9789752892767
645359
https://www.hesapli24.com/sevgili-olu-kocam
Sevgili Ölü Kocam
14.12
Bir yazarın dul karısı olmak, yaşananlar kadar yazılanların da ağırlığını taşımak demektir. Yazarın ardında bıraktığı belgeler, yarım kalmış kitaplar, günlükler
kâğıdın göreli ölümsüzlüğüne kazınmış neşe, hüzün ve sürpriz dolu yaşam izleri
Sevili Ölü Kocam, beş ünlü merhum yazarın, kendilerine özgü renkli kişilikleri olan karılarının portrelerinden oluşuyor. Jules Michelet, Robert Louis Stevenson, Marcel Schwob, Jules Renard ve Jack Londonın hayat arkadaşları
Birbirlerini hiç tanımayan, ama çok sevdikleri yazar eşlerinin ölümleriyle aynı şekilde yüzleşen beş kadının portresi.
Bu kadınların hepsi de kendilerini aynı ürkütücü problemle karşı karşıya hissettiler; geride kalan olmanın zorluğu altında, bu büyük adamların günlükleri, elyazmaları, defterleri ve hatıralarıyla baş başa kalmak. Ama onlar, ne kocalarının şöhretinin ardına saklandılar ne de sadece kütüphanede duran eserlerinin tozunu almakla yetindiler. Cesur bir kararla, kayıplarından konuşmaya karar verdiler.
Kocalarının en yakınındaki insan olmuşlardı. Çoğunlukla çalışmalarına yardım edip hastabakıcıları olmuşlar, sayıkladıkları günlerde onlarla beraber sabahlayıp son nefeslerine kadar onları sevmişlerdi.
Jack kendi kendine günde bin kelime yazacağına söz vermişti. Tabii ki ben, onun kaleme aldığından daha hızlı daktilo yazıyordum. Ama yazdıklarımı kontrol edip düzetmem de gerekiyordu. Aynı şimdi, bana kalan elyazmalarını yapmak zorunda olduğum gibi. Sağlığındaki gibi sekreteri ve yayın asistanı olacağım
Bir yazarın dul karısı olmak, yaşananlar kadar yazılanların da ağırlığını taşımak demektir. Yazarın ardında bıraktığı belgeler, yarım kalmış kitaplar, günlükler
kâğıdın göreli ölümsüzlüğüne kazınmış neşe, hüzün ve sürpriz dolu yaşam izleri
Sevili Ölü Kocam, beş ünlü merhum yazarın, kendilerine özgü renkli kişilikleri olan karılarının portrelerinden oluşuyor. Jules Michelet, Robert Louis Stevenson, Marcel Schwob, Jules Renard ve Jack Londonın hayat arkadaşları
Birbirlerini hiç tanımayan, ama çok sevdikleri yazar eşlerinin ölümleriyle aynı şekilde yüzleşen beş kadının portresi.
Bu kadınların hepsi de kendilerini aynı ürkütücü problemle karşı karşıya hissettiler; geride kalan olmanın zorluğu altında, bu büyük adamların günlükleri, elyazmaları, defterleri ve hatıralarıyla baş başa kalmak. Ama onlar, ne kocalarının şöhretinin ardına saklandılar ne de sadece kütüphanede duran eserlerinin tozunu almakla yetindiler. Cesur bir kararla, kayıplarından konuşmaya karar verdiler.
Kocalarının en yakınındaki insan olmuşlardı. Çoğunlukla çalışmalarına yardım edip hastabakıcıları olmuşlar, sayıkladıkları günlerde onlarla beraber sabahlayıp son nefeslerine kadar onları sevmişlerdi.
Jack kendi kendine günde bin kelime yazacağına söz vermişti. Tabii ki ben, onun kaleme aldığından daha hızlı daktilo yazıyordum. Ama yazdıklarımı kontrol edip düzetmem de gerekiyordu. Aynı şimdi, bana kalan elyazmalarını yapmak zorunda olduğum gibi. Sağlığındaki gibi sekreteri ve yayın asistanı olacağım
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.