9786258155051
751871
https://www.hesapli24.com/milli-kutuphane-de-bulunan-eski-harfli-turkce-tip-kitaplari
Milli Kütüphane’de Bulunan Eski Harfli Türkçe Tıp Kitapları
14.48
Son yapılan araştırmalarda, tahta kalıplarla ilk baskı örneklerinin doğu Asya'da V. yüzyıldan itibaren Uygur Türkleri ve devamında VIII. yüzyıldan itibaren Çinliler tarafından kullanıldığı tezi öne çıkmaya başlamıştır. Basılı örneği British Library'de bulunan ilk kitabın, Çin'de 11 Mayıs 868 tarihinde basılmış “Diamond Sutra” olduğu kabul edilir. Daha sonra batıya yapılan göçler ve ticari yollarla Avrupa'da da öğrenilen bu teknik geliştirilmiş ve 1446-50 yıllarında Almanya'da Johannes Gutenberg (1399- 1468) tarafından bugünkü matbaacılığın ilk uygulamaları başlatılmıştır. Osmanlı Devleti sınırları içinde ilk matbaa, yaygın bilinen tarihin çok öncesinde II. Bayezid (1481-1512) zamanında açılmıştır. İlk matbaa, İspanyadaki engizisyon zulmünden kaçan Musevi David ve Samual İbn Nahmias kardeşler tarafından 13 Aralık 1493'te İstanbul'da kurulmuştur. Bu matbaada basılan ilk kitap, Yakup ben Asher'in “Arba'ah Turim” eseridir. Daha sonra 1510'da Selanik'te, 1519'da Halep'te, 1554'te Edirne'de, 1605'te Şam'da, 1646'da İzmir'de yeni matbaalar da kurulmuştur. İstanbul'da ikinci matbaa 1567'de, üçüncü matbaa da 1627'de kurulmuştur. Türkçe baskı yapan ilk matbaa ise Osmanlı Devleti'nin Paris Elçisi Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi'nin ( -1732) oğlu Çelebi Sait Mehmet Efendi ( -1761) ile Macar asıllı İbrahim Müteferrika'nın (1674-1745) ortak girişimleri sonucunda, Padişah III. Ahmet (1703-1730) döneminde, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın (1660-1730) desteği ile 1727 yılında İstanbul'da açılmıştır. Vankulu Mehmet Efendi'nin ( -1592), Cevheri'nin ( -1010) yazdığı Arapça es-Sıhâh adlı eserden çevirdiği “Kitab-ı Lügt-ı Vankulu” adlı iki ciltlik sözlük, 31 Ocak 1729'da bu matbaada basılıp yayımlanan ilk eserdir. “Darü't-Tıbaatül-âmire” adı verilen bu matbaada basılan ilk Türkçe tıp kitabı ise, Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi'nin 1817 de basılan “Tertib-i Ecza” adlı risalesidir. Bu risale 14 sayfa olup, Mehmed Edip b. Mehmed Dervişin, “Nehcetü'l Menâzil” adlı kitabının sonuna eklenerek yayımlanmıştır. (Milli Kütüphane'de kaydına rastlayamadığımız bu kitap; Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunan Seyfeddin Özege'nin bağışladığı kitaplıkta, BDK - ÖZEGE 15333'de kayıtlıdır. Bu kitap, Resulzâde Mehmed Edib b. Mehmed Derviş yazarlı, 256+14 sayfalı olup, İstanbul'da Darü't-Tıbaatü'l-âmire matbaasında, 1817 (Hicri: 1232) yılında basılmıştır.) 14 Mart 1827'de İstanbul'da açılan Tıbhane-i Amire'de eğitimin Türkçe olmaması, Türkçe tıp kitaplarının basımının uzun süre sınırlı sayıda kalmasına sebep olmuştur. Önce 1867'de açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye'de (Sivil Tıp Okulu) sonra da 1870'de Mekteb-i Tbbiye-i Şahane'de (Askeri Tıp Okulu) başlatılan Türkçe tıp eğitiminin ardından, Türkçe basılan tıp kitaplarının sayısında artış olmuştur. 1900'lü yıllarda gittikçe artan tıp kitapları basımı, Türkçe tıp eğitiminin yaygınlaşması ile önemli sayılara ulaşmıştır. Bugüne kadar ülkemizde basılan Türkçe tıp kitaplarının sayısı, adları veya özellikleri ile ilgili bilgiler henüz tam ve yeterli değildir. Özellikle Latin harflerinin kabul edildiği 1 Kasım 1928 tarihine kadar basılmış Arap harfli Türkçe tıp kitaplarına ait bilgiler daha da sınırlıdır.
