9280000005330
782326
https://www.hesapli24.com/muhtarul-ehadisin-nebeviyye-vel-hikemil-muhammediyye-tercumesi-samua
Muhtarül Ehadisin Nebeviyye Vel-Hikemil Muhammediyye Tercümesi (Şamua)
19.73
Anlaşılacağı üzere eserimiz izahlı bir HADİS-İ ŞERİF tercümesidir. Bu eserimizi okuyacakların hemen hepsi HADIS-İ ŞERİF cümlesinin ifade ettiği manayı bilir .. Ama bilmeyenler de olabilir .. Biz burada daha çok bilmeyenleri düşünerek kısaca tarifini yapıp geçeceğiz . Şöyle ki: Ravisi itimada şayan; anlatmak istediği mana Ayet-i Kerimelerin ruhuna uygun; üslubu düzgün ve zayıflık düzensizlik gibi hallerden beri olduktan sonra: Peygamber (s.a.v.) efendimize ait olduğu bildirilen her mübarek kelamın .adı: HADİS-İ ŞERİFdir .. Hem de: SAHIH .. HADİS-İ ŞERİFlerin durumu ravilerin ve rivayetlerin sıhhatine göre değişir .. Mesela: Aziz hadis salih hadis garib hadis ve zaif hadis gibi.. Biz bu yazımızda onlardan bahsetmiyeceğiz .. Çünkü onlar ayrı bir mevzudur; tafsiri ciltlere sığmaz .. Bu mevzuda geniş malumat isteniyorsa usul kitaplarına bakmak daha faydalı olur .. Bizim burada verebileceğimiz kısa malumat haliyle yeterli olamaz .. HADİS-İ ŞERİFler daha ziyade Ayet-i Kerimelerin şerhi mesabesindedir. Bilhassa dini ahkamın icrasında Özellikle itikada taalluk eden yerlerde dikkatli olmak icab eder. Şerhine bakmadan ve ehline sorup ifade ettiği mana derinliğini anlamadan dalmamalıdır Sonra Allah korusun; boğulmak işten bile değildir .. Amel işine gelince meali 691 numaralı Hadis-i Şerifte bulunan şu manaya dikkat etmelidir: -Sünnet ikidir: Farzdaki sünnet .. Bir de farz olmayandaki sünnet. Farzda bulunan sünnetin aslı Allah•ü Tealanın kitabındadır. Onu almak bir hidayet; terk i ise dalalettir. Aslı Allah-ü Tealanın kitabında olmayan sünnete gelince onu almak bir fazilet; terketmek ise hata sayılmaz . Ancak burada büyük zatların şu hükmünü hemen arzetmek yerinde olur; diyorlar ki: - Sünneti kasden terk şefaatten mahrum kalmaya sebeb olur Sonra onun ümmeti olduğumuzu neyle isbat edeceğiz? Şunu da unutmamalı ki: Gördüğümüz her Hadis-i Şerifle mutlaka amel etmemiz gerekmez. Bir Hadis-i Şerifin hükmünü bir başka. Hadis-i Şerif neshetmiş; yani hükümsüz bırakmış olabilir. Bunu da ancak muuhaddis hatta müçtehid vasfın haiz zatlar bilebilir. Bu sebeple; gerek itikad gerek amel bakımından daima onların eserlerinden alınan Hadis-i Şeriflere önem vermeliyiz.. sonra.. izleyeceğimiz yol seçeceğimiz hedef onların tevil ve tefsirine göre olmalıdır. İşte bu eserde geçen Hadis-i Şerifler yolumuzda daima bize ışık tutacak ve hedefimizi gösterecek niteliktedir.. Sebebine gelince: Hemen hepsi bahsini ettiğimiz muhaddis hattta müçtehid zatların eserlerinden seçilerek alınmıştır ..
Anlaşılacağı üzere eserimiz izahlı bir HADİS-İ ŞERİF tercümesidir. Bu eserimizi okuyacakların hemen hepsi HADIS-İ ŞERİF cümlesinin ifade ettiği manayı bilir .. Ama bilmeyenler de olabilir .. Biz burada daha çok bilmeyenleri düşünerek kısaca tarifini yapıp geçeceğiz . Şöyle ki: Ravisi itimada şayan; anlatmak istediği mana Ayet-i Kerimelerin ruhuna uygun; üslubu düzgün ve zayıflık düzensizlik gibi hallerden beri olduktan sonra: Peygamber (s.a.v.) efendimize ait olduğu bildirilen her mübarek kelamın .adı: HADİS-İ ŞERİFdir .. Hem de: SAHIH .. HADİS-İ ŞERİFlerin durumu ravilerin ve rivayetlerin sıhhatine göre değişir .. Mesela: Aziz hadis salih hadis garib hadis ve zaif hadis gibi.. Biz bu yazımızda onlardan bahsetmiyeceğiz .. Çünkü onlar ayrı bir mevzudur; tafsiri ciltlere sığmaz .. Bu mevzuda geniş malumat isteniyorsa usul kitaplarına bakmak daha faydalı olur .. Bizim burada verebileceğimiz kısa malumat haliyle yeterli olamaz .. HADİS-İ ŞERİFler daha ziyade Ayet-i Kerimelerin şerhi mesabesindedir. Bilhassa dini ahkamın icrasında Özellikle itikada taalluk eden yerlerde dikkatli olmak icab eder. Şerhine bakmadan ve ehline sorup ifade ettiği mana derinliğini anlamadan dalmamalıdır Sonra Allah korusun; boğulmak işten bile değildir .. Amel işine gelince meali 691 numaralı Hadis-i Şerifte bulunan şu manaya dikkat etmelidir: -Sünnet ikidir: Farzdaki sünnet .. Bir de farz olmayandaki sünnet. Farzda bulunan sünnetin aslı Allah•ü Tealanın kitabındadır. Onu almak bir hidayet; terk i ise dalalettir. Aslı Allah-ü Tealanın kitabında olmayan sünnete gelince onu almak bir fazilet; terketmek ise hata sayılmaz . Ancak burada büyük zatların şu hükmünü hemen arzetmek yerinde olur; diyorlar ki: - Sünneti kasden terk şefaatten mahrum kalmaya sebeb olur Sonra onun ümmeti olduğumuzu neyle isbat edeceğiz? Şunu da unutmamalı ki: Gördüğümüz her Hadis-i Şerifle mutlaka amel etmemiz gerekmez. Bir Hadis-i Şerifin hükmünü bir başka. Hadis-i Şerif neshetmiş; yani hükümsüz bırakmış olabilir. Bunu da ancak muuhaddis hatta müçtehid vasfın haiz zatlar bilebilir. Bu sebeple; gerek itikad gerek amel bakımından daima onların eserlerinden alınan Hadis-i Şeriflere önem vermeliyiz.. sonra.. izleyeceğimiz yol seçeceğimiz hedef onların tevil ve tefsirine göre olmalıdır. İşte bu eserde geçen Hadis-i Şerifler yolumuzda daima bize ışık tutacak ve hedefimizi gösterecek niteliktedir.. Sebebine gelince: Hemen hepsi bahsini ettiğimiz muhaddis hattta müçtehid zatların eserlerinden seçilerek alınmıştır ..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.