Parma Manastırı

Stok Kodu:
9789759099244
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
261
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005-07-30
Çeviren:
Mustafa Bahar
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
10,85
9789759099244
379745
Parma Manastırı
Parma Manastırı
10.85
Bu romanı 1830daki aslından hiçbir şey değişmeksizin yayımlıyorum. Bunun iki sakıncası olabilir. Birincisi, okuyucu bakımından: Kişiler İtalyan olduklarındanokuyucu daha az ilgileneceklerdir belki. Bu ülkenin insanları Fransızlar dan oldukça farklıdır. İtalyanlar içtendir, iyi insanlardır, çekingen değillerdir, akıllarından geçeni söyleyiverirler. Zaman zaman gurura kapılsalar da bu, tutku haline gelir, benlik adını alır. Sonra, yoksulluk gülünç bir durum değildir onlar için. İkinci sakınca ise, yazarı ilgilendirmektedir. Açık söyleyeyim, öykünün kahramanlarının yaradılışlarının sertliklerini, tutarsızlıklarının olduğu gibi bırakmayı göze aldım. Buna karşılık çekinmeden söylüyorum, yaptıklarının çoğuna da ahlak bakımından ayıpladım. Parayı her şeyden çok seven, kin ya da sevgi uğruna hiç günah işlemeyen Fransızlar ın yaradılışlarındaki yüksek ahlakı, sevimlilikleri onlara vermek neye yarar? Bu romandaki İtalyanlar, bunun tersidirler. Zaten ban öyle geliyor ki, insan ne zaman güneyden kuzeye iki y6üz fersah yol gitse, yeni bir manzara gibi yeni bir roman da çıkar ortaya. Papazın sevimli yeğeni, düşes Sanseverinayı tanımış, çok da sevmişti. Benden de onun başından geçen ayıplanmaya değer olayları hiç değiştirmeden yazmamı rica etti. Ben de bu ricalara uydum.
Bu romanı 1830daki aslından hiçbir şey değişmeksizin yayımlıyorum. Bunun iki sakıncası olabilir. Birincisi, okuyucu bakımından: Kişiler İtalyan olduklarındanokuyucu daha az ilgileneceklerdir belki. Bu ülkenin insanları Fransızlar dan oldukça farklıdır. İtalyanlar içtendir, iyi insanlardır, çekingen değillerdir, akıllarından geçeni söyleyiverirler. Zaman zaman gurura kapılsalar da bu, tutku haline gelir, benlik adını alır. Sonra, yoksulluk gülünç bir durum değildir onlar için. İkinci sakınca ise, yazarı ilgilendirmektedir. Açık söyleyeyim, öykünün kahramanlarının yaradılışlarının sertliklerini, tutarsızlıklarının olduğu gibi bırakmayı göze aldım. Buna karşılık çekinmeden söylüyorum, yaptıklarının çoğuna da ahlak bakımından ayıpladım. Parayı her şeyden çok seven, kin ya da sevgi uğruna hiç günah işlemeyen Fransızlar ın yaradılışlarındaki yüksek ahlakı, sevimlilikleri onlara vermek neye yarar? Bu romandaki İtalyanlar, bunun tersidirler. Zaten ban öyle geliyor ki, insan ne zaman güneyden kuzeye iki y6üz fersah yol gitse, yeni bir manzara gibi yeni bir roman da çıkar ortaya. Papazın sevimli yeğeni, düşes Sanseverinayı tanımış, çok da sevmişti. Benden de onun başından geçen ayıplanmaya değer olayları hiç değiştirmeden yazmamı rica etti. Ben de bu ricalara uydum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat