Mektuplar I: Mektuba Dönüş

Stok Kodu:
9786052108802
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
400
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-07-31
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
13,10
9786052108802
809182
Mektuplar I: Mektuba Dönüş
Mektuplar I: Mektuba Dönüş
13.10
Yıllarca aynı yastığa baş koymuştuk. En az on yıl. Son yıllarımız ise aynı üniversitede geçmişti ama artık birlikte yatmıyorduk. O günler eskide kalmıştı. Köyde doğup büyüyen iki kardeştik biz. O zamanda yetişen hemen tüm köy çocukları gibi biz de uzun yıllar aynı tabaktan yemiş, aynı yatakta yatmıştık. Sonradan o iyi bir akademisyen olmuştu, ben ise son yıllarda gösterdiğim gayretle iyi bir akademisyen olma yolunda ilerliyordum. 14 Mart'ta onu hapse attılar! Hakkındaki suçlamalar bomboş, saçma sapan iddialardı. Ne yapar eder onu çıkarırım diye umut ediyor ve bunun için var gücümle çabalıyordum. 14 Mart'ın felaket bir gün olduğunu düşünüp, onun başımıza açtığı dertlerden kurtulmaya çalışırken dört ay sonra 15 Temmuz geldi. Felaket öyle değil böyle olur dercesine! Çok önem verdiği yakın çevresini kâbusa çevirenler, o hapisteyken de boş durmuyorlardı. Onun sorunlarını giderecek bir şey yapma hususunda hiç iyi değillerdi fakat bir şeyler yapmak için çırpınanları engellemek, bu ortamda onlar için zor olmadı. Bir süre sonra görüşemez ve haberleşemez olduk. Artık tek çaremiz kalmıştı: Mektuplara, dönmek.
Yıllarca aynı yastığa baş koymuştuk. En az on yıl. Son yıllarımız ise aynı üniversitede geçmişti ama artık birlikte yatmıyorduk. O günler eskide kalmıştı. Köyde doğup büyüyen iki kardeştik biz. O zamanda yetişen hemen tüm köy çocukları gibi biz de uzun yıllar aynı tabaktan yemiş, aynı yatakta yatmıştık. Sonradan o iyi bir akademisyen olmuştu, ben ise son yıllarda gösterdiğim gayretle iyi bir akademisyen olma yolunda ilerliyordum. 14 Mart'ta onu hapse attılar! Hakkındaki suçlamalar bomboş, saçma sapan iddialardı. Ne yapar eder onu çıkarırım diye umut ediyor ve bunun için var gücümle çabalıyordum. 14 Mart'ın felaket bir gün olduğunu düşünüp, onun başımıza açtığı dertlerden kurtulmaya çalışırken dört ay sonra 15 Temmuz geldi. Felaket öyle değil böyle olur dercesine! Çok önem verdiği yakın çevresini kâbusa çevirenler, o hapisteyken de boş durmuyorlardı. Onun sorunlarını giderecek bir şey yapma hususunda hiç iyi değillerdi fakat bir şeyler yapmak için çırpınanları engellemek, bu ortamda onlar için zor olmadı. Bir süre sonra görüşemez ve haberleşemez olduk. Artık tek çaremiz kalmıştı: Mektuplara, dönmek.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat