9786256968639
765363
https://www.hesapli24.com/medya-ve-insan-haklari
Medya ve İnsan Hakları
12.97
Medyanın, insan haklarının gelişmesine katkı sunması, insan hakları ihlallerini deşifre etmesi,
ifade özgürlüğüne alan açması, halk adına iktidar erkinin insan haklarına aykırı eylem ve
pratiklerini denetlemesi gibi kamusal sorumlulukları vardır. Haber medyasının temelde
haklarla ilgili bu sorumluluklarının ifade ya da ihlal süreçlerinde ise söylem kritik önemdedir.
Eleştirel medya çalışmalarında gösterildiği gibi, medyanın gücü, gerçeği belli bir
perspektiften inşa ederek ve onu tanımlayarak olay ve olgulara anlam vermesinden
kaynaklanır. Haber söylemi, haberi yapan kişinin ve çalıştığı kurumun politik ve ekonomik
yakınlıklarından bağımsız olmadığı gibi egemen ideolojilerin toplumsal yeniden üretimine
olanak sağlayacak rızayı da devşirir. Başka bir deyişle, anlamlandırma süreçleri, iktidar ile
ideoloji arasındaki ilişkiyi yeniden kurar. Oysa, ifade özgürlüğünden anlaşılması gereken,
esas olarak muhalif düşüncenin korunmasıdır. Medya söylemine içkin iktidar pratiklerinin
analiz edilmesi, medyaya kamusal sorumluluklarını hatırlatmanın önemli bir yoludur.
Elinizdeki kitap, medya söylemine odaklanan araştırmalardan oluşuyor. Bu çalışmalarda,
gazetecilik uygulamaları ve iktidar-söylem ilişkisi eleştirel perspektiflerden ele alınırken;
medya süreçleri egemen toplumsal yeniden üretim süreçleri bağlamında analiz edilmektedir.
Medyanın, insan haklarının gelişmesine katkı sunması, insan hakları ihlallerini deşifre etmesi,
ifade özgürlüğüne alan açması, halk adına iktidar erkinin insan haklarına aykırı eylem ve
pratiklerini denetlemesi gibi kamusal sorumlulukları vardır. Haber medyasının temelde
haklarla ilgili bu sorumluluklarının ifade ya da ihlal süreçlerinde ise söylem kritik önemdedir.
Eleştirel medya çalışmalarında gösterildiği gibi, medyanın gücü, gerçeği belli bir
perspektiften inşa ederek ve onu tanımlayarak olay ve olgulara anlam vermesinden
kaynaklanır. Haber söylemi, haberi yapan kişinin ve çalıştığı kurumun politik ve ekonomik
yakınlıklarından bağımsız olmadığı gibi egemen ideolojilerin toplumsal yeniden üretimine
olanak sağlayacak rızayı da devşirir. Başka bir deyişle, anlamlandırma süreçleri, iktidar ile
ideoloji arasındaki ilişkiyi yeniden kurar. Oysa, ifade özgürlüğünden anlaşılması gereken,
esas olarak muhalif düşüncenin korunmasıdır. Medya söylemine içkin iktidar pratiklerinin
analiz edilmesi, medyaya kamusal sorumluluklarını hatırlatmanın önemli bir yoludur.
Elinizdeki kitap, medya söylemine odaklanan araştırmalardan oluşuyor. Bu çalışmalarda,
gazetecilik uygulamaları ve iktidar-söylem ilişkisi eleştirel perspektiflerden ele alınırken;
medya süreçleri egemen toplumsal yeniden üretim süreçleri bağlamında analiz edilmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.