9786258334715
730167
https://www.hesapli24.com/moda-caddesinde-tek-basina-gezen-kadin
Moda Caddesi'nde Tek Başına Gezen Kadın
12.01
Moda Caddesi'nde Tek Başına Gezen Kadın Kitap Açıklaması Herkes kadar kendini seven Demet de yüzüne baktığında iç dünyasında olan biteni seze-bilecek kadar kendisiyle duygudaş birini düşlerinde yaratabilir, onunla birlikte olabilirdi. Kendi olduğunun ayırdına varmadan yansımasına âşık olan Narkissos gibi! Fakat, Demet'in kendi öz benliğine beslediği duygular hayranlıktan öteye geçmiyordu, kendine âşık değildi! İçinden bir ses ona sürekli, ‘Ama kendim gibi olmasa da benzer ya da ortak yanlarımız çok olan biriyle karşılaşma şansım olsaydı onunla birlikte olmak isterdim. Çünkü, fiziksel uyum önemli ama, düşünsel uyumda bir o kadar önemli! Yeniden yeniden kırılmak istemiyorum,' diye sesleniyordu. Karşılıklı sevginin olduğu ahenk içinde yürüyen bir birliktelik olasıydı elbette ama, o çoğunlukla ‘ama' ile başlayan kuşku tümceleri kuruyordu ve kesinlikle yürütebileceğinden emin değildi. Aslında erkekleri seviyordu. Uyurken sarılmayı, sabah uyanır uyanmaz bakışmayı, uzaktan uzağa onları izlemeyi, arada bir dokunmayı, bazen yağmurlu havada kırılan odunlardan yayılan bazen de yağmurlu bir gecenin sabahında üst üste solunan ıslak toprak kokusunu çağrıştıran kendilerine özgü kokularını da. Birçok kadını evliliğe ikna eden uyku saati gelip de âşık olduğu erkeğin yanına uzanıp bedenine sokulmak değil miydi? Fakat bütün bu güzel yanlarına karşın Demet'i rahatsız eden ruhlardı; çoğu erkeğin hiçbir zaman ayırdına varamadığı, bu yüzden de düzeltmeye çalışmadığı konuşma ve davranışlarıyla ortaya koyduğu kaba saba ruh ki yüzlerce yıldır dönüştürülemeyen bu kaba ruh, seven kadının sevgisini farkına varmadan azar azar bitirirdi. (Tanıtım Bülteninden)
Moda Caddesi'nde Tek Başına Gezen Kadın Kitap Açıklaması Herkes kadar kendini seven Demet de yüzüne baktığında iç dünyasında olan biteni seze-bilecek kadar kendisiyle duygudaş birini düşlerinde yaratabilir, onunla birlikte olabilirdi. Kendi olduğunun ayırdına varmadan yansımasına âşık olan Narkissos gibi! Fakat, Demet'in kendi öz benliğine beslediği duygular hayranlıktan öteye geçmiyordu, kendine âşık değildi! İçinden bir ses ona sürekli, ‘Ama kendim gibi olmasa da benzer ya da ortak yanlarımız çok olan biriyle karşılaşma şansım olsaydı onunla birlikte olmak isterdim. Çünkü, fiziksel uyum önemli ama, düşünsel uyumda bir o kadar önemli! Yeniden yeniden kırılmak istemiyorum,' diye sesleniyordu. Karşılıklı sevginin olduğu ahenk içinde yürüyen bir birliktelik olasıydı elbette ama, o çoğunlukla ‘ama' ile başlayan kuşku tümceleri kuruyordu ve kesinlikle yürütebileceğinden emin değildi. Aslında erkekleri seviyordu. Uyurken sarılmayı, sabah uyanır uyanmaz bakışmayı, uzaktan uzağa onları izlemeyi, arada bir dokunmayı, bazen yağmurlu havada kırılan odunlardan yayılan bazen de yağmurlu bir gecenin sabahında üst üste solunan ıslak toprak kokusunu çağrıştıran kendilerine özgü kokularını da. Birçok kadını evliliğe ikna eden uyku saati gelip de âşık olduğu erkeğin yanına uzanıp bedenine sokulmak değil miydi? Fakat bütün bu güzel yanlarına karşın Demet'i rahatsız eden ruhlardı; çoğu erkeğin hiçbir zaman ayırdına varamadığı, bu yüzden de düzeltmeye çalışmadığı konuşma ve davranışlarıyla ortaya koyduğu kaba saba ruh ki yüzlerce yıldır dönüştürülemeyen bu kaba ruh, seven kadının sevgisini farkına varmadan azar azar bitirirdi. (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.