9786052930380
811816
https://www.hesapli24.com/paradigma-newtoniyen-paradigmanin-iflasi-kuantumsal-evrensel-olusum-ve-toplumsal-hakikat
Paradigma;Newtoniyen Paradigmanın İflası, Kuantumsal Evrensel Oluşum ve Toplumsal Hakikat
13.86
“Anlatılan hikâyelere göre eski zamanlarda çok zeki ve tuzak kurma yeteneği güçlü bir avcı yaşarmış. Bu avcı gittiği hiçbir avdan eli boş dönmezmiş. Bazen diğer klanların avcıları ile birleştikleri av seferlerinde bile avcıların lideri olur, haftalarca, hatta bazen aylarca av peşinde koşarmış. Ayrıca tıpkı kendisi gibi usta eski bir avcı olan şaman dostu varmış. Çok eski bir avcı geleneği olan; şamanların bir tören sonunda avcılara sunduğu kehanetleri bu şamandan almayı bir alışkanlık haline getirmiş. Şaman da eski bir avcı olduğu için, tecrübeleri ona doğru kehanetler sunabilmesine olanak tanırmış. Hangi yöne gidildiği takdirde av hayvanlarına ulaşabileceklerini gösterebilmesinde eski avcılık faaliyetlerinin tecrübeleri epey faydalı olurmuş. Ama yine de çok kez kehanetlerin tutmadığı zamanlar da olurmuş. O zaman da klanların kendilerini tabii gördükleri hayvan totem tanrıların, o avın gerçekleşmesini istemediği gerekçesine sığınırlarmış. Kurnaz ve zeki avcı bir gün, bir av esnasında derin düşüncelere dalarak, o zamana kadarki bütün yaşamını sorgulamaya başlamış. Önce öldürdüğü hayvanın, ellerine bulaşmış kanına takılmış gözleri. Hayvanın kanının renginin, bazen kendisinin de yaralandığında akan kanıyla aynı olmasını nasıl izah edebileceğini düşünmüş: bir cevap bulamamış. Arkasından birbiri ardına sorular üşüşmeye başlamış kafasına. Hayvanları kandırarak, hile yaparak, tuzağa düşürerek, kanını akıtarak avlayabilirken, insanlara karşı böyle yapmanın neden yanlış olduğunu sorgulamaya başlamış. Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi değerli ve ruh sahibi canlılar olarak görülüyorken, neden hayvanlara karşı sergileyebildikleri bu davranışları, insanlara ve doğadaki bütün canlılara karşı sergilemenin yasak olduğunu düşünmeye başlamış…”
“Anlatılan hikâyelere göre eski zamanlarda çok zeki ve tuzak kurma yeteneği güçlü bir avcı yaşarmış. Bu avcı gittiği hiçbir avdan eli boş dönmezmiş. Bazen diğer klanların avcıları ile birleştikleri av seferlerinde bile avcıların lideri olur, haftalarca, hatta bazen aylarca av peşinde koşarmış. Ayrıca tıpkı kendisi gibi usta eski bir avcı olan şaman dostu varmış. Çok eski bir avcı geleneği olan; şamanların bir tören sonunda avcılara sunduğu kehanetleri bu şamandan almayı bir alışkanlık haline getirmiş. Şaman da eski bir avcı olduğu için, tecrübeleri ona doğru kehanetler sunabilmesine olanak tanırmış. Hangi yöne gidildiği takdirde av hayvanlarına ulaşabileceklerini gösterebilmesinde eski avcılık faaliyetlerinin tecrübeleri epey faydalı olurmuş. Ama yine de çok kez kehanetlerin tutmadığı zamanlar da olurmuş. O zaman da klanların kendilerini tabii gördükleri hayvan totem tanrıların, o avın gerçekleşmesini istemediği gerekçesine sığınırlarmış. Kurnaz ve zeki avcı bir gün, bir av esnasında derin düşüncelere dalarak, o zamana kadarki bütün yaşamını sorgulamaya başlamış. Önce öldürdüğü hayvanın, ellerine bulaşmış kanına takılmış gözleri. Hayvanın kanının renginin, bazen kendisinin de yaralandığında akan kanıyla aynı olmasını nasıl izah edebileceğini düşünmüş: bir cevap bulamamış. Arkasından birbiri ardına sorular üşüşmeye başlamış kafasına. Hayvanları kandırarak, hile yaparak, tuzağa düşürerek, kanını akıtarak avlayabilirken, insanlara karşı böyle yapmanın neden yanlış olduğunu sorgulamaya başlamış. Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi değerli ve ruh sahibi canlılar olarak görülüyorken, neden hayvanlara karşı sergileyebildikleri bu davranışları, insanlara ve doğadaki bütün canlılara karşı sergilemenin yasak olduğunu düşünmeye başlamış…”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.