9786258411959
733854
https://www.hesapli24.com/ne-mutlu-turk-um-diyene-turk-musluman-kimliginin-muzakeresi
Ne Mutlu Türk’üm Diyene ;Türk-Müslüman Kimliğinin Müzakeresi
16.42
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, savaştan yenik çıkmış perişan bir halkın ortak bir amaç etrafında
kenetlendiğinde neler başarabileceğinin en büyük kanıtlarından biri olmayı sürdürüyor. Peki, halk ‘Türk milli
kimliğini' ne zaman ve nasıl sahiplendi? Resmi tarih, Cumhuriyet'in kuruluşuyla taçlanan süreci, ezelden beri
var olan Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kendine gelişi, ‘uyanışı' olarak gördü.
Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle, Türkleri “seküler” ve “çağdaş” milletler arasına soktuğunu, halka millet
bilincini aşıladığını anlattı.
Gavin D. Brockett, bu süreçte Türk milli kimliğinin ezelden beri var olduğu veya Kemalist elitin çabalarıyla
halk tarafından benimsendiği şeklindeki beylik anlatılara meydan okuyor. Halkın milli kimliği sorgusuz
sualsiz kabullenmediğini, diğer kimliklerle tartarak, karşılıklı tavizlerin verildiği, uzun ve zorlu bir müzakere
sürecinin sonunda benimsediğini gösteriyor. Bu anlamda 1980'lerin ‘Türk-İslam sentezi' anlayışının çok
daha eskilere, çok partili sisteme geçişe kadar gittiğini ortaya koyuyor. Bu süreçte özellikle yerel basının
Müslüman bir Türk milli kimliğinin inşasında oynadığı hayati rolü gözler önüne seriyor. Resmi tarih
anlatısının aksine Anadolu halkının milli kimlik edinme sürecinde edilgen olmadığını, müzakereci bir fail
olduğunu ortaya koyarak merkez/çevre ikiliğinin geçerliliğini de sorguluyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, savaştan yenik çıkmış perişan bir halkın ortak bir amaç etrafında
kenetlendiğinde neler başarabileceğinin en büyük kanıtlarından biri olmayı sürdürüyor. Peki, halk ‘Türk milli
kimliğini' ne zaman ve nasıl sahiplendi? Resmi tarih, Cumhuriyet'in kuruluşuyla taçlanan süreci, ezelden beri
var olan Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kendine gelişi, ‘uyanışı' olarak gördü.
Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle, Türkleri “seküler” ve “çağdaş” milletler arasına soktuğunu, halka millet
bilincini aşıladığını anlattı.
Gavin D. Brockett, bu süreçte Türk milli kimliğinin ezelden beri var olduğu veya Kemalist elitin çabalarıyla
halk tarafından benimsendiği şeklindeki beylik anlatılara meydan okuyor. Halkın milli kimliği sorgusuz
sualsiz kabullenmediğini, diğer kimliklerle tartarak, karşılıklı tavizlerin verildiği, uzun ve zorlu bir müzakere
sürecinin sonunda benimsediğini gösteriyor. Bu anlamda 1980'lerin ‘Türk-İslam sentezi' anlayışının çok
daha eskilere, çok partili sisteme geçişe kadar gittiğini ortaya koyuyor. Bu süreçte özellikle yerel basının
Müslüman bir Türk milli kimliğinin inşasında oynadığı hayati rolü gözler önüne seriyor. Resmi tarih
anlatısının aksine Anadolu halkının milli kimlik edinme sürecinde edilgen olmadığını, müzakereci bir fail
olduğunu ortaya koyarak merkez/çevre ikiliğinin geçerliliğini de sorguluyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.