Son yapılan araştırmalarda, tahta kalıplarla ilk baskı örneklerinin doğu Asya'da V. yüzyıldan itibaren Uygur Türkleri ve devamında VIII. yüzyıldan itibaren Çinliler tarafından kullanıldığı tezi öne çıkmaya başlamıştır. Basılı örneği British Library'de bulunan ilk kitabın, Çin'de 11 Mayıs 868 tarihinde basılmış “Diamond Sutra” olduğu kabul edilir. Daha sonra batıya yapılan göçler ve ticari yollarla Avrupa'da da öğrenilen bu teknik geliştirilmiş ve 1446-50 yıllarında Almanya'da Johannes Gutenberg (1399- 1468) tarafından bugünkü matbaacılığın ilk uygulamaları başlatılmıştır. Osmanlı Devleti sınırları içinde ilk matbaa, yaygın bilinen tarihin çok öncesinde II. Bayezid (1481-1512) zamanında açılmıştır. İlk matbaa, İspanyadaki engizisyon zulmünden kaçan Musevi David ve Samual İbn Nahmias kardeşler tarafından 13 Aralık 1493'te İstanbul'da kurulmuştur. Bu matbaada basılan ilk kitap, Yakup ben Asher'in “Arba'ah Turim” eseridir. Daha sonra 1510'da Selanik'te, 1519'da Halep'te, 1554'te Edirne'de, 1605'te Şam'da, 1646'da İzmir'de yeni matbaalar da kurulmuştur. İstanbul'da ikinci matbaa 1567'de, üçüncü matbaa da 1627'de kurulmuştur. Türkçe baskı yapan ilk matbaa ise Osmanlı Devleti'nin Paris Elçisi Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi'nin ( -1732) oğlu Çelebi Sait Mehmet Efendi ( -1761) ile Macar asıllı İbrahim Müteferrika'nın (1674-1745) ortak girişimleri sonucunda, Padişah III. Ahmet (1703-1730) döneminde, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın (1660-1730) desteği ile 1727 yılında İstanbul'da açılmıştır. Vankulu Mehmet Efendi'nin ( -1592), Cevheri'nin ( -1010) yazdığı Arapça es-Sıhâh adlı eserden çevirdiği “Kitab-ı Lügt-ı Vankulu” adlı iki ciltlik sözlük, 31 Ocak 1729'da bu matbaada basılıp yayımlanan ilk eserdir. “Darü't-Tıbaatül-âmire” adı verilen bu matbaada basılan ilk Türkçe tıp kitabı ise, Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi'nin 1817 de basılan “Tertib-i Ecza” adlı risalesidir. Bu risale 14 sayfa olup, Mehmed Edip b. Mehmed Dervişin, “Nehcetü'l Menâzil” adlı kitabının sonuna eklenerek yayımlanmıştır. (Milli Kütüphane'de kaydına rastlayamadığımız bu kitap; Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunan Seyfeddin Özege'nin bağışladığı kitaplıkta, BDK - ÖZEGE 15333'de kayıtlıdır. Bu kitap, Resulzâde Mehmed Edib b. Mehmed Derviş yazarlı, 256+14 sayfalı olup, İstanbul'da Darü't-Tıbaatü'l-âmire matbaasında, 1817 (Hicri: 1232) yılında basılmıştır.) 14 Mart 1827'de İstanbul'da açılan Tıbhane-i Amire'de eğitimin Türkçe olmaması, Türkçe tıp kitaplarının basımının uzun süre sınırlı sayıda kalmasına sebep olmuştur. Önce 1867'de açılan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye'de (Sivil Tıp Okulu) sonra da 1870'de Mekteb-i Tbbiye-i Şahane'de (Askeri Tıp Okulu) başlatılan Türkçe tıp eğitiminin ardından, Türkçe basılan tıp kitaplarının sayısında artış olmuştur. 1900'lü yıllarda gittikçe artan tıp kitapları basımı, Türkçe tıp eğitiminin yaygınlaşması ile önemli sayılara ulaşmıştır. Bugüne kadar ülkemizde basılan Türkçe tıp kitaplarının sayısı, adları veya özellikleri ile ilgili bilgiler henüz tam ve yeterli değildir. Özellikle Latin harflerinin kabul edildiği 1 Kasım 1928 tarihine kadar basılmış Arap harfli Türkçe tıp kitaplarına ait bilgiler daha da sınırlıdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.