Öksüz Musa

Stok Kodu:
9789944612135
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2021-11-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
10,37
9789944612135
620386
Öksüz Musa
Öksüz Musa
10.37
"Musa, açlığın, karnında yarattığı fırtına yüzünden hiç uyuya­mıyor, uyuyakalıp da yemeği kaçırır korkusuyla kendine işkence ederek uyanık kalmaya çalışıyordu. Eski Ermeni mahallesinin derin sessizliği, gecenin bir vaktinde, bir zafer çığlığıyla parçala­nıyor, bu top gibi patlayan gürültü, dakikalarca sürüyordu. "Ek­mek geldi, ekmek" sözleri bu kulakları sağır eden uğultu içinde sık sık bir ateşleyici öğe olarak işitiliyordu. Ermeni mahallesinin üzerinden bayağı ürkütücü bir kasırga gibi geçen bu sevinçli hay­kırışlara belki uykularından sıçrayan birçok kişi anlam veremi­yordu. Bunlar, birkaç ay daha sürecek, sonra, sonrasız susacaktı. Şundan ki devlet, artık o çamurdan ayırtsız ekmek parçacığıyla bulaşık suyundan çorbayı da veremeyecek duruma düşecek, bü­tün bu açlığı yenme umudunun şarkılarını söyleyen yavrucuklar, bir kez daha geldikleri yere, sokağa düşecekler, ölüm onları birer köşede kıstırıp birer çekirge yavrusu gibi çerez diye yiyecekti. An­cak, o günlere biraz daha vardı." Öksüz Musa, Savaş ve Açlar'ın devamı niteliğinde olan ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son yılları ve sonrasına denk gelen süreçte, şehit çocuklarının memleket sathına yayılmış çeşitli öksüz yurtlarında geçen açlık, yokluk ve yalnızlıklarıyla baş etme çabalarını anlatan, edebiyat tarihimizin başyapıtlarından biridir. Roman, yalnız bu coğrafyada yaşayan insanların değil Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarının ne denli çilelerle dolu olduğunu da anlatmaktadır.
"Musa, açlığın, karnında yarattığı fırtına yüzünden hiç uyuya­mıyor, uyuyakalıp da yemeği kaçırır korkusuyla kendine işkence ederek uyanık kalmaya çalışıyordu. Eski Ermeni mahallesinin derin sessizliği, gecenin bir vaktinde, bir zafer çığlığıyla parçala­nıyor, bu top gibi patlayan gürültü, dakikalarca sürüyordu. "Ek­mek geldi, ekmek" sözleri bu kulakları sağır eden uğultu içinde sık sık bir ateşleyici öğe olarak işitiliyordu. Ermeni mahallesinin üzerinden bayağı ürkütücü bir kasırga gibi geçen bu sevinçli hay­kırışlara belki uykularından sıçrayan birçok kişi anlam veremi­yordu. Bunlar, birkaç ay daha sürecek, sonra, sonrasız susacaktı. Şundan ki devlet, artık o çamurdan ayırtsız ekmek parçacığıyla bulaşık suyundan çorbayı da veremeyecek duruma düşecek, bü­tün bu açlığı yenme umudunun şarkılarını söyleyen yavrucuklar, bir kez daha geldikleri yere, sokağa düşecekler, ölüm onları birer köşede kıstırıp birer çekirge yavrusu gibi çerez diye yiyecekti. An­cak, o günlere biraz daha vardı." Öksüz Musa, Savaş ve Açlar'ın devamı niteliğinde olan ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son yılları ve sonrasına denk gelen süreçte, şehit çocuklarının memleket sathına yayılmış çeşitli öksüz yurtlarında geçen açlık, yokluk ve yalnızlıklarıyla baş etme çabalarını anlatan, edebiyat tarihimizin başyapıtlarından biridir. Roman, yalnız bu coğrafyada yaşayan insanların değil Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarının ne denli çilelerle dolu olduğunu da anlatmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat