9789755202945
620086
https://www.hesapli24.com/meslekler-ve-sosyoloji
Meslekler ve Sosyoloji
10.04
Profesyonel meslekler çağımızı belirliyorlar. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde, doktorlar, hukukçular, mühendisler ve öğretmenler mesleksel örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Bu tür gruplar, siyasal, ekonomik ve kültürel etkinliklere, geçtiğimiz yüzyıla göre çok daha aktif biçimde katılmaktadırlar. Toplumsal hiyerarşinin en üst kesimlerini artık profesyoneller işgal etmektedirler. Kapitalist sistemin temel taşı olan girişimci şirketlerin idari ve teknik birimleri tamamıyla profesyonellerin denetimi ve sorumluluğu altına girmiştir. Toplumsal yaşam içinde, sağlık sorunları doktorlarca, hukuk sorunları hukukçularca, eğitim sorunları da eğitimcilerce çözülmekte; halk bu tür sorunlarını çözümünde bilimin dışındaki kaynaklara çok nadiren başvurmaktadır. Bu alanlarda üretilen bilgiler o- kadar ayrıntılara inmiştir ki sıradan halkın genel kültürü içerisinde yer almamaktadır. Kısacası, yüzyılımızda toplumsal yaşamımızı profesyoneller yönlendirmektedir.
İletişim yollarının inanılmaz bir şekilde çeşitlendiği, teknolojinin görülmemiş bir hızla eskidiği bir çağda, uzmanlaşmanın çok daha hızlı artacağı, profesyonellerin çok daha etkin olacağı şimdiden bellidir". Bugün kaydedilecek ilerlemeler geleceğin toplumsal düzenini belirleyecektir. "Acaba gelecek yüzyılın toplumları tamamen profesyonel toplumlar mı olacak?" yoksa "profesyoneller gelecekte bugünkü güçlerini yitirecek, yerlerini başka tür oluşumlara mı bırakacaklar?". Daha köktenci, bir ifade ile "gerçekten, profesyonel gruplar bugün göründükleri kadar güçlü gruplar mı?", "Her ülkede benzer bir şekilde mi geliştiler" ya da "bu tür-gruplaşmalar sadece sanayileşmiş ülkelere özgü müdür?". Bütün bu sorular elbette başta sosyoloji olmak üzere sosyal bilimcilerin dikkatini çekecek türden sorulardır.
Sosyolojinin bir alt dalı olan meslekler sosyolojisi, profesyonelleşmeyle birlikte ortaya çıkan soruları kendine konu edindi. Toplumsal değişim süreci içerisinde, profesyonel rollerini geniş bir şekilde ilk defa Durkheim(1933) incelemiş olsa bile, araştırmacıların ilgisi asıl son otuz yıl içerisinde ivme kazanmaya başlamıştır. Özellikle İngiltere ve ABD'de yapılan çalışmalar bu: konunun yaygınlaşmasına, kendi başına bir alt disiplin olarak ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Ancak gelişmekte olan ülkelerdeki durumun incelenmesi Batı ülkelerinde yaşayan araştırmacıların ilgi alanının dışında kaldı. Bunun başlıca nedeni profesyonel grupların sanayi devriminin bir sonucu olarak görülmesi olduğu iddia edilebilir. Çoğu batılı yazar, sanayileşmesini tamamlamayan ülkelerde profesyonel oluşumların gerçek anlamıyla ortaya çıkamayacağı inancını taşımaktaydı. Ancak gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme süreçleri ile tarihsel özellikleri üzerinde yeteri kadar durulmadığı için bu ülkelerde profesyonel grupların farklı şekillerde gelişebileceği olgusu meslekler sosyolojisi literatüründe yeterli bir biçimde ortaya konamadı. Halihazırda, söz konusu gelişmekte olan ülkelerin özel durumunu açıklayan gerek kuramsal gerekse uygulamalı çalışmalara çok büyük ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ihtiyaç, elinizdeki kitabın oluşmasında en etkili rolü oynadı. Tıpkı sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerde de meslekler sosyolojisi genel sosyolojinin içerisinde kendisine bir yer bulmak zorundadır. Bu amaç için ilkin söz konusu daim kuramsal çatısının oluşturulması, ana sorunlarının Türk, okuyucusuna ve araştırmacısına tanıtılması gerekmektedir. İnancım odur ki, bu kitapta yer alan makaleler böyle bir ihtiyacı büyük ölçüde cevap verecek niteliktedir.
Bir sosyalbilimci araştırmaya kalkıştığı alanda yeni düşünceler üretebilmesi için daha önce yapılan çalışmaları nicelemesi gerektiğini bilir. Bu derlemeyi oluşturan makaleler, meslekler sosyolojisi alanında en çok yankı uyandıran yazarların eserleri arasından seçilmeye çalışıldı. Bir başka değişle, bir bütün olarak bu kitap, son yıllarda Batı ülkelerinde meslekler sosyolojisi alanında: kaydedilen gelişmelerin kısa bir tarihçesini içermektedir.
