9786256408661
791107
https://www.hesapli24.com/osmanli-turk-modernlesmesinde-rus-tesiri
Osmanlı Türk Modernleşmesinde Rus Tesiri
11.83
Osmanlı Türk Modernleşmesinde Rus Tesîri (1699-1876) adını taşıyan elinizdeki kitabı
yazma düşüncesi, Dostoyevski'nin Türklerle ilgili yazdıklarına yönelik uzun yıllar önce
yaptığım okumaların sonucunda oluşmuştu. Zaman içinde yaptığım diğer okumalar
kitabın Osmanlı Türk modernleşmesine dâir muhtevâsını belirledi. Bütün dünyada
hayranlıkla okunan bir yazarın Türklere düşman olması, bende zihnî bir tahrîke sebep
olmuştu. Üstelik Tolstoy'a Türklerle ilgili düşüncelerinden dolayı çıkışıyordu
Dostoyevski. Sonra Puşkin'in büyük dedesinin bir Osmanlı kölesi olduğunu öğrendim.Puşkin'in “Erzurum Yolculuğu”nda yazdıklarından etkilenmemek imkansızdı. Marx da
Türk Rus ilişkilerini ihmal etmemiş, konuya dâir birçok yazı yazmıştı. Türk Rus
ilişkilerini farklı yönleri ile ele alan eserlerin yazarı Türk sosyal bilimcilerin
biyografilerinde de gene Türk Rus ilişkileri vardı. Meselâ Halil İnalcık babasından şöyle
bahseder: “Benim babam Rus zulmünden 1905'te; Rusya Japonya ile savaşa tutuştuğu
zaman Rus ordusunda bulunmamak için Türkiye'ye göçtü.” Bir başka sosyal
bilimcimiz Kemal Karpat da kökenlerinin Kırım ve Dobruca'ya dayandığını “Dağı Delen
Irmak”ta anlatır. Bu kitapta birçok kez atıfta bulunduğumuz, “Türkiye ve Rusya” ve
“Rusya Tarihi” gibi eserlerin ve çok sayıda değerli makālenin yazarı Akdes Nimet Kurat
da kökenleri Rusların işgali altında olan Kazan'a dayanan bir tarihçimizdir. Türk Rus
münâsebetleri üzerinde en çok duran tarihçilerden biri olan İlber Ortaylı'nın kökenleri
de Kırım'a dayanmaktadır. “Türkiye'de Çağdaşlaşma” eserinin bazı bölümlerinde Türk
Rus ilişkilerine yer veren Kıbrıs kökenli Niyazi Berkes'in, 1940'ların sonunda DTCF'den
atılması ve Türkiye'den gitmek zorunda kalması o dönemki Türkiye, Amerika ve Rusya
arasındaki ilişkiler sebebiyledir. Hülâsa, kalemin kaderi, kaderin kalemiyle yazılmıştı.
Ben de işbu sebeplerle kalemi elime aldım.
Osmanlı Türk Modernleşmesinde Rus Tesîri (1699-1876) adını taşıyan elinizdeki kitabı
yazma düşüncesi, Dostoyevski'nin Türklerle ilgili yazdıklarına yönelik uzun yıllar önce
yaptığım okumaların sonucunda oluşmuştu. Zaman içinde yaptığım diğer okumalar
kitabın Osmanlı Türk modernleşmesine dâir muhtevâsını belirledi. Bütün dünyada
hayranlıkla okunan bir yazarın Türklere düşman olması, bende zihnî bir tahrîke sebep
olmuştu. Üstelik Tolstoy'a Türklerle ilgili düşüncelerinden dolayı çıkışıyordu
Dostoyevski. Sonra Puşkin'in büyük dedesinin bir Osmanlı kölesi olduğunu öğrendim.Puşkin'in “Erzurum Yolculuğu”nda yazdıklarından etkilenmemek imkansızdı. Marx da
Türk Rus ilişkilerini ihmal etmemiş, konuya dâir birçok yazı yazmıştı. Türk Rus
ilişkilerini farklı yönleri ile ele alan eserlerin yazarı Türk sosyal bilimcilerin
biyografilerinde de gene Türk Rus ilişkileri vardı. Meselâ Halil İnalcık babasından şöyle
bahseder: “Benim babam Rus zulmünden 1905'te; Rusya Japonya ile savaşa tutuştuğu
zaman Rus ordusunda bulunmamak için Türkiye'ye göçtü.” Bir başka sosyal
bilimcimiz Kemal Karpat da kökenlerinin Kırım ve Dobruca'ya dayandığını “Dağı Delen
Irmak”ta anlatır. Bu kitapta birçok kez atıfta bulunduğumuz, “Türkiye ve Rusya” ve
“Rusya Tarihi” gibi eserlerin ve çok sayıda değerli makālenin yazarı Akdes Nimet Kurat
da kökenleri Rusların işgali altında olan Kazan'a dayanan bir tarihçimizdir. Türk Rus
münâsebetleri üzerinde en çok duran tarihçilerden biri olan İlber Ortaylı'nın kökenleri
de Kırım'a dayanmaktadır. “Türkiye'de Çağdaşlaşma” eserinin bazı bölümlerinde Türk
Rus ilişkilerine yer veren Kıbrıs kökenli Niyazi Berkes'in, 1940'ların sonunda DTCF'den
atılması ve Türkiye'den gitmek zorunda kalması o dönemki Türkiye, Amerika ve Rusya
arasındaki ilişkiler sebebiyledir. Hülâsa, kalemin kaderi, kaderin kalemiyle yazılmıştı.
Ben de işbu sebeplerle kalemi elime aldım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.