9786051558431
537460
https://www.hesapli24.com/nevayi
Nevayi
15.19
"Sanat derdini; doğurmak, dünyaya getirmek ile kıyas ederler. Sanat derdinin, kalbin derinliklerinde uyanarak bütün vücudu titreten ağrısı, Nevâyi için en şirin lezzet, ninni gibi teskin edici ve güneş gibi hayat ve sevinç bağışlayıcı bir güçtü. Bu sebeple samimi ve tabiî bir şevk ile kolayca yazabiliyordu. O, gerçek bir söz sihirbazıydı! Her türlü âsi düşünceyi, ruhun en ince ve en ele geçmez cilvelerini, gönüldeki hislerin dalgalanmalarını söz vasıtasıyla parlak şekilde tecessüm ettiriyor, katrede deryaları dalgalandırıyor, kıvılcımda güneşleri döndürüyor, aşktan hayat yaratıyor, basit hayattan ise ulu, coşkun efsaneler dokuyordu... O binlerce yıllık medeniyeti ve asırların fikir zenginliğini, nefsinde aksettiren bir şairdi. Onun şiir dehası Arap, İran ve Türk halklarının sanat hazinesine, fikir zeminine derin kök salarak, onların ruhunun ebedî gücünden çiçekleniyordu."
1942 yılında, İkinci Dünya Savaşı hengâmesi içinde kaleme alınan Nevâyi, büyük Türk şairi Alişîr Nevâyi'nin hayatını ele alan millî ve tarihî bir romandır. Romanda, Türkistan Türklerinin 15. yüzyılda, şair Nevâyi'nin yaşadığı devirde eriştiği medeniyet, Nevâyi'nin dünya görüşü ve insan sevgisi, mücadelesi, imar faaliyetleri, istikbâl vaat eden gençleri himaye etmesi, Türk diline olan aşk derecesindeki sevgisi, tedbirli ve ileri görüşlü devlet adamlığı, ahlâk güzelliği ve dehası, aynı yüzyılda halkın vatanperverliği, idareci sınıfın zulmünden ve entrikalardan duyulan memnuniyetsizlik anlatılmaktadır. Bunlarla birlikte 15. yüzyılda saray ve saray çevresinde vezir ve beylerin hayatı, halkın hayatı, şiir meclisleri, mektep ve medreseler ve Timuroğulları arasındaki kanlı taht kavgaları dile getirilmektedir. Kendisi aynı zamanda büyük bir şair olan Aybek, Nevâyi romanını şiir diliyle yazmıştır. Eserdeki bilhassa mekân tasvirleri, harikulâde bir güzelliğe sahiptir. Bu tasvirlerde, şair Nevâyi'nin Türk dilinin iftihar ettiği ifade kudret ve zenginliği, bariz bir şekilde görülmektedir. Bu sebeple eser, Türkistan Türkçesinin ve tabiî genel olarak Türk dilinin zaferi sayılan bir eserdir. Romanda Türkçe sevgisinin dile getirildiği bölümler, Özbek Türkçesinin hor görüldüğü 1940'lı yıllarda, Türkistan Türkleri için muhakkak bir teselli kaynağı olmuştur.
"Sanat derdini; doğurmak, dünyaya getirmek ile kıyas ederler. Sanat derdinin, kalbin derinliklerinde uyanarak bütün vücudu titreten ağrısı, Nevâyi için en şirin lezzet, ninni gibi teskin edici ve güneş gibi hayat ve sevinç bağışlayıcı bir güçtü. Bu sebeple samimi ve tabiî bir şevk ile kolayca yazabiliyordu. O, gerçek bir söz sihirbazıydı! Her türlü âsi düşünceyi, ruhun en ince ve en ele geçmez cilvelerini, gönüldeki hislerin dalgalanmalarını söz vasıtasıyla parlak şekilde tecessüm ettiriyor, katrede deryaları dalgalandırıyor, kıvılcımda güneşleri döndürüyor, aşktan hayat yaratıyor, basit hayattan ise ulu, coşkun efsaneler dokuyordu... O binlerce yıllık medeniyeti ve asırların fikir zenginliğini, nefsinde aksettiren bir şairdi. Onun şiir dehası Arap, İran ve Türk halklarının sanat hazinesine, fikir zeminine derin kök salarak, onların ruhunun ebedî gücünden çiçekleniyordu."
1942 yılında, İkinci Dünya Savaşı hengâmesi içinde kaleme alınan Nevâyi, büyük Türk şairi Alişîr Nevâyi'nin hayatını ele alan millî ve tarihî bir romandır. Romanda, Türkistan Türklerinin 15. yüzyılda, şair Nevâyi'nin yaşadığı devirde eriştiği medeniyet, Nevâyi'nin dünya görüşü ve insan sevgisi, mücadelesi, imar faaliyetleri, istikbâl vaat eden gençleri himaye etmesi, Türk diline olan aşk derecesindeki sevgisi, tedbirli ve ileri görüşlü devlet adamlığı, ahlâk güzelliği ve dehası, aynı yüzyılda halkın vatanperverliği, idareci sınıfın zulmünden ve entrikalardan duyulan memnuniyetsizlik anlatılmaktadır. Bunlarla birlikte 15. yüzyılda saray ve saray çevresinde vezir ve beylerin hayatı, halkın hayatı, şiir meclisleri, mektep ve medreseler ve Timuroğulları arasındaki kanlı taht kavgaları dile getirilmektedir. Kendisi aynı zamanda büyük bir şair olan Aybek, Nevâyi romanını şiir diliyle yazmıştır. Eserdeki bilhassa mekân tasvirleri, harikulâde bir güzelliğe sahiptir. Bu tasvirlerde, şair Nevâyi'nin Türk dilinin iftihar ettiği ifade kudret ve zenginliği, bariz bir şekilde görülmektedir. Bu sebeple eser, Türkistan Türkçesinin ve tabiî genel olarak Türk dilinin zaferi sayılan bir eserdir. Romanda Türkçe sevgisinin dile getirildiği bölümler, Özbek Türkçesinin hor görüldüğü 1940'lı yıllarda, Türkistan Türkleri için muhakkak bir teselli kaynağı olmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.