Profesyonel meslekler çağımızı belirliyorlar. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde, doktorlar, hukukçular, mühendisler ve öğretmenler mesleksel örgütlenmelerini tamamlamışlardır. Bu tür gruplar, siyasal, ekonomik ve kültürel etkinliklere, geçtiğimiz yüzyıla göre çok daha aktif biçimde katılmaktadırlar. Toplumsal hiyerarşinin en üst kesimlerini artık profesyoneller işgal etmektedirler. Kapitalist sistemin temel taşı olan girişimci şirketlerin idari ve teknik birimleri tamamıyla profesyonellerin denetimi ve sorumluluğu altına girmiştir. Toplumsal yaşam içinde, sağlık sorunları doktorlarca, hukuk sorunları hukukçularca, eğitim sorunları da eğitimcilerce çözülmekte; halk bu tür sorunlarını çözümünde bilimin dışındaki kaynaklara çok nadiren başvurmaktadır. Bu alanlarda üretilen bilgiler o- kadar ayrıntılara inmiştir ki sıradan halkın genel kültürü içerisinde yer almamaktadır. Kısacası, yüzyılımızda toplumsal yaşamımızı profesyoneller yönlendirmektedir.
İletişim yollarının inanılmaz bir şekilde çeşitlendiği, teknolojinin görülmemiş bir hızla eskidiği bir çağda, uzmanlaşmanın çok daha hızlı artacağı, profesyonellerin çok daha etkin olacağı şimdiden bellidir". Bugün kaydedilecek ilerlemeler geleceğin toplumsal düzenini belirleyecektir. "Acaba gelecek yüzyılın toplumları tamamen profesyonel toplumlar mı olacak?" yoksa "profesyoneller gelecekte bugünkü güçlerini yitirecek, yerlerini başka tür oluşumlara mı bırakacaklar?". Daha köktenci, bir ifade ile "gerçekten, profesyonel gruplar bugün göründükleri kadar güçlü gruplar mı?", "Her ülkede benzer bir şekilde mi geliştiler" ya da "bu tür-gruplaşmalar sadece sanayileşmiş ülkelere özgü müdür?". Bütün bu sorular elbette başta sosyoloji olmak üzere sosyal bilimcilerin dikkatini çekecek türden sorulardır.
Sosyolojinin bir alt dalı olan meslekler sosyolojisi, profesyonelleşmeyle birlikte ortaya çıkan soruları kendine konu edindi. Toplumsal değişim süreci içerisinde, profesyonel rollerini geniş bir şekilde ilk defa Durkheim(1933) incelemiş olsa bile, araştırmacıların ilgisi asıl son otuz yıl içerisinde ivme kazanmaya başlamıştır. Özellikle İngiltere ve ABD'de yapılan çalışmalar bu: konunun yaygınlaşmasına, kendi başına bir alt disiplin olarak ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Ancak gelişmekte olan ülkelerdeki durumun incelenmesi Batı ülkelerinde yaşayan araştırmacıların ilgi alanının dışında kaldı. Bunun başlıca nedeni profesyonel grupların sanayi devriminin bir sonucu olarak görülmesi olduğu iddia edilebilir. Çoğu batılı yazar, sanayileşmesini tamamlamayan ülkelerde profesyonel oluşumların gerçek anlamıyla ortaya çıkamayacağı inancını taşımaktaydı. Ancak gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme süreçleri ile tarihsel özellikleri üzerinde yeteri kadar durulmadığı için bu ülkelerde profesyonel grupların farklı şekillerde gelişebileceği olgusu meslekler sosyolojisi literatüründe yeterli bir biçimde ortaya konamadı. Halihazırda, söz konusu gelişmekte olan ülkelerin özel durumunu açıklayan gerek kuramsal gerekse uygulamalı çalışmalara çok büyük ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ihtiyaç, elinizdeki kitabın oluşmasında en etkili rolü oynadı. Tıpkı sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerde de meslekler sosyolojisi genel sosyolojinin içerisinde kendisine bir yer bulmak zorundadır. Bu amaç için ilkin söz konusu daim kuramsal çatısının oluşturulması, ana sorunlarının Türk, okuyucusuna ve araştırmacısına tanıtılması gerekmektedir. İnancım odur ki, bu kitapta yer alan makaleler böyle bir ihtiyacı büyük ölçüde cevap verecek niteliktedir.
Bir sosyalbilimci araştırmaya kalkıştığı alanda yeni düşünceler üretebilmesi için daha önce yapılan çalışmaları nicelemesi gerektiğini bilir. Bu derlemeyi oluşturan makaleler, meslekler sosyolojisi alanında en çok yankı uyandıran yazarların eserleri arasından seçilmeye çalışıldı. Bir başka değişle, bir bütün olarak bu kitap, son yıllarda Batı ülkelerinde meslekler sosyolojisi alanında: kaydedilen gelişmelerin kısa bir tarihçesini içermektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.