, kendisi olmayan bir tümenin komutanlığı verildi. Aldırmadı, Çanakkale Cephesi'ne koşa koşa gitti. Ne var ki, sarı saçlı, uçuk mavi gözlü genç subay, Sofya'da yaşadığı büyük aşkını unutamadı. Yıllar sonra; “Gençliğimi bıraktım Sofya'da. Bir kız sevdim ama bana vermediler...” dedi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamında, yalnızca süslü bir kelime ve iki üç saat giydiği bir yeniçeri kostümü içinde çektirdiği fotoğrafı ile geçiştirilen önemli bir dönem de Sofya'daki ataşemiliter “askeri elçi” olarak görev yaptığı günlerdir. Nedense Mustafa Kemal'in yaşamının bu on altı aylık bölümü, askeri rüştiye yıllarından tanıdığı, düşünce ve eylem birliği içinde olduğu arkadaşı ve dostu Ali Fethi ile yakınlığı ve bir yaşadığı aşk serüveni, resmi tarihçiler tarafından ayrıntılı bir biçimde anlatılmamaktadır. Mustafa Kemal, iş başındaki icraatlarına karşı çıktığı İttihat ve Terakki Partisi hükümeti tarafından, daha açıkçası ordu içindeki amansız rakibi Enver Paşa tarafından Sofya'ya, görev için mi yoksa sürgüne mi gönderildi? Mustafa Kemal'in İstanbul'dan uzaklaştırılmasını kimler istedi? Genç binbaşının Sofya'daki yaşamı dikkatle incelendiğinde bu Balkan başkentinde üstlendiği istihbarat toplama görevini başarıyla gerçekleştirdiği görülür. Öte yandan, sarı saçlı, uçuk mavi gözlü genç Türk subayı, Sofya sosyetesini kendisine hayran bıraktı. Sofya'da ondan daha yakışıklı bir başka yabancının olmadığına inanıldı, şehir merkezindeki yabancılar kulübünün de gözbebeği oldu. Bu kulüpte, bir genç kız tanıdı. Adı, Dimitrina'ydı. Yakınları kendisine kısaca Miti diyorlardı. İlk görüşte aşk denir ya işte öyle oldu. Fonda orkestra Mavi Tuna valsi çalıyordu. Bir gül kadar nazik bu genç kızı, hayatı kınına sığmayan bir keskin kılıç gibi yaşayan adam tutkuyla sevdi. Kızın babası Bulgar Çarı'nın has adamlarından, savaş kahramanı general, aynı zamanda savunma bakanlığı da yapan bir politikacıydı. Bu birliktelik için, nedense “olmaz” dedi Dünya bir yandan da adım adım bir büyük savaşa gidiyordu. İstanbul'daki hükümet aciz durumdaydı. Sonunda savaş patladı. Mustafa Kemal valizini topladı, İstanbul'a döndü. İttihatçılara “işte geldim” dedi. Uhdesine adı var, kendisi olmayan bir tümenin komutanlığı verildi. Aldırmadı, Çanakkale Cephesi'ne koşa koşa gitti. Ne var ki, sarı saçlı, uçuk mavi gözlü genç subay, Sofya'da yaşadığı büyük aşkını unutamadı. Yıllar sonra; “Gençliğimi bıraktım Sofya'da. Bir kız sevdim ama bana vermediler...” dedi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat