9786254250224
815406
https://www.hesapli24.com/neoliberalizm-kuresellesme-dunya-sistemi-medya-uzerinden-hegemonya-ve-turkiye-de-soylemin-tarihi
Neoliberalizm, Küreselleşme, Dünya Sistemi: Medya Üzerinden Hegemonya ve Türkiye’de Söylemin Tarihi
16.53
Türkiye'de asıl sorun kriz ya da sistemden hoşnutsuzluk değildir. 40 yıldır uygulanan ve
ülkeyi krize sürükleyen politikalara karşı alternatif sunulmuyor oluşu, umutsuzluk
doğurmakta; toplumsal buhranı derinleştirmektedir. Muhalefetin dahi mevcut yönelim
dışında politika önermemesi, krizi anlamak istemeyen tavrın göstergesidir. Bu durum,
hegemonyanın tipik görünümüdür. Medya ise, topluma yol gösterecek bilgi ve yorum üretmekten
uzak, hegemonyanın parçasıdır.
Neoliberal doktrinin geçmişi yüz yıldan uzundur. Ancak Batı hegemonyası son kırk yılda,
neoliberalizm ve küreselleşme üzerinden dayatılmaktadır. Bunun bilinmesi, krizi anlamak için
gereklidir. - Türkiye ve siyaseti, neoliberalizm ya da mevcut küreselleşme yanlış uygulandığı için
bu durumda değildir. Aksine, dünyada ve Türkiye'de neoliberal-küreselci politikalar ‘kendi
adına' doğru uygulanmış, amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. Bu durumda başka türlüsü
olamayacağı için, Türkiye'de ekonomi sürekli kriz haline girmiş ve toplum, çözülme noktasınagelmiştir. Mevcut söylemlerin ve politik yönelimin revize edilemeyeceği, tümüyle terk edilmesi
gerektiği yüksek sesle ifade edilmelidir.
Bu kitap iletişim, uluslararası ilişkiler, siyaset ve ekonomi alanındaki akademisyen ve öğrenciler
kadar; toplumsal sorunlara ilgi duyan tüm okuyuculara hitap etmektedir. Elbet, kamusal ve siyasal
alanlardaki felç hali tüm sosyal bilimlerin konusudur. Kitapta tarım, hatalı sanayileşme-sanayisizleşme,
dış ticaret, vergi, sermaye rejimleri, kültür, aydınlar ve medya gibi krizin farklı boyutlarına değinilmiştir.
Böylece, dünyada ve Türkiye'de Avrupa-ABD hegemonyasını, neoliberal politikaları ve medyanın
rolünü anlatmaya çalıştık. Planlı kalkınma karşıtlığı ve vergi politikası konulu tarihsel örneklerin
düşünce yaşamına katkı sağlamasını umuyoruz. Bu eksende söylem-tarihsel çözümleme yönteminin
güncel örneklere dayalı bir uygulaması da sunulmuş, yöntemin Türkiye'de daha fazla bilinirlik
kazanması amaçlanmıştır. Ayrıca, medyanın neoliberal dönüşümüne ilişkin eleştirel ekonomi politik
çözümlemelerin okuyucu için başvuru kaynağı olması hedeflenmiştir.
Türkiye'de asıl sorun kriz ya da sistemden hoşnutsuzluk değildir. 40 yıldır uygulanan ve
ülkeyi krize sürükleyen politikalara karşı alternatif sunulmuyor oluşu, umutsuzluk
doğurmakta; toplumsal buhranı derinleştirmektedir. Muhalefetin dahi mevcut yönelim
dışında politika önermemesi, krizi anlamak istemeyen tavrın göstergesidir. Bu durum,
hegemonyanın tipik görünümüdür. Medya ise, topluma yol gösterecek bilgi ve yorum üretmekten
uzak, hegemonyanın parçasıdır.
Neoliberal doktrinin geçmişi yüz yıldan uzundur. Ancak Batı hegemonyası son kırk yılda,
neoliberalizm ve küreselleşme üzerinden dayatılmaktadır. Bunun bilinmesi, krizi anlamak için
gereklidir. - Türkiye ve siyaseti, neoliberalizm ya da mevcut küreselleşme yanlış uygulandığı için
bu durumda değildir. Aksine, dünyada ve Türkiye'de neoliberal-küreselci politikalar ‘kendi
adına' doğru uygulanmış, amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. Bu durumda başka türlüsü
olamayacağı için, Türkiye'de ekonomi sürekli kriz haline girmiş ve toplum, çözülme noktasınagelmiştir. Mevcut söylemlerin ve politik yönelimin revize edilemeyeceği, tümüyle terk edilmesi
gerektiği yüksek sesle ifade edilmelidir.
Bu kitap iletişim, uluslararası ilişkiler, siyaset ve ekonomi alanındaki akademisyen ve öğrenciler
kadar; toplumsal sorunlara ilgi duyan tüm okuyuculara hitap etmektedir. Elbet, kamusal ve siyasal
alanlardaki felç hali tüm sosyal bilimlerin konusudur. Kitapta tarım, hatalı sanayileşme-sanayisizleşme,
dış ticaret, vergi, sermaye rejimleri, kültür, aydınlar ve medya gibi krizin farklı boyutlarına değinilmiştir.
Böylece, dünyada ve Türkiye'de Avrupa-ABD hegemonyasını, neoliberal politikaları ve medyanın
rolünü anlatmaya çalıştık. Planlı kalkınma karşıtlığı ve vergi politikası konulu tarihsel örneklerin
düşünce yaşamına katkı sağlamasını umuyoruz. Bu eksende söylem-tarihsel çözümleme yönteminin
güncel örneklere dayalı bir uygulaması da sunulmuş, yöntemin Türkiye'de daha fazla bilinirlik
kazanması amaçlanmıştır. Ayrıca, medyanın neoliberal dönüşümüne ilişkin eleştirel ekonomi politik
çözümlemelerin okuyucu için başvuru kaynağı olması hedeflenmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.