Ruh,Zihin Ve Psikanalist; Psikotik Yönleri Olan Hastalarla Psikanalitik Çerçevenin Yaratılması Psikotik Yönleri Olan Hastalarla Psikanalitik Çerçevenin Yaratılması
Boyut:
160-230-0
Sayfa Sayısı:
262
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-12-11
Çeviren:
Sevil Uzunoğlu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
13,97
9786053994282
454766
https://www.hesapli24.com/ruh-zihin-ve-psikanalist-psikotik-yonleri-olan-hastalarla-psikanalitik-cercevenin-yaratilmasi
Ruh,Zihin Ve Psikanalist; Psikotik Yönleri Olan Hastalarla Psikanalitik Çerçevenin Yaratılması Psikotik Yönleri Olan Hastalarla Psikanalitik Çerçevenin Yaratılması
13.97
Rosenfeld bu kitabında, psikotik yönleri olan zor hastalarla yaptığı çalışmaları anlatıyor. Analitik düşünebilmeye devam ederek anlaşılmazı anlaşılır kılmaya çalışırken analitik çerçeveyi ve karşıaktarımı nasıl ön açıcı bir şekilde kullandığını ve uygulamadan kaynaklanarak kuramsal katkılarını nasıl oluşturduğunu bizi zengin ve canlı bir deneyimin içine alarak sunuyor. Thomas Ogden'in önsözü ile başlayan Ruh, Zihin ve Psikanalist adlı bueser, aynı zamanda Ayla Yazıcı'nın hastane ortamında psikotik hastalar ve kurum çalışanları arasındaki ilişkinin farklı yönlerini samimiyetle ele aldığı Akıl Hastanesinde Psikanalist Olmak isimli bölümünü de içeriyor.
Müthiş bir klinisyen ve kuramcı olmasının yanı sıra Rosenfeld aynı zamanda yetenekli bir öğretmendir. Analistin karşıaktarım deneyimini kullanmasının psikanalizdeki merkezî rolüyle ilgili fikirlerini net ve öz bir biçimde iletir. Karşıaktarımı dışarıda bırakmak veya yorumlamak için değil, düşünmek için bir işaret olarak görür.Thomas Ogden
Önemli olan karşı aktarımın yanı sıra, aktarımla ve hastanın iç dünyasıyla ilgili psikanalitik olarak düşünebilmektir. Bir hastayla hastaneye yürürken, ya da bir alışveriş merkezine giderken ve bilgisayar oyunu oynarken bile kimse bir psikanalist gibi düşünmeme engel olamaz. (...)
Bir hastanın ninniler yoluyla hatırladığı ve kaybedilmiş bir çocukluktan geri kazandığı, telafi ettiği coşkuları ifade etmeye yazılı kelimeler yetmez. Uzun ve görünüşe göre başarılı bir tedaviden sonra, bağımlı bir hasta tekrar uyuşturucuya başladığında bir psikanalistin hissettiklerini ifade etmeye de yetmez. Yahut sürekli bir biçimde bir kadının yüzünü, dudaklarını, kaşlarını, yanaklarını ve gözlerini çizen ve bir gün tesadüfen, o doğduktan kısa bir süre sonra ölen annesinin, onu kollarında tutarken çekilen tek fotoğrafını, tekrar tekrar çizmiş olduğu kadının fotoğrafını bulan bir hastanın hissettiklerini ? bir hastanın coşkuları ve hıçkırıkları... Bir sayfadaki kelimeler, annesinin içsel bir imgesini korumuş olduğunu ve yıllar boyunca takıntılı bir biçimde yüzünün her bir parçasını yüzlerce kez çizmiş olduğunu keşfetmesinin bu hasta üzerindeki etkisini ifade etmeye yetmez. Bir saatlik seans içinde deneyimlenenler yaşamda yıllar alabilirdi.David Rosenfeld
Madem onlar -kilitli kapının arkasındakiler- bir başkası, o zaman iğrenç, kötü, saldırgan, deli, pis, kirli olabilirler. Yani bizim giysimizin içinden onlara, bize yakışmadığını düşündüğümüz, dışarıya atmak istediğimiz her şeyi atabiliriz. Kendi kötü, pis, saldırgan duygularımızı onların üstüne yansıtabiliriz. Onlar pis, saldırgan, kötü olup her türlü zorlayıcı tedavileri, her türlü kimliksizleşmeyi, kişiliksizleşmeyi hak eder hale gelir; profesyoneller ise bütün bunları atacak, depolayacak bir alan bulmuş olur. Bu hastalarla bağ kurmak zor bir iştir. Ancak herkes gibi bu insanların da psikotik olmayan taraflarının da olduğunu hesaba katarak bağ kurmaya çalışılmaya devam edilmelidir. Akıl hastaneleri olsa da olmasa da, ilaçlar olsa da olmasa da psikanalitik açıdan söylenecek en önemli şey psikotik hasta ile ilişki kurmanın gerekliliğinin kaçınılmaz olduğudur.Ayla Yazıcı
Rosenfeld bu kitabında, psikotik yönleri olan zor hastalarla yaptığı çalışmaları anlatıyor. Analitik düşünebilmeye devam ederek anlaşılmazı anlaşılır kılmaya çalışırken analitik çerçeveyi ve karşıaktarımı nasıl ön açıcı bir şekilde kullandığını ve uygulamadan kaynaklanarak kuramsal katkılarını nasıl oluşturduğunu bizi zengin ve canlı bir deneyimin içine alarak sunuyor. Thomas Ogden'in önsözü ile başlayan Ruh, Zihin ve Psikanalist adlı bueser, aynı zamanda Ayla Yazıcı'nın hastane ortamında psikotik hastalar ve kurum çalışanları arasındaki ilişkinin farklı yönlerini samimiyetle ele aldığı Akıl Hastanesinde Psikanalist Olmak isimli bölümünü de içeriyor.
