Mecazi Pencereler - Modern İran Edebiyatından Barış Şiirleri Antolojisi

Stok Kodu:
9786059986885
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
108
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-02-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
8,00
9786059986885
515600
Mecazi Pencereler - Modern İran Edebiyatından Barış Şiirleri Antolojisi
Mecazi Pencereler - Modern İran Edebiyatından Barış Şiirleri Antolojisi
8.00
Dünyanın anlamının dünyadan başka yerde olmadığını, savaşın her şeyin babası ve kralı olduğunu, kimilerini tanrı, kimilerini insan yaptığını savunan Herakleitos haklı mıydı? Yoksa, insa­nın dünyadan başka yurdu olmadığını, kendisine sunulan yaşa­mı en mutlu biçimde değerlendirebilmesi için, onun insanlarla dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşamaktan başka yolu olma­dığını anlatmaya çalışarak "sevgi çağrısı" yapan Spinoza mı haklı? Ya da, peygamberin söylediği gibi "bu dünyada garip bir yolcu" olmak mıdır yazgımız? ... Savaş acısını ve barış özlemini yıllarca en yoğun biçimde yaşa­yan bir kuşağın şairleri olarak, günümüz İran şiirinin temsilci­lerinin belleklerinde ve yüreklerinde neler yitip gitmiş, neler olup bitmiş? Yaşama sevincinden mi, yaşamın acısından mı, belli olmayan gözyaşlarıyla neler söylenmiş? Sayfalar ilerle­dikçe, her zaman yaşamın yanında yer almış İran halklarının sözcüsü olan şairlerimizin dizeleri ile, biz de arada bir gülüm­seyip, arada bir hüzünlenip, dünyayı "kardeş olarak" yaşama umudumuzu hep canlı tutacak mıyız? Ey hayat! Bir zakkum tohumunun, bir incir çekirdeğinin, kup­kuru bir taş çatlağından "can havliyle" fışkırdığı yaşam! Ey garip kişi! Sen, hem buna tanıksın hem yıldızlara, göklere, tüm evrene... Senin can-dostun olan insanın her acısı, her sıkıntısı, her sevin­ci, senin de acın, sıkıntın, sevincin, değil midir? Mutluluğu hayatta hep ötelemek, dahası hayatın da ötesine itelemek akıl işi mi, gönül işi mi? Yoksa, göksel kilisenin baş papazı Platon'un söylediği gibi; "Bu hayat bir mecaz, ötesi mi hakikattir?" Güneş altında terleyen alnımızı idealler mi serin­letir? Yoksa dağ meltemleri mi? Sevgilinin yüzünden mi yansır sevincimiz, yoksa gökyüzünden mi?
Dünyanın anlamının dünyadan başka yerde olmadığını, savaşın her şeyin babası ve kralı olduğunu, kimilerini tanrı, kimilerini insan yaptığını savunan Herakleitos haklı mıydı? Yoksa, insa­nın dünyadan başka yurdu olmadığını, kendisine sunulan yaşa­mı en mutlu biçimde değerlendirebilmesi için, onun insanlarla dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşamaktan başka yolu olma­dığını anlatmaya çalışarak "sevgi çağrısı" yapan Spinoza mı haklı? Ya da, peygamberin söylediği gibi "bu dünyada garip bir yolcu" olmak mıdır yazgımız? ... Savaş acısını ve barış özlemini yıllarca en yoğun biçimde yaşa­yan bir kuşağın şairleri olarak, günümüz İran şiirinin temsilci­lerinin belleklerinde ve yüreklerinde neler yitip gitmiş, neler olup bitmiş? Yaşama sevincinden mi, yaşamın acısından mı, belli olmayan gözyaşlarıyla neler söylenmiş? Sayfalar ilerle­dikçe, her zaman yaşamın yanında yer almış İran halklarının sözcüsü olan şairlerimizin dizeleri ile, biz de arada bir gülüm­seyip, arada bir hüzünlenip, dünyayı "kardeş olarak" yaşama umudumuzu hep canlı tutacak mıyız? Ey hayat! Bir zakkum tohumunun, bir incir çekirdeğinin, kup­kuru bir taş çatlağından "can havliyle" fışkırdığı yaşam! Ey garip kişi! Sen, hem buna tanıksın hem yıldızlara, göklere, tüm evrene... Senin can-dostun olan insanın her acısı, her sıkıntısı, her sevin­ci, senin de acın, sıkıntın, sevincin, değil midir? Mutluluğu hayatta hep ötelemek, dahası hayatın da ötesine itelemek akıl işi mi, gönül işi mi? Yoksa, göksel kilisenin baş papazı Platon'un söylediği gibi; "Bu hayat bir mecaz, ötesi mi hakikattir?" Güneş altında terleyen alnımızı idealler mi serin­letir? Yoksa dağ meltemleri mi? Sevgilinin yüzünden mi yansır sevincimiz, yoksa gökyüzünden mi?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat