9789750535154
804544
https://www.hesapli24.com/osmanli-istanbulu-1802-1905-iranli-yolcularin-gozunden
Osmanlı İstanbul'u - (1802-1905);İranlı Yolcuların Gözünden
10.89
Padişahlardan münzevi dervişlere, yazarlardan hac yolculuğu yapanlara
kadar farklı kesimlerden İranlılar İstanbul'un 19. yüzyıldaki halini anlatıyor.
Kiminin bakışları sarayların ihtişamına, baloların şatafatına, saltanatın
lüksüne; kimininki çamurlu sokaklara, yoksul insanlara, ahşap evlere;
kimininki de Galata'nın eğlence ve gösteri hayatına kayıyor. Aynı küçük
coğrafyada türlü yaşam tarzları ve hatta değişik iklimler yan yana varlığını
sürdürüyor.
Şehrin hanları, hamamları, kahvehaneleri, tekkeleri, sarayları, mahalleden
mahalleye yolcu taşıyan gemileri, dar sokakları, ağaçları, dereleri eşsiz
biçimde zihnimizde canlanıyor. Gezginler eski İstanbul'un gündelik
hayatının farklı veçhelerini olduğu gibi Osmanlı Devleti'nin son demlerine
dair gözlemlerini de aktarıyor; kendi kültürleriyle karşılaştırarak, kimi
zaman hayranlıkla, kimi zaman da kınayarak...
19. yüzyıl Osmanlı başkentinin hayatını İran kültürünün süzgecinden
geçirerek aktaran bu özgün metinler, İstanbul'a farklı bir gözle bakmanızı
sağlayacak.
“Evler şahane, keseler boş, cami ve mabetler eşsiz ve görkemli ama namaz
kılan nadir ve azdı. Âlimler ve kadılar şehvet ve para peşinde olup şeriatın
gelenek ve göreneklerini atıp heves ve şehvette boğulmuşlardı. İslâm
dininin kanunlarını atıp Frenkler gibi yarım yamalak kanunlar yapmışlardı.
Oradan kovulmuş, buradan da geri kalmışlardı. Ne bu dünyaları için ne
de ahiretleri için hayırlı bir şey yapıyorlardı. İslâm sadece isimden ibaretti,
vesselam
Padişahlardan münzevi dervişlere, yazarlardan hac yolculuğu yapanlara
kadar farklı kesimlerden İranlılar İstanbul'un 19. yüzyıldaki halini anlatıyor.
Kiminin bakışları sarayların ihtişamına, baloların şatafatına, saltanatın
lüksüne; kimininki çamurlu sokaklara, yoksul insanlara, ahşap evlere;
kimininki de Galata'nın eğlence ve gösteri hayatına kayıyor. Aynı küçük
coğrafyada türlü yaşam tarzları ve hatta değişik iklimler yan yana varlığını
sürdürüyor.
Şehrin hanları, hamamları, kahvehaneleri, tekkeleri, sarayları, mahalleden
mahalleye yolcu taşıyan gemileri, dar sokakları, ağaçları, dereleri eşsiz
biçimde zihnimizde canlanıyor. Gezginler eski İstanbul'un gündelik
hayatının farklı veçhelerini olduğu gibi Osmanlı Devleti'nin son demlerine
dair gözlemlerini de aktarıyor; kendi kültürleriyle karşılaştırarak, kimi
zaman hayranlıkla, kimi zaman da kınayarak...
19. yüzyıl Osmanlı başkentinin hayatını İran kültürünün süzgecinden
geçirerek aktaran bu özgün metinler, İstanbul'a farklı bir gözle bakmanızı
sağlayacak.
“Evler şahane, keseler boş, cami ve mabetler eşsiz ve görkemli ama namaz
kılan nadir ve azdı. Âlimler ve kadılar şehvet ve para peşinde olup şeriatın
gelenek ve göreneklerini atıp heves ve şehvette boğulmuşlardı. İslâm
dininin kanunlarını atıp Frenkler gibi yarım yamalak kanunlar yapmışlardı.
Oradan kovulmuş, buradan da geri kalmışlardı. Ne bu dünyaları için ne
de ahiretleri için hayırlı bir şey yapıyorlardı. İslâm sadece isimden ibaretti,
vesselam
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.