Müthiş bir klinisyen ve kuramcı olmasının yanı sıra Rosenfeld aynı zamanda yetenekli bir öğretmendir. Analistin karşıaktarım deneyimini kullanmasının psikanalizdeki merkezî rolüyle ilgili fikirlerini net ve öz bir biçimde iletir. Karşıaktarımı dışarıda bırakmak veya yorumlamak için değil, düşünmek için bir işaret olarak görür.Thomas Ogden
Önemli olan karşı aktarımın yanı sıra, aktarımla ve hastanın iç dünyasıyla ilgili psikanalitik olarak düşünebilmektir. Bir hastayla hastaneye yürürken, ya da bir alışveriş merkezine giderken ve bilgisayar oyunu oynarken bile kimse bir psikanalist gibi düşünmeme engel olamaz. (...)
Bir hastanın ninniler yoluyla hatırladığı ve kaybedilmiş bir çocukluktan geri kazandığı, telafi ettiği coşkuları ifade etmeye yazılı kelimeler yetmez. Uzun ve görünüşe göre başarılı bir tedaviden sonra, bağımlı bir hasta tekrar uyuşturucuya başladığında bir psikanalistin hissettiklerini ifade etmeye de yetmez. Yahut sürekli bir biçimde bir kadının yüzünü, dudaklarını, kaşlarını, yanaklarını ve gözlerini çizen ve bir gün tesadüfen, o doğduktan kısa bir süre sonra ölen annesinin, onu kollarında tutarken çekilen tek fotoğrafını, tekrar tekrar çizmiş olduğu kadının fotoğrafını bulan bir hastanın hissettiklerini ? bir hastanın coşkuları ve hıçkırıkları... Bir sayfadaki kelimeler, annesinin içsel bir imgesini korumuş olduğunu ve yıllar boyunca takıntılı bir biçimde yüzünün her bir parçasını yüzlerce kez çizmiş olduğunu keşfetmesinin bu hasta üzerindeki etkisini ifade etmeye yetmez. Bir saatlik seans içinde deneyimlenenler yaşamda yıllar alabilirdi.David Rosenfeld
Madem onlar -kilitli kapının arkasındakiler- bir başkası, o zaman iğrenç, kötü, saldırgan, deli, pis, kirli olabilirler. Yani bizim giysimizin içinden onlara, bize yakışmadığını düşündüğümüz, dışarıya atmak istediğimiz her şeyi atabiliriz. Kendi kötü, pis, saldırgan duygularımızı onların üstüne yansıtabiliriz. Onlar pis, saldırgan, kötü olup her türlü zorlayıcı tedavileri, her türlü kimliksizleşmeyi, kişiliksizleşmeyi hak eder hale gelir; profesyoneller ise bütün bunları atacak, depolayacak bir alan bulmuş olur. Bu hastalarla bağ kurmak zor bir iştir. Ancak herkes gibi bu insanların da psikotik olmayan taraflarının da olduğunu hesaba katarak bağ kurmaya çalışılmaya devam edilmelidir. Akıl hastaneleri olsa da olmasa da, ilaçlar olsa da olmasa da psikanalitik açıdan söylenecek en önemli şey psikotik hasta ile ilişki kurmanın gerekliliğinin kaçınılmaz olduğudur.Ayla Yazıcı
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.