9786257424943
816913
https://www.hesapli24.com/modern-egemenlik-ve-milli-irade-ekseninde-demokrasini-mesruiyet-krizi
Modern Egemenlik ve Milli İrade Ekseninde Demokrasini Meşruiyet Krizi
14.49
Neoliberal aklın yönetimselliği altında arsız bir egemenlik aşkına kapılan kapitalizm, demokratik
yurttaşlığın 19 yüzyıl sonundan beri canla başla mücadele ederek elde ettiği her bir insani kazanımı
pervasızca yok etmekle meşgul günümüzde. Kapitalizmle demokrasi arasındaki karşılıklı denge
üzerinde kurulan ‘refah' döneminde elde edilmiş bu kazanımlar İnsana ‘altın' çağını (Antroposen)
yaşatmış olsa da doğa üzerinde onulmaz yaralar bırakarak son yıllarda sıklıkla yüz yüze kaldığımız
çevre ve iklim krizlerinin de temelini atmıştır. “Ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratık olan İnsan”
kendinden uzaklaştıkça dünyadan da uzaklaşmaktadır çünkü. Ezelden beri süregelen bu biyopolitik
dönüşümün zirvesi olan Antroposen çağ ise 20 yüzyılın sonundan itibaren neoliberal aklın
şirazesinden çıkmasıyla bir son bularak yerini Sermaye çağına (Kapitalosen) bırakır. Sermayenin
devri(mi) ile beraber demokratik toplum ile imzalanan ‘Kapitalist Barış' ortadan kalkarak dünyayı
kasıp kavuran acımasız bir ‘Rekabet Savaşı' insanlığın kaderi olmuştur. Homo sapiens'in son durağı
her gün bir homo sacer olma tehdidiyle ölüp ölüp dirildiği homo liber aşamasıdır. Çevre/iklim krizinin
yanında ekonomik, sosyal, teknolojik ve jeopolitik krizlerle bir çoklu-kriz (polycrisis) evrenine
hapsolan homo liberin tek kurtuluş imkânı, kendi de bir ‘meşruiyet' krizi içinde olan demokrasidir.
Ancak, neoliberal iradenin şerrinden kurtulmak için başvuracağımız demokrasinin çoğunlukçu
toplumların, tek partilerin ve karizmatik liderlerin mutlak ihtiraslarını kutsayan ‘milli irade'
anlayışından azade olması gerekmektedir ki tahakkümsüzlük olarak özgürlük bir düş değil imkân
olabilsin. Elinizdeki kitapta yazar bunun izini sürmeye çalışmaktadır.
Neoliberal aklın yönetimselliği altında arsız bir egemenlik aşkına kapılan kapitalizm, demokratik
yurttaşlığın 19 yüzyıl sonundan beri canla başla mücadele ederek elde ettiği her bir insani kazanımı
pervasızca yok etmekle meşgul günümüzde. Kapitalizmle demokrasi arasındaki karşılıklı denge
üzerinde kurulan ‘refah' döneminde elde edilmiş bu kazanımlar İnsana ‘altın' çağını (Antroposen)
yaşatmış olsa da doğa üzerinde onulmaz yaralar bırakarak son yıllarda sıklıkla yüz yüze kaldığımız
çevre ve iklim krizlerinin de temelini atmıştır. “Ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratık olan İnsan”
kendinden uzaklaştıkça dünyadan da uzaklaşmaktadır çünkü. Ezelden beri süregelen bu biyopolitik
dönüşümün zirvesi olan Antroposen çağ ise 20 yüzyılın sonundan itibaren neoliberal aklın
şirazesinden çıkmasıyla bir son bularak yerini Sermaye çağına (Kapitalosen) bırakır. Sermayenin
devri(mi) ile beraber demokratik toplum ile imzalanan ‘Kapitalist Barış' ortadan kalkarak dünyayı
kasıp kavuran acımasız bir ‘Rekabet Savaşı' insanlığın kaderi olmuştur. Homo sapiens'in son durağı
her gün bir homo sacer olma tehdidiyle ölüp ölüp dirildiği homo liber aşamasıdır. Çevre/iklim krizinin
yanında ekonomik, sosyal, teknolojik ve jeopolitik krizlerle bir çoklu-kriz (polycrisis) evrenine
hapsolan homo liberin tek kurtuluş imkânı, kendi de bir ‘meşruiyet' krizi içinde olan demokrasidir.
Ancak, neoliberal iradenin şerrinden kurtulmak için başvuracağımız demokrasinin çoğunlukçu
toplumların, tek partilerin ve karizmatik liderlerin mutlak ihtiraslarını kutsayan ‘milli irade'
anlayışından azade olması gerekmektedir ki tahakkümsüzlük olarak özgürlük bir düş değil imkân
olabilsin. Elinizdeki kitapta yazar bunun izini sürmeye çalışmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.