Rüyada

Stok Kodu:
9786256468412
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
304
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-03-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
13,82
9786256468412
851636
Rüyada
Rüyada
13.82
Kâbuslardan biri daha… Can havliyle koşuyor. Peşinde ısrarla onu kovalayan kötülük kumkuması, habaset müdavimi adamlar. Yaklaşan şerrin, alçaklığın hızlı fena adımları… Yanında bir kişi daha var. Belki kız kardeşi. Kan ter içinde. Neredeyse ensesindeler. Onları koruyacak bir kimse de yok. Vakit daraldı, hezimete uğrayacak, bunaldı. Aniden kendini resmi bir binada buluyor. Kısmen rahatlamış, heyecan azalmış. Yenisinin pençesinde. Ne oluyor, ne bitiyor. Etrafında askerler. Hayretle üzerindeki kıyafete bakıyor. Bir asker üniforması. Üzerine birkaç beden büyük geliyor, lakin asker(miş). Herhalde belli belirsiz silahı var. Farklı bir cins olduğunu aşikâr etmemeli, zarar görmemeli. Sesini kalınlaştırmaya, âdeta onlardanmış, ezelden beri oradaymış gibi kendine erkeksi bir eda vermeye çalışıyor. Zaman akıp gidiyor. Sonra bir düzen, disiplin geliyor çevreye. Nizam daha ziyade hissediliyor. Teftiş varmış herhalde. Bilemiyor. Hiç asker olmadı ki. Derlenip toparlanmalı. Hürmetli bir sessizlik, sükûnetli bir bekleyiş kaplıyor ortalığı. Ayak sesleri. Rap rap rap… Karşısına, yüzlere bakamıyor. Biraz da korkuyor. Tam önünde bir şahıs, kudret timsali… Etraftaki havadan seziyor, besbelli üst düzey bir subay, komutan bu. Sıradan neferlerden teki gibi, havaya karışıp gidiverse. Küçüktü, daha da küçülse, erise bitse. “Hiçkimse” herhalde. Başı yakasının içine girse… Komutan tam önüne gelip duruyor. Ürkmesi, kaygıları kısmen diniyor. Sorarsa, erkek sesiyle cevap verecek. İçinden talim ediyor. Komutanın sesi ılık, tanıdık; ruhuna işliyor. Belki de tâ derinlerden, göğüs kafesiyle sırlanmış bölgelerden geliyor
Kâbuslardan biri daha… Can havliyle koşuyor. Peşinde ısrarla onu kovalayan kötülük kumkuması, habaset müdavimi adamlar. Yaklaşan şerrin, alçaklığın hızlı fena adımları… Yanında bir kişi daha var. Belki kız kardeşi. Kan ter içinde. Neredeyse ensesindeler. Onları koruyacak bir kimse de yok. Vakit daraldı, hezimete uğrayacak, bunaldı. Aniden kendini resmi bir binada buluyor. Kısmen rahatlamış, heyecan azalmış. Yenisinin pençesinde. Ne oluyor, ne bitiyor. Etrafında askerler. Hayretle üzerindeki kıyafete bakıyor. Bir asker üniforması. Üzerine birkaç beden büyük geliyor, lakin asker(miş). Herhalde belli belirsiz silahı var. Farklı bir cins olduğunu aşikâr etmemeli, zarar görmemeli. Sesini kalınlaştırmaya, âdeta onlardanmış, ezelden beri oradaymış gibi kendine erkeksi bir eda vermeye çalışıyor. Zaman akıp gidiyor. Sonra bir düzen, disiplin geliyor çevreye. Nizam daha ziyade hissediliyor. Teftiş varmış herhalde. Bilemiyor. Hiç asker olmadı ki. Derlenip toparlanmalı. Hürmetli bir sessizlik, sükûnetli bir bekleyiş kaplıyor ortalığı. Ayak sesleri. Rap rap rap… Karşısına, yüzlere bakamıyor. Biraz da korkuyor. Tam önünde bir şahıs, kudret timsali… Etraftaki havadan seziyor, besbelli üst düzey bir subay, komutan bu. Sıradan neferlerden teki gibi, havaya karışıp gidiverse. Küçüktü, daha da küçülse, erise bitse. “Hiçkimse” herhalde. Başı yakasının içine girse… Komutan tam önüne gelip duruyor. Ürkmesi, kaygıları kısmen diniyor. Sorarsa, erkek sesiyle cevap verecek. İçinden talim ediyor. Komutanın sesi ılık, tanıdık; ruhuna işliyor. Belki de tâ derinlerden, göğüs kafesiyle sırlanmış bölgelerden geliyor
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat