9786256500693
817680
https://www.hesapli24.com/romanin-kaderi-1
Romanın Kaderi
15.75
”Rüştü elindeki gazetenin tarihine göz attı. 10 Ocak 1945 Duvardaki Saatli Maarif Takvimi 16 Ocak 1945'i gösteriyor. Gazete bu sabah gelmişti. İstanbul'dan neredeyse bir haftada. Normalde dört günde yetişirdi gazeteler. Ama kış basmıştı ortalığı gene iyi sayılırdı. ‘Gözünü sevdiğimin İstanbul'u! Kara tremşe üç gün, dört gece buradan Narlı İstasyonu'na gideceksin.
Alamanlara, Caponlara yakında savaş ilan edecekmişiz. Alaman nere, Capon nere? Siyaset bu! Öyle lazım geliyormuş! Ajans haberleri de savaş haberlerini verip duruyor. Alamanlar bir eyice irezil oldular. ‘Yalan değil ben de azıcık buzucuk Alamancıyım ama aklımı başıma çabuk devşirdiler. Ne de olsa münevver insanlarla düşüp kalkıyorum. Müddümümi olsun, kaymakam bey olsun, sonra efendime söyleyeyim, Ziraat Bangası müdürü olsun mal müdür, posta müdürü, yani kasabanın erkânı… Buranın müdavimleri… Ajans haberlerini de kaçırmam. Haberim olur her bi şeylerden… Yeri gelince, konuşmak ilazım olunca, mahcup olmayayım diye gazata da okurum…'
Gazeteyi daha bir yaklaştırdı gözlerine. Akşama erkân toplanacak. Yunus Bey haber göndermiş: ‘Odayı hazırlasın… Gaymakam Bey falan orda olacağız akşama…' diye.
-Cahit! Laa Cahit! Oğlum şoo buttan, işni bitir de , şöyle bi yarım kilo kadar gara et çıkart, sinirlerini filan eyi ayıkla haa, eyice bi güzel döv de… ağşama erkân, Kaymakam Bey, Müddümümi filan gelecekler…”
Usta yazar ÖZtaş Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze Anadolunun ortalarından başkentimize Anadolu insanının' fazla bilmişliğini, kalenderliğini, siyaseyetin insan karakterine etkilerini irdeleyen bir değişim romanı yazmış… Sürükleyici, gerçekci,… ve gerçek bir Anadolu kadını… Hassas, düşünceli, alıngan, mücadeleci, inatçı, başarılı, kahraman… Seveceksiniz…
”Rüştü elindeki gazetenin tarihine göz attı. 10 Ocak 1945 Duvardaki Saatli Maarif Takvimi 16 Ocak 1945'i gösteriyor. Gazete bu sabah gelmişti. İstanbul'dan neredeyse bir haftada. Normalde dört günde yetişirdi gazeteler. Ama kış basmıştı ortalığı gene iyi sayılırdı. ‘Gözünü sevdiğimin İstanbul'u! Kara tremşe üç gün, dört gece buradan Narlı İstasyonu'na gideceksin.
Alamanlara, Caponlara yakında savaş ilan edecekmişiz. Alaman nere, Capon nere? Siyaset bu! Öyle lazım geliyormuş! Ajans haberleri de savaş haberlerini verip duruyor. Alamanlar bir eyice irezil oldular. ‘Yalan değil ben de azıcık buzucuk Alamancıyım ama aklımı başıma çabuk devşirdiler. Ne de olsa münevver insanlarla düşüp kalkıyorum. Müddümümi olsun, kaymakam bey olsun, sonra efendime söyleyeyim, Ziraat Bangası müdürü olsun mal müdür, posta müdürü, yani kasabanın erkânı… Buranın müdavimleri… Ajans haberlerini de kaçırmam. Haberim olur her bi şeylerden… Yeri gelince, konuşmak ilazım olunca, mahcup olmayayım diye gazata da okurum…'
Gazeteyi daha bir yaklaştırdı gözlerine. Akşama erkân toplanacak. Yunus Bey haber göndermiş: ‘Odayı hazırlasın… Gaymakam Bey falan orda olacağız akşama…' diye.
-Cahit! Laa Cahit! Oğlum şoo buttan, işni bitir de , şöyle bi yarım kilo kadar gara et çıkart, sinirlerini filan eyi ayıkla haa, eyice bi güzel döv de… ağşama erkân, Kaymakam Bey, Müddümümi filan gelecekler…”
Usta yazar ÖZtaş Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze Anadolunun ortalarından başkentimize Anadolu insanının' fazla bilmişliğini, kalenderliğini, siyaseyetin insan karakterine etkilerini irdeleyen bir değişim romanı yazmış… Sürükleyici, gerçekci,… ve gerçek bir Anadolu kadını… Hassas, düşünceli, alıngan, mücadeleci, inatçı, başarılı, kahraman… Seveceksiniz…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.