9789750808746
413874
https://www.hesapli24.com/nereye-gitti-istanbul
Nereye Gitti İstanbul?
11.62
"İnceliği olan nokta, sanırım şurasıdır: Yaşama biçimleri ve mekanları, uzun yıllarda kuşakların birbiri üzerine koyarak biriktirdiği, bir toplum kültürü biçimi oluşturuyordu. Sürekliliği olan kuşaklar, sürekliliği olan mekanlarda, kendilerine özgü bir yaşama biçemi oluşturuyordu. Mekanlarda, toplumda ve yaşamda süreklilik vardı. Zaman değişiyor, süreklilik bozulmuyordu. Ama 20. yüzyılın sonuna yaklaşırken, İstanbul'da mekanlar da değişti, şehir de değişti, insanlar ise büsbütün değişti. Ben artık yaşadığım ve yaşlandığım bu şehri, yadırgıyorum." Aydın Boysan nüfusu 1950'de bir milyonken yarım yüzyıl içinde azmanlaşarak onbeş milyonluk bir megakente dönüşen, doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve yaşlandığı şehir, İstanbul üzerine düşünüyor, her zamanki mizah duygusu ve kendine özgü, renkli üslubuyla.
Tadımlık
Sunuş
Ben, İstanbulda doğdum büyüdüm yaşadım ve yaşlandım. Bu sunuş yazısını, sadece bu satırlarla başlayıp bitirsem, acaba daha iyi olmayacak mı? Yoksa okurun, bu kısacık bilgiden edineceği izlenimlere rahat vermesem, yanlış değil mi? Belki de. İnsan zaafıdır, kendisini tutmasını bilemez. Ben de birkaç satır daha eklemeden, duramayacağım. İstanbulda doğmuş olmanın talih olduğu inancımı, hâlâ değiştirmiş değilim. Şehirdeki değişimlerin bir bölümü, yürek üzüntüsü kaynağım olsa bile Dünyayı epeyce gezdim ve okuduklarımdan öğrendim. Başka bir şehirde doğmuş ve yaşamış olma isteği, içimde hiç doğmadı. Bu yolda bir değişikliğin, düşüne de dalmadım. Ancak zaman zaman, şu olayları yaşamasaydık, ya da şu insanlar İstanbul ve ülke yazgısına egemen olmasaydı ah! diye yakındığım oldu. Bir dahaki sefere (!) başka bir şehirde, başka insanlarla yaşamak mı? Ona da yokum! Sevdiklerimden ayrılamam. Nefret ettiğim insanları da, başkalarının sırtına bırakmaya, hakkım yok! Hele biraz deniz kıyılarında yürüsem de açılsam, o yeter. Candan iyi dileklerle Aydın Boysan İstanbul, Ocak 2004
"İnceliği olan nokta, sanırım şurasıdır: Yaşama biçimleri ve mekanları, uzun yıllarda kuşakların birbiri üzerine koyarak biriktirdiği, bir toplum kültürü biçimi oluşturuyordu. Sürekliliği olan kuşaklar, sürekliliği olan mekanlarda, kendilerine özgü bir yaşama biçemi oluşturuyordu. Mekanlarda, toplumda ve yaşamda süreklilik vardı. Zaman değişiyor, süreklilik bozulmuyordu. Ama 20. yüzyılın sonuna yaklaşırken, İstanbul'da mekanlar da değişti, şehir de değişti, insanlar ise büsbütün değişti. Ben artık yaşadığım ve yaşlandığım bu şehri, yadırgıyorum." Aydın Boysan nüfusu 1950'de bir milyonken yarım yüzyıl içinde azmanlaşarak onbeş milyonluk bir megakente dönüşen, doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve yaşlandığı şehir, İstanbul üzerine düşünüyor, her zamanki mizah duygusu ve kendine özgü, renkli üslubuyla.
Tadımlık
Sunuş
Ben, İstanbulda doğdum büyüdüm yaşadım ve yaşlandım. Bu sunuş yazısını, sadece bu satırlarla başlayıp bitirsem, acaba daha iyi olmayacak mı? Yoksa okurun, bu kısacık bilgiden edineceği izlenimlere rahat vermesem, yanlış değil mi? Belki de. İnsan zaafıdır, kendisini tutmasını bilemez. Ben de birkaç satır daha eklemeden, duramayacağım. İstanbulda doğmuş olmanın talih olduğu inancımı, hâlâ değiştirmiş değilim. Şehirdeki değişimlerin bir bölümü, yürek üzüntüsü kaynağım olsa bile Dünyayı epeyce gezdim ve okuduklarımdan öğrendim. Başka bir şehirde doğmuş ve yaşamış olma isteği, içimde hiç doğmadı. Bu yolda bir değişikliğin, düşüne de dalmadım. Ancak zaman zaman, şu olayları yaşamasaydık, ya da şu insanlar İstanbul ve ülke yazgısına egemen olmasaydı ah! diye yakındığım oldu. Bir dahaki sefere (!) başka bir şehirde, başka insanlarla yaşamak mı? Ona da yokum! Sevdiklerimden ayrılamam. Nefret ettiğim insanları da, başkalarının sırtına bırakmaya, hakkım yok! Hele biraz deniz kıyılarında yürüsem de açılsam, o yeter. Candan iyi dileklerle Aydın Boysan İstanbul, Ocak 2004